Siren..Sirenler..Gürültücü Sirenler
Tamamen bayıldığımı düşünüyordum. Ama öyle değilmiş meğerse.. Etrafta beyaz giymiş bulanık insanlar, koridorda koşturmacalar, metal aletler, iğneler ve merhaba uyku...
_________________
Kendime geldiğimde odada tek başıma olmayı beklemiyordum. Bir dakika ya şuanda penceremin önünde bekleyen ailemin, etrafta volta atan babamın, annemin korkuyla etrafa bakışı ve odada da elimi tutup uyanmamı bekleyen bi sevgilimin olması gerekmiyor muydu ?
Ahh doğru ya ! Hiç olmayan ailem ve beni aldatan bir sevgilim..
Başımı çevirdiğimde bir buton gördüm. Ah lanet olsun, şu gençlik merakım -bas bas bas- Bir kaç dakika içinde gülümseyen bir hemşire gelmişti bile. Peşindende menejerim James ve namı değer turne sorumlum Megan -aynı zamanda biricik arkadaşlarım- içeri girdiler. Kolarımı iki yana açıp, sesimi hayret edici bir şekilde çıkarırken. Megan direk bana doğru geldi ve sarıldı.
-Bizi çok korkuttun aptal, dedi. Ne kadar turne sorumlusu olsa bile benimle ilgilenirken gayet arkadaş canlısı onun dışında tam bir iş kadını gibi ciddiydi. James ise kapıya yaslanıp:
-Bilmez misin onda keçi inadı vardır. Hiç bir şey olmaz,dedi. Elimi masanın üzerinde bulunan -ve orada ne aradığını bilmediğim- stres topunu alıp kafasına attım. Tabiki her zaman ki gibi kıvraktı.
-Bende seni özledim gıcık...
_______________________
-Ondan sonrada biz yanına gelene kadar ambulans geldi ve hastaneye getirdiler. Neyseki ufak sıyrıklar dışında bir şeyin yokmuş, dedi Megan olayın dış yüzünü bana anlatırken. Hastaneden çıkıpda arabaya binebilmiştim sonunda
-Filmden de o sahneyi terar çekeceklermiş ama tabi dublörlerle.
-İyi ederler, bir daha onlarla çalışmak istemiyorum, dedim kızgınca.
-Bir daha öyle bir şey asla olamaz zaten Elynn, dedi James, arabaya binerken. Soför koltuğuna binip kemerini takdı.
-Neden, diye merakıma yenik düşüp sordum ona. Dikiz aynasından gözlerini, gözlerime sabitleyip bana delici bakışlar attı ve:
-İzin vermem, dedi.
Araba hızla havaalanına doğru yol alırken düşündüğüm tek şey beni kurtaran çocuktu. Meganın dediğine göre ambulans gelene kadar başımdan ayrılmamış. Megan ona teşekkür edeceği sırada geçiştirmiş ve hemen orayı terketmiş. Acaba onu tekrar görebilecek miydim. Kim olduğunu bile bilmediğim birini neden merak ediyordum ki..
_____________________
Ertesi hafta ajansa geldiğimde, röportaj için gelen insanlar tarafından karşılandım. Yaklaşık 1 saat süren ropörtajın sonralarına doğru James gelip, beni kurtardı.
-Afedersiniz, bu kadar yeterli, Elynn'ın benimle gelmesi gerekiyor. Tekrar teşekkürler dedi ve beni oradan kurtardı. Muhabirin teşekkür edişleri eşliğinde ona gülümsedim ve James'in beni belimden tutarak odadan çıkarmasına izin verdim.
-Hey ! Nereye gidiyoruz?
-Yapımcın çağırıyor.
-Neden ?
-Muhtemelen yeni bir rol içindir,dedi kalabalık koridorda, belimden tutup bana yön verirken.
-Muhtemelen mi ? Ölümden dönmüşken mi? İnsan bi acır ve biraz tatil yapmama izin verebilir mi ? dedim sesimi inceltip, ağlama taklidi yaparken.
-Lütfen, beni onun yanına yalnız yollama, dedim. Bu sefer gerçekten acınası bir şekilde söylemiştim ama tabiki işe yaramamıştı. James kolay lokma değildi. Uzun koridor boyunca, salnızca topuklu ayakkabıların çıkardığı ses eşliğinde yürüdük. Üzerinde ''YAPIMCI'' yazan hafif eskimiş kapının önüne geldiğimizde:
-James, acı bana, beni o cani adamın yanına yalnız başıma yollama, dedim. Kahkahası koridoru inletirken. Beni kapıya döndürdü ve :
-Hadi ama Elynn, sen kaç metreden aşağı atladın ama yapımcıyla konuşmaya mı çekiniyorsun, dedi. En sevimli halimi takındım:
-Lütfen James, o adam çok asık suratlı ve beni korkutuyor.
-Elynn, biraz büyü. Hadi.. dedi ve kapıyı tıklattı. Ona öldürücü bakışlarımı yollarken göz kırptı ve ortadan kayboldu. İçimden ''Bunu ona ödeteceğime dair kendime söz verirken, o sinir bozucu sesi duyup kendime geldim.
''-Gell !!''
Derin bir nefes alıp içeri girdim. Yapıcının adını hatırlamaya çalışsam da pek hatırlayamadım. Ve masanın üzerindeki ada baktım. ''Mr. Anderson''
-Başımı kaldırdığımda odada yaklaşık 10 kişinin olduğunu gördüm. Gülümsemeye çalışsam da bana dümdüz bakan insanlar arasında bunu yapmayı hemen kestim ve boğazımı temizleyip:
-Evet, Mr. Anderson, dedim. Kalın ve düz sesi:
-Gel Elynn, dediğinde tuttuğum nefesimi verip odanın ortasından yürüyüp yanına ulaştım.
-Evet, anlaşıldığı üzere yeni klip için başrol Elynn olacak, itirazı olan ? dedi ve bekledi. Masada oturanlardan yarısı oyuncu yarısıda muhtemelen ekiptendiler fakat bu neden herkesin oturduğu ve benim ayakta durduğunu açıklamıyordu. Baktığımda James'inde orada olduğunu gördüm. ''Pislik !!'' diye içimden geçirdim. Diğer kapıdan girmiş olmalıydı. Düşüncelerimi bölen tabiki sinir bozucu Mr. Anderson'un sözleriydi.
''Çekimler haftaya salı başlamalı. Sponsorumuz, kendisi seçtiği üzere başrolun Adan, olması konusunda ısrarcı, dedi ve masada oturan kıvırcık kumral saçlı çocuğu gösterdi. Ona baktığımda bana başıyla selam verip, gülümsedi. Tebessüm ettim. Daha doğrusu etmeye çalıştım. Tam o sırada adının Adan olduğunu öğrendiğim çocuğun yanında görmemem gereken birini gördüm sanki. Diğerlerinin arasında hemen kendini belli ediyordu. Siyah sağa yatırılmış saçları ve delici bakışları ile bu O'ydu.
Namı değer kahramanım..
_______________________
Sevgili Vini severler, beklettiğim için çok üzgünüm. Ama yeni bölümü yazamamıştım ve çok ısrarcı oluşunuz yazmama sebep oldu. Hikayeye ilginiz için çok teşekkür ederim. :)) Umarım birazcık beğenmişsinizdir .. Yorumlar için çok teşekkürler :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unruly Dependent | Vini Uehara FF | KISA SÜRELİĞİNE ASKIDA |
FantasiKötülere bulaşma demişler, atalarımız. Şuan benim neyin içinde olduğumu bilseler, kurtulmak için cehenneme kaçarlardı heralde..