27.Bölüm: SAKLI BAHÇE

172 18 87
                                    

Zaman kavramının yok oluşunun şahitliğine durmuştu sanki o odada geçirdiği huzurlu anlar. Işık hüzmelerinin belli aralıklarla değişimi bir renk şölenine dönüşürken, tüm vücudunun da tamamen gevşediğini kestirebiliyordu. Müziğin ruhunu okşayan ritmi ise her şeye değerdi. Terapinin bittiğini öğrendiği an ise hiç bitmesini istemediği bir rüyadan uyanmış gibi buruk bir serzeniş yerleşti mimiklerine. Sedyeden inerken kuş gibi hafiflediğini hissetmek ise farklı bir hazdı.

Bir süre girişteki büyük dinlenme salonunda etrafındaki kadınların dingin hal ve hareketlerini izledikten sonra Nazan Hanım'ın ona doğru geldiğini fark etti. Gayet iddialı civciv sarısı bir tulum giymişti. İçinden kahkaha atası geldi. 'Hazan bence sen her ne kadar renklerin eğitimini alırsan al yine de bu kadar iddialı renkler giyinebileceğinden şüpheliyim.' Diyen iç sesini susturup samimi bir gülümseyişle ayağa kalkarak ve de minnet dolu bakışlarla onu karşıladı.

"Hoş geldiniz Hazan Hanım. Terapide olduğunuzu öğrendim. Nasıldı ilk seansınız? Umarım daha iyi hissediyorsunuzdur kendinizi."

"Hoş buldum Nazan Hanım. Ah evet terapideydim ve kendimi dünyaya gözlerini yeni açmış bir bebek gibi hissediyorum. Neden daha önce böyle bir terapiyi keşfetmedim ve tecrübe etmedim diye üzüldüm desem yeridir. O dakikalar, daha önce çok şey kaybetmiş olduğumu düşündürdü bana."

"Duyduklarıma çok sevindim. Birkaç seans sonra kendinizi daha da mükemmel hissedeceğinize eminim."

"İlk seans bu kadar iyi geldiyse sonrası için şüphem yok. Konuyu dağıtıyorum ama bir şey soracaktım."

"Tabi buyurun."

"Nergis'i soracaktım. Son gördüğümden beri durumu nasıl? Onunla görüşmek istedim ama terapide olduğunu söylemişlerdi. Onu görmem mümkün mü acaba?"

"Bildiğim kadarıyla terapiden çıkalı epey bir zaman oldu. Sanat kurslarına katılmış olduğunu düşünüyorum. Psikolojik durumu ise o günden sonra daha iyi diyebilirim. Bilirsiniz zaman zaman bu tür travmalara yakalanabiliyoruz. Zamanla daha da iyi olacağını ümit ediyorum. Artık burayı tanıyorsunuz ama isterseniz size eşlik edebilirim."

"Yoo hiç zahmet etmeyin lütfen. Ben bulurum onu."

"Peki nasıl tercih ederseniz Hazan Hanım. Herhangi bir şeye ihtiyacınız olursa ben buralardayım."

"Çok teşekkür ederim Nazan Hanım. Çok incesiniz."

Birbirlerine içten bir şekilde gülümsedikten sonra Hazan asansörlere doğru yürüdü. Nergis'in hangi sanat faaliyetine katıldığını bilmese de elbet birinde bulurum diye düşündü. İlk katta inip her bir balkonlu bölmeye göz gezdirmeye başladı. Kadınların çalışmalarını büyük bir konstrasyon içerisinde yürüttüklerine şahit oldu. Eğitmenler aralarda gezinerek onları gözlemlemek ile meşguldü. Bir hayalet edasıyla her birine tek tek göz gezdirdi. İçindeki merak güdüsünü ise dizginleyemedi. Kullandıkları tarzları, çizgileri, renkleri inceledi bir süre. Sürrealist ve kübik çalışmalar dikkatini çekerken birinci ve ikinci balkonu gezmişti bile. Ancak Nergis'i görememişti. Tam ümidini kesip üst kata çıkmak üzere iken üçüncü balkonda Nergis'in ufak tefek cüssesini fark etti. Onun olduğunu teyit etmek için yüzünü görebileceği bir açıdan birkaç saniye izledi onu. Yaptığı işe o kadar dalmıştı ki top patlasa duymaz sandı Hazan.

Nergis'in icra ettiği sanat ise çok ilginçti. Sabrın, dikkatin ve emeğin hat safhada olduğunu kanıtlayan bir sanat olan yumurta oymacılığından başkası değildi. Bir süre ilgi ve merakla onu izledi. Narin ellerinin arasında ha kırıldı ha kırılacak gibi duran yumurta kabuğuna küçücük bir matkabın ucundaki incecik iğneyle verdiği şekilleri ağzı açık bir halde ve de hayranlıkla izledi. Eser ortaya çıkana dek ise nefesini tutarcasına büyük bir sessizlikle onu bekledi. Diğer yandan ise sepetteki diğer eserlerin harkulade estetik görüntüsüne göz gezdirip duruyordu. Bu sanatı öğrenmek ve denemek için ise can atıyordu. Eğer Nergis ile bir gün arkadaş olursa belki de o öğretirdi ona kim bilir diye düşündü.

"mektubat-ı aşk" 2 KANSER (TAMAMLANDI )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin