Multi medya bölümden bir kısmın canlandırması...
İyi okumalar bebeklerGelen kız sesiyle hemen Sarp'tan ayrıldım. Bu kaçıncı acaba diye düşünerek Sarp'a baktım. Omuzlarını silkerek düşüncelerime karşılık verdi. Kendi bile sayamamış.
Aras "Eylem." Dediği an Çisil'in gözleri şokla açıldı. Sarp'ın da günahını aldım. "Sevgilim." Diye yanıtladı Eylem. Gözlerini Çisil'in üzerinden ayırmıyordu. Sert bakışlarıyla resmen Çisil'i ezmişti.
Çisil ve Aras'ın arasına giren Eylem kollarını Aras'ın boynuna doladı. Çisil gözleri dolarken başını yere düşürdü. Eylem, "Senin için geldim!" dedi sevinç çığlıklarıyla. Çisil usulca bir kaç adım geriledi. Aras'ın gözleri Çisil ile Eylem arasında gidip gelirken, zorda olsa kollarını Eylem'e sardı. "Dönmezsin sanmıştım." dedi normal tutmaya çalıştığı sesiyle.
Yeşil gözlerimi Sarp'a çevirdim, "Kim bu?" diye fısıldadım kulağına. "Mazi..." dedi, tabii o gayet gür bir sesle demişti.
Eylem kollarını Aras'tan ayırdı ve dudaklarını büzerek, "Sensiz yapamayacağımı anladım, İtalya'dan dönme kararı aldım. Biraz ani oldu ama..." dedi sonlara doğru kıkırdayarak. "Hoşgeldin," dedi Aras'ta gözlerinde ki acıyı dudaklarına vurarak.
Çisil'se ikisinin arkasında usulca koyu kahverengi gözlerini dolaştırıyordu. Dudaklarından hafif bir hıçkırık kaçtığından bütün gözler ona döndü. O da olduğu yerde irkilerek, "B-ben özürdilerim... Gi-gitsem iyi olacak. Si-size iyi e-eğlenceler." Her kelimesini kekeleyerek söylemişti resmen... Durduğu yerde toparlanıp koltuktaki çantasını aldı ve kapıya doğru ilerdi. Aras'ta arkasından, "Çisil!" diye diye bağırıp, peşinden gitti.
Bende daha fazla bu olanlara dayanamadım ve Eylem'in yanına gittim. "Ne iş? Hayır yani geldin dağıttın ortalığı kimsin kızım sen?" diye tısladım Eylem'e doğru. "Seni ilgilendirmez!" diye bağırdı o da. Bir kaç adımla Eylem'e yaklaştım. "Benim arkadaşımı üzeni üzerim ve konu gayet beni ilgilendiriyor!" Her kelimeme baskı yaparak söylemiştim bu cümleyi.
Beni kolumdan tutarak geri ittirdi. Kaşlarım çatıldığın da, "Öyle mi bebeğim? O zaman gitte o ağlak arkadaşını sustur!" dediğinde sinirlerim tepeme çıktı. "Sarpcığım Didem nasıl?" diye sordu Sarp'a. "Bilmiyorum." dedi Sarp umursamazca. Didem kimdi?
Bu konuyu dolaba kaldırıp kızın kolunu hışımla çektim. "Bir daha arkadaşıma bir şey dersen..." Tam kızın saçına yapışacakken, Sarp, "Lavin, yeter!" diye bağırdı ve beni kolumda çıkarak salondan çıkardı.
"Bıraksana be!" dediğimde kolumu daha sıkı tuttu. "Lavin, karışma güzelim." dedi sertçe Sarp. "O kız Çisil'i ağlattı." dediğim de görüş alanımıza Aras girdi. "Çisil nerede?" diye sordum bir hışımla.
"Gitti," dedi üzgünce.
Sarp'a dönerek, "Beni eve götür," dedim. O da başıyla onayladıktan sonra alışveriş merkezinden çıkıp araba bindik.
Sarp en kısa sürede beni eve götürdüğün de ona teşekkür edip koşar adımlarla eve girdim. Kapıyı açıp içeri girdiğim de yukarıdan bir kırılma sesi gelmişti. "Çisil!" diye çığlık atarcasına bağırdıktan sonra kapıyı kapatıp yukarı çıktım.
Çisil odasındaki aynayı binbir parçaya ayırmış ve yere diz çökmüş ağlıyordu. "Canım..." dedim sessiz bir mırıltıyla. "O-o kız o-onun için ço-çok önemliymiş." dedi iç çekerek. "Ba-bana bu-bugün değer verdiğini s-söyledi." diyerek devam etti.
"Be-ben ondan hoşlandığımı söylediğimde -burnunu çekti- onunda benden hoş-hoşlanacağını sa-sandım." dedi ve başını geri atıp daha çok ağlamaya başladı. Yanına gidip diz çöktüğümde ona sıkıca sarıldım. "Lisenin ilk yılındada böyleydin." dedim ufak bir gülümsemeyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY
Teen FictionDolunay... Dolunay'ın altındaki adam, Sarp Bertan. Gece Ay'a ortaklık ederken benim âşık olduğum adam; uçurumun kenarında, dolunayın altında beni göğüs kafesine gömüp kalbine sakladı. Yıldızlar üzerimize düşerken, Dolunay bizim için o gece birkez...