BAŞANGIÇ

241 13 4
                                    

   20 Şubat 2007

   Topuk sesleri inin cinin top oynadığı mahallenin aşırı sessizlliğinde çığ gibi yankılanıyordu. İnceden bir rüzgar yanaklarını yalayıp geçiyordu. Hızlı adımlarla başı önde yürüyor, aynı zamanda sağ eliyle sol elinin parmakarını çıtlatıyordu. Kalp atışını duyabiliyordu, gereğinden kat kat daha hızlı. 

    Hastanenin bahçesine geldiğinde derin bir nefes aldı, rahatlamıştı. Kantine doğru ilerlemeye başladı. İnsanların bakışlarından tedirgin oluyor gibiydi. Kafası önde, ellerini sımsıkı yumuyor hızlı adımlarla yürüyordu.

   Kantinin önünde durarak bir kahve istedi. Tezgahın arkasındaki sarışın, cılız ama alımı kız başıyla onay verdi. Kahvesini beklerken parmaklarını masaya vuruyor etrafa bakınıyordu. Tam dalmışken tezgahtarın sesiyle irkildi:

   -Buyurun efendim.

   Dudağında zorlu ve yapmacık bir gülümsemeyle başını hafifçe eğdi. Elini cebine atıp çıkardığı bozuklukları tezgahtaki cam objeye bıraktı. 

    Çimlerden geçerek morga ilerledi. 

    Morgun kapısına vardığında kemerine astığı anahtarlığı eline alarak birkaç çevirişte kapıyı açtı. 

    Kapıdan ilk girişte onu küçük bir koridor karşılıyordu. Oturdukları masa da bu koridorda bulunuyordu. Sağ tarafta bir kapı vardı, bu kapı evrakların bulunduğu bir odaya açılıyordu. Tam karşıdaki kapı ise gasilhaneydi. Cesetler burada yıkanıyor ve kefenleniyordu. Sol tarafta ise 4 kapı vardı. Birincisi çocuk ve bebekler, ikincisi bayanlar, üçüncüsü erkekler, dördüncüsüyse şehitler için düzenlenmiş morglardı. Her kapının üzeride minik birer pencere bulunuyordu. 

   Dışarı kapıyı örtüp masaya oturdu. Defteri açıp imzalayacakken "şşt" diye bir ses duydu. Kalbi yenide hızla çarpmaya başladı. İçeride kimse olamazdı. Bir cesaretle yerinden kalkıp yavaşça odalara doğru ilerlemeye başladı. Tam o sırada bu sefer arkasında gelmişti o ses. Birden döndü ve karşısında gassal Murat'ı gördü. Sinirlenmiş ama rahatlamış bir tavırla masaya tekrar geçti:

   -Sen miydin abi ya?!

   -Ne oldu? Betin benzin atmış.

   -Hiç.

   Murat, sen bilirsin dercesine kafasını sallayarak masaya geçti. İkisi de imzalarını ve geldikleri saati yazıp imzaladılar:

   Morg Bekçisi Selim Sözeri  07:26

   Morg Gassalı Murat Baturalp 07:29

MORG BEKÇİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin