NOT: Güzel yorumlarınızla beni şımarttığınız için çok mutluyum kiiiiiii :') Yorum yapan parmaklarınıza öpücükler buradan. YB geç geldiği için kusuruma bakmayın, ufak bir rötar olsa da geç olsun güç olmasın demişler :) Hafta sonu benim hikayem çooooook okuyucu kazanmış ya çok mutlu oldum ben bu duruma :))
Merih...
Hayatımda daha önce hiç sigara içmesem de çekinerek bir dal aldım. Aşağıya düşen kırmızı beremi elimin tersiyle yerine sabitledim ve kumral saçlarımı içine tıkıştırdım. Yan yana yağmur yağan bahçeye doğru adım attık. Islanmaktan korksam da o yanımdaydı, ne olursa olsun dedim. Otomatik kapı önümüzde açılırken buz gibi havaya geçiş yapmak içimi titretmişti. Sihah kabanıma daha sıkı sarındım.
Bana yandan bir bakış atıp yürümeye devam etti. Hastanenin duvarlar kenarlarından yürüyorduk ıslanmamak için. Başımızın üstünü koruyacak kadar çıkıntı vardı sadece tepede. Yağmurdan tam manasıyla korumasa da sudan çıkmış balığa dönmemizi engelleyeceğini umuyordum.
"Ne işin var burada, bu saatte?" dedi tek gözünü kapayıp elini siper ettiği sigarasını yakmaya çalışırken. Alevi rüzgardan korumak için uğraşıyordu.
"Gaye'ye yemek getirmiştim." gözlerimi kırpıştırdım.
"Gaye yemeğini burada da yiyebilir pekala? Annesi değilsin onun."
"Ama onun en sevdiği börekten yaptım." diye kaçırıverdim ağzımdan.
"Ayıp olur kızım, yemekler oğlan çocuklarının yanında konuşulmaz. Ya canı çeker de bir yerleri şişerse?" derdi annem hep ben küçükken.
"Ne böreğiymiş bu böyle?" dedi dumanı burnundan çıkarırken. Gözlerim onun sigarayı tutan parmağında, dumanı çeken dudaklarında geziniyordu. Gri renkli buhar şekillerle dudaklarının arasından çıkınca gülümsedim. Her konuda yetenekliydi bu çocuk. "Yakmayacak mısın?" başıyla elimde tuttuğum sigarayı işaret ettikten sonra sigarasının külünü tek parmak hareketiyle silkti.
Bende bir cesaret ona daha da yaklaşıp sigaramı dudaklarının arasına sıkıştırdığı sigarasına değdirdim ve alevini paylaştım. Bunu yaparken göz göze gelmiştik. O gözlerinin rengine doya doya saatlerce bakabilirdim.
Sigaradan küçük ve temkinli bir nefes çektim. Öksürmemeye gayret etsem de meret çok öksürtüyordu. İlk defa içtiğim için bu tepki normaldi tabi. Kahretsin ki çaktırmamayı becerememiştim. Efgan telaşla sırtıma bir iki kez vurdu. Eli ağırdı. Yanlışlıkla ciğerlerimi ağzıma verecek sandım.
"İyi misin?"
"İyiyim, iyiyim. Merak etme." diyerek tekrar öksürdüm.
"İçmediğini söyleyebilirdin?" sigarayı sol eline almıştı, külü yere düşüyordu ama o benimle ilgileniyordu.
"İçiyorum." gözlerine baktığımda, anlayan bakışlarıyla karşılaşıp hızla başka yöne çevirdim. "Uzun zaman önceydi." sesim cılız çıkmıştı.
Temkinlice bir nefes daha çektim sigaradan. Fazla içimde tutmadan hızla dumanı dışarıya üfledim. Efgan benim kısa nefesler çektiğimi ve sigaranın tükenmesini beklediğimi fark etmişti. Bitmek üzere olan sigarasını işaret ve orta parmağına sıkıştırırarak burnunu kaşıdı. Gülmesini saklamaya çalışıyordu.
Ama bu hareket çok... Çok seksiydi. O uzun ve biçimli parmakların arasında sıkışıp kalmış izmarit onlara öyle bir biçim kazandırmıştı ki o parmakların şu an benim farklı yerlerime değip geçmesini tercih ederdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayrı Yataklar
Ficción General"Uzak dur!" incecik, biçimli kaşlarını çattı. "Yaklaşma! Yoksa kötü olur. Ne yapmaya çalışıyorsun yine ya! Ne istiyorsun?!" kollarını çaprazlayarak omuzlarını tuttu. Göğüslerini gizlemeye çalışıyordu, ama farkında değildi böyle daha çok göze çarpıyo...