Bavulumu verdiğim adama son bi kez bakış atarak koltuğuma geçtim. Sandra cam kenarına geçmişti. Bunun kavgasını yapacak kadar neşeli değildim şuan. Ailemin anılarıyla dolu olan evi terk ediyordum.
Bidaha görmemek üzere.
Burayı terk etmeliydik çünkü kurtların başı dediğimiz gereksiz canavar bizim peşimizde ve bu kasabadaydı. Gizem kasabasına gidiyorduk bu sefer. Bu dünyada kaç kurt olduğunu bilmiyordum ama onlarda aynı durumda olmalıydı bence.
Ondan korkmuyordum ama yine aileme yani sandra'ya bişey olmasına izin veremezdim. Annemi babamı kaybettim. Başka birini kaybetmeye niyetim yoktu.
Onla savaşmak isterdim ama duyduğuma göre hiç kimse yenememiş onu bugüne kadar. Ama yinede denemek gerekirdi.
"Ne düşünüyorsun Malia?" Sandraya döndüm. "Her zamanki gibi. Şimdi nasıl olucak bilmiyorum. Yani bizim gibi olan insanlar eninde sonunda ölücek. O canavar öldürücek hepimizi. Neden uğraşıyoruz kaçmakla? Zaten hepimizden güçlü. Ne sen ne de ben sürekli böyle göç edemeyiz. Sıkıldım kaçmaktan. En azından gidip bi savaşalım. Ölürsek ölürüz. Zaten öleceğiz. Gidip bakalım şu kurtların başı dediğimiz canavara."
Derin bir nefes alıp verdim. İlk defa böyle konuşma yapmıştım. Bu güne kadar nasıl dayandıysam artık.
"Biliyorum ama kaçmak zorundayız Malia. Eminim bunun bir çaresi vardır. Onu yenmemizin bi çaresi vardır. Ve bizim gibi insanlara yardım edn insanlarda vardır eminim. Bir umut olmalı anlıyor musun? Artık bende bıktım. yeni eve taşınma gibi. Şu Gizem kasabasına gidelim bide.
Kafamı salladım. Kendimi tanıtsam daha iyi olacak. Ben malia. Annem babam da kurt sandrada öyle. Sandrayla arkadaş olmamızın sebebide buydu. Beni anlayan biri vardı en azından. Annem babam ve sandra birlikte yaşıyorduk. Kaç kasaba değiştirdik. Canavar kokumuzu alıp peşimizi bırakmıyordu. Bu yüzden annemi ve babamı öldürdü o katil bi canavardı. Sadece sandrayı ve kendimi kurtarabilmiştim. Aslında hızlı koşarak Gizem kasabasına varabilirdik. Ama biz bunu tercih ettik. Nedenini bilmiyorum. Her neyse bizim gibi olan insanlarda var mı bilmiyordum. Ama sandra varsa başkalarıda vardır diye düşünüyordum. Onlarla aslında konuşsak görüşsek birbirimizi bulsak bi plan yapabilirdik. Ama tek yaptığımız kaçmaktı. İntikamımı alıcaktın hem bizim gibi insanların güçlerini almak istemesi için ve ailemi öldürdüğü için. Evet, bizi ısırıp güçlerimizi kendisine alabilirdi. Ama biz o canavarı öldürürsek bizim ödülümüz rahatlamak olurdu. Tabiiki güç olarak bakarsak bütün kurtlar güçlenirdi. Yeni bir özellik gibi.
Ama ben bunu yapıcaktım. Sonumun beni ısırılarak ölmemi bilsemde yine savaşmak isterdim. İstiyordum da. Aslında kurtlar birbirlerinin kokusunu alabilirlerdi. Ama kasabalar baya uzak olduğu için birbirlerine koku alamıyorduk o kadar. Tabii gideceğimiz kasabada bizim gibi olanlar varsa tabiiki birbirimizi bulabilirdik. Ben sadece sandrayı bulabilmiştim. Maç sırasında birbirimize baktığımız zaman gözlerimiz sarı renk olmuştu. Anlamıştım. İlk kez karşıma çıktığı için olmuştu tabiiki. Her zaman birbirimize baksak olmuyordu.
***
Gizem denilen şu kasabaya gelmiştik artık. Burda baya bir garip insanlar vardı. Tuhaf tuhaf bakıyorlardı nedenini bilmiyordum. Ne bir mağaza ne bir başka bir dükkan dahi yoktu. İlerlediğimiz zaman bir tane çıkmıştı oda kasabada olan tek bir mağazaydı galiba. Şapkalı bir kadın gözüme çarptı. Kolundan tutup durdurdum. "Bakar mısınız acaba?" Diyerek biraz eğildim. Şapkası yüzünden gözlerini göremiyordum. Bana tuhaf bir bakış attı. Gözlerini kaçırmadan ilerlemeye devam etti. "Ne oluyor burda böyle?"
"Bilmiyorum ama burda garip şeyler döndüğü ortada." Dedi sandra.
Yaşlı bi dede bize doğru geliyordu. Ondada şansımı denedim. "Bakar mısınız bayım?" Bize döndü ve duraksadı. Derin bir nefes verdim. Sonunda normal bir adam bulmuştuk.
"Biz buraya taşındık. Yeni satılık bir ev biliyor musunuz?" Konuşmadı. Gözlerimin içine baktı. Göz teması kurmak istemedim. Gözlerini başka bi yere çevirip geri adama döndüm. Eliyle karşımızda duran evi işaret etti. Ağzı açık bir şekilde bize bakarak yoluna devam etti. Normal bir adam değildi. Sözümü geri alıyorum.
Karşıdaki eve gittiğimizde ürkütücü bir evdi. İçi eşyalarla doluydu. İçine girdik. İki katlıydı. Normal bir ev gibi gözüksede iç sesim burda bir şeyler olduğunu söylüyordu. Ve ayrıca burnuma o koku gelmişti. "Sende alıyor musun kokuyu?" Sandraya döndüm. "Evet. Sandra bulduk mu yoksa?" Dedim saçımı geriye doğru atarken.
Bir anda yanımızda biten adama döndü bakışlarım. Yerimden sıçramıştım. Sandrada öyle. "Korkuttuğum için özür dilerim." Gözünde kara bir gözlük vardı gözlerini göremiyordum.
"Önemli değil. Biz bu evi tutuyoruz. İçinde eşyada var hem. Bize göre." Dedim. Sandranın kulağına eğilip "eminim bu bir kurtadam." Dedim. Kafasıyla onayladı.
"Peki o zaman. Yalnız ücreti peşin alırım." Dedi.
"Siz bu kasabada konuşan tek insansınız galiba" dedim pencereden tuhaf insanlara bakarken.
"Burda yaşayan insanlar öyle buna alışsanız iyi olur bence. Ben şu ana kadar kimseyle konuşmadım açıkçası." Dedi.
Şaşırmıştım.
"Bu kasabanın bir özelliği falan var heralde o zaman?" Adamın siyah kıyafetleri siyah gözlüğü beni korkutmuştu. Yanımıza aniden gelmesi zaten kurt olduğunu kanıtlıyordu. Gözlüğüde o yüzden taktığına emindim.
"Bir özelliği falan yok aslında." Bana yaklaştı ve fısıldadı. "Burada yaşadıkça delirdiler galiba." Dedi. Geri çekildim.
Hiç utanma falan olmadığı için bende direk konuya girdim.
"Gözlüğü çıkarsanız diyorum. Biliyoruz sen de kurtsun."
Dediğim şeyle bi an bana baktı. Kaşlarını kaldırdım. "Sorun mu var?"
Gözlüklerini çıkarttığında sandra da dahil adamın ve benim gözlerim parlamıştı. "Sen de mi kaçıyorsun ?"
Adam kafasını salladı. "Zaten koku alma duyumuzu var sayarak bu yaptığımı akıllıca bulmuyorum. Her neyse evet ben de kaçıyorum. Ve bir çok bizim gibi olan insanlarda bu kasabada. Bu kasabanın bir özelliği var evet." Dedi bana bakarak. "Nasıl yani çoğu kurt burdamı? Bu kasabanın ne özelliği olabilirki? O kadar kasabaya göç ettim ben. Bi hikayesi olması lazım değil mi?" Adam kafa salladı yine ve bir kaç adım atarak koltuğa oturdu. "Bunu öğrenmek istiyorsanız bu gece 2' de Gizem kasabasının deposunda olun. Eğer kurtsanız cesaretlisinizdir."
Dedi ve hızlı bir şekilde pencereden çıktı.***
Gece 2'yi geçmişti bile. Depoyu bulmuştuk sandrayla. Kapısının önündeydik. Metal kokuyordu burası. Büyük bir kapı vardı. Sandra'ya bir bakıl attım ve kapıyı açtım.
Karşılaştığın şey bir ordu sayısı kadar kurdun sarı gözlerle bize bakmasıydı.
Merhaba, multimedya da benim yaptığım bir kapak var pek beğenmesemde koymak istedim. Açıklama bölümünde kitabın kapağının sahibini yazdım. Mütiş kapaklar yapıyor.. Tavsiye ederim. Votelerinizi ve yorumlarınızı eksik etmeyin.. :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurt kız
Teen FictionÖlüm canavarı, kurtların başı. Yıllardır ondan kaçarak yaşadım. Annemin babamın ölümü bu yüzdendi. Ne annemi ne babamı kurtarabildim. Bizi bulmayı başarıyordu bir şekilde, biz ise korkarak başka bir yerlere gidiyorduk. Bıkmıştım. Önüme benim gibi ol...