İnişli çıkışlı hayatlar, üstesinden gelmesi zor duygular, atlatması güç geçmeyen günler... Hepsinin hayatlarını birleştiren geçmişleriydi. Hepsi yıldızları nişan almıştı ama Ay'ı vurmuşlardı. Yine de onlar için sorun değildi. Çünkü bir şeye nişan almaları gerekiyordu. Dünya ateş bile edemeyenlerle dolu, onlar yanlışı vursalar da ateş edebildiler. Onlar gece, gökyüzüne yıldız olurlardı. Sadece birlikte olduklarında anlamlılardı.
Taehyung hayatının en umutsuz geçen o gecesinden sonra gerçekleşen dileği sayesinde yeniden başladı yaşamaya. Ama hala tedavi olmak istemiyordu. 3 ayını 3 yılmış gibi geçirmeye karar verdi. 24 saat içine daha fazla saat sığdırıp doya doya yaşamak ve zamanı geldiğinde de huzur dolu bir gülüşle hayatındaki noktanın kendisine gelişini izlemek istiyordu.
Jungkook ile Ae Mi'nin önceden tanıştığını anlamıştı, ama aralarında ne gibi bir ilişki vardı bilmiyordu ve bunu merak ediyordu. Ae Mi sayesinde karar vermişti yeniden başlamaya, o kız onun en büyük dileğiydi. Gerçek olan bir dilek. Akşam olunca bunu Jungkook ile konuşmaya karar verdi.
Hayatın ona gösterdiği gerçekle birlikte kendini alışmaya zorlamak için eve kapanmıştı genç adam. Yıldızları severdi, özellikle ilk gerçekleşen dileğinden sonra daha da aşık oldu yıldızlara. Bundan dolayı dışarı çıkıp hava almak, Han Nehri'ne gidip yıldızları izlemek istedi.
Dışarı çıktıktan sonra esen ılık rüzgar ile gözlerini kapattı ve anın tadını çıkardı. Kafasında çalan şarkıya eşlik edermiş gibi başını sallayarak yavaş yavaş arka sokağa doğru yürümeye başladı. Yere bakarak yürüyordu, söylediği şarkının devamını unuttu bir an, başını kaldırdı hatırlamak için ve onları gördü. Jungkook ve Ae Mi parktaki bankta birbirine sarılmıştı. Taehyung genç kızın titreyen bedeni sayesinde kızın ağladığını hissetti. Ae Mi onun dileğiydi, eğer o üzülürse Taehyung'a ne olurdu?
Jungkook ve Ae Mi'nin arasındaki ilişkiyi hala merak ediyordu fakat bu sahneden sonra onların birbirine ait olduğunu düşündü, onları birer yakın arkadaş olarak değil, daha fazlası olarak düşündü. Üzüldü genç adam. Jungkook'un ondan sakladığı için de, o kızın Ae Mi olmasından dolayı da, üzüldü.
Hızlı adımlarla onlara ilerledi, Jungkook onlara yaklaşan bir gölgeyi fark etmesiyle Ae Mi'nin omuzlarından tutarak onu nazikçe kendinden ayırdı ve arkasına döndü. Taehyung'u görmesiyle yanlış anlayabileceği gerekçesiyle, artık her şeyi birlikte bir açıklığa kavuşturmaları gerektiğini düşündü.
"Oh hyung, nereye böyle?"
Ae Mi Jungkook'un kiminle konuştuğunu merak edip başını kaldırdı ve Taehyung'u gördü.
"Merhaba.. Taehyung?" dedi.
Bunun üzerine Taehyung,
"Asıl siz burada neler yapıyorsunuz? Ben sadece Han Nehri'ne gidip yıldızları izlemek istemiştim." dedi."Hadi o zaman gel birlikte gidelim." dedi Jungkook ve birden ayağa kalktı. Yarın hiç işleri yokmuş da erken kalkmayacaklarmış gibi davranıyorlardı.
Jungkook'un bunu demesi üzerine Ae Mi de ayağa kalktı ve Taehyung ile Jungkook'u arasına alıp kollarına girerek,
" Hadi gidelim! "dedi. Kızın bu davranışı üzerine küçük bir gülümseme sundu Taehyung. Hoşuna gitmişti bu.Yolda yürürken bir sohbet açılmıştı.
"Eee sen nerede çalışıyorsun Taehyung?"
Jungkook ona hyung dediğine onun kendisinden de büyük olduğunu düşünerek sormuştu bu soruyu.
"Aslına bakarsan bu kadar inekleyip eczacılık okudum ve mezun oldum. Ama benim hayalimde tabi ki bir eczacı dükkanına girip ilaç satmak yoktu. Ben laboratuvar ortamında çalışmak istiyordum. Hala da istiyorum ama eczacı olarak mezun olan arkadaşlarımın hepsi de aynı durumda."
"Vay canına ne uzun hikayeymiş. Ee peki hangi eczane, nerede? "
"Jungkook'un çalıştığı hastanenin arka tarafındaki eczane."
"Sadece Jungkook değil ben de o hastanede çalışıyorum, stajyer hemşire olarak."
"Evet aslında o gün yanında ilk yardım çantası taşıyıp bana pansuman yaptığında en azından bir hemşire olduğunu düşünmüştüm. Demek doğruymuş."
Kız buna gülerken Jungkook ikisini dinlemekten sıkılmıştı. Ama bir yandan da onlar yakınlaştığı için seviniyordu. Araya girdi ve,
"Ohoo ben gideyim o zaman siz rahat rahat konuşun. Ne bu samimiyet? İkiniz de sattınız beni ya." deyip kolunu Ae Mi'den ayırdı ve kollarını göğsünde kavuşturdu. Trip atar bir hali vardı.
"Ya! Seni Jeon yapışkan Jungkook! Ergen misin ne bu tavırlar?" dedi Ae Mi. Bunu söylerken gülüyordu tabi.
Bu şekilde gülerek yürürken çoktan Han Nehri'ne gelmişlerdi. Taehyung sürekli buraya gelip aynı yerde oturduğundan alışkanlık olarak yine o tarafa doğru yürümeye başladı. Ae Mi ve Jungkook da onu takip etti.
"Vay canına Taehyung! Hep burada mı oturursun sen, gerçekten buradan daha güzel görünüyor yıldızlar." dedi Ae Mi.
Taehyung başını yere eğerek tebessüm etti.
Hepsi oturduktan sonra Taehyung,"Bir şey anlatmak istiyor gibi görünüyorsun Jungkook. Anlatmak istediğin bir şey mi var?" diye sordu.
Jungkook hyungunun anlamasına şaşırmış değildi, onu çok iyi tanıyordu ve o, kendisinin hissettiklerini kolayca anlayabilirdi.
Ae Mi ikisinin arasına oturmuş Jungkook'un vereceği cevabı bekliyordu.
"Hayır, hyung. Anlatmak istediğim bir şey yok."
Söyleyemedi Jungkook, en azından şimdilik. Belki de, Taehyung'un ona sormasını bekliyordu."Yıldızları sever misin Taehyung?" dedi Ae Mi sağ tarafındaki Taehyung'a dönerek.
"Evet. Onlar hayatıma özenle yerleştirilmiş birer parçam gibiler. Aralarında gerçekleşen bir dileğim bile var." diye cevap verdi Taehyung. Ardından devam etti,
"Peki ya sen, sever misin yıldızları?"Ae Mi derin bir iç çekti ve cevap verdi.
"Nasıl sevmem? Onların her birinde yaşadığım her bir an saklı. Herhangi biri kayıp giderse, yaşadığım ya da yaşayacağım bir an eksilir benden."Jungkook onların konuşmalarını dinlerken çoktan yanlarından gitmişti. Ama bunu iki yıldız aşığı da fark etmemişti.
Taehyung kızı yine hayranlıkla dinliyordu. Onunla tanıştığına yine şükretti. Onu hayata bağlayan şu an yanında oturan kızdı. Ve o günkü tuttuğu dileğe minettardı.
Haayyy! İlhamlar gelmiyor ya bölüm yazamıyorum. Ve ve vee bir yere geldim ve burada internet yok. İlhamların gelmemesi için yeterli bir neden değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CARPE DIEM // Kim Taehyung
Fiksi PenggemarGeçmişi miydi hayatından vazgeçmesini sağlayan, ya da şimdisi miydi? Yoksa, geleceği miydi hayatını elinden alacak olan?