Düzenlenmiştir.
Hızla yataktan kalktım Bedirxan bu ani tepkime şaşırmış olacak ki yatakta diklendi.
Ve ok gibi gözleri beni buldu.
Nasıl yaparım nasıl açıklarım bilmiyordum. Tek bildiğim çok kötü şeyler olacağıydı.
Derin bir nefes aldı.
"Son kez soruyorum Mizgin, Cansu o mesaj da ne ima etmeye çalıştı?"
Sustum çünkü verecek bir cevabım yoktu. Hazırlıksız yakalanmıştım düşünemiyordum. Zaten Bedirxan düşünmeme fırsat vermeden soruları sıralıyordu.
"Senin benim kardeşimle ne gibi bir muhabbettin olabilir ki benden saklıyorsun"
Titrek bir şekilde iç geçirdim. Sorun yoktu sakin bir şekilde en başından anlatırsam sorun olmazdı. Ya da söyle umdum.
"Lan konuşsana ne diye susuyorsun!"
Bu sefer ayağa kalkıp kolumu sıkmaya başlamıştı.
Kolumu geri çektim. "Bedirxan bir takım meseleleri bilmiyorsun, fakat anlatacağım söz veriyorum sadece, sadece bana inanman gerek tamam mı?"
Koltuğa oturdu. Damarları belirginleşmeye başlamıştı. "Hemen anlatmadığın taktirde saçma sapan şeyler düşünceğim ve senin için hiç iyi olmayacak"
Hemen önünde diz çöküp kafamı bacağına yasladım. Yüzüne bakmadan daha rahat anlatabilirdim her şeyi en baştan.
"Sakın ama sakın sözümü kesme. Duyacakların hoşuna gitmese bile sözümü bitirmemi bekle"
Bacağı kasılmıştı. Onaylar şekilde kafasını salladı.
"Ben buraya gelmeden önce, İstanbul'da çok daha farklı bir hayat yaşıyordum. Arkadaşlarım,çevrem çok genişti. Cansu arkadaşımdı ve Sarp diye bir çocukla flörtleşiyordu o zamanlar. Ben ise aşk kavramından bir haberdim."
Bedirxan koltuktan kalkıp yatağa oturdu. Bana da eliyle az önce oturduğu koltuğu gösterdi. Bende itiraz etmeden oturdum.
"Neyse işte sonra bir adam tanıdım sürekli birlikte takılıyorduk başta ondan hoşlanmamıştım ama Cansu'nun gazıyla birazda zamanla ona karşı birşeyler hissetmeyen başladım. O zaten beni seviyormuş ve biz sevgili olduk. Davranışlarımız her ne kadar ters olsa da o kendinden ödün vermeyi kabul etti. Ve biz olduk işte."
Sözümü kesti. "Peki bu anlattıklarını benim kardeşimle nasıl bağlayacaksın çok merak ediyorum"Şu ana kadar anlamayacak kadar gerizekalı değildi biliyordum. Ama bunu benden duyacaktı.
"Sonra bir gün Mardin'den babam geldi. Abimin Ferzinin kız kaçırdığını ve o kızın Rişvanoğlu aşiretinden olduğunu söyledi. Bende apar topar herşeyi bırakıp Mardin'e geldim"
Sabırla dinliyordu hala.
"Orada berdel olacağına karar vermişsin. Bir Rişvanoğluyla evleneceğim kesinleşmişti.
Gözümden yaşlar akmaya başlamıştı. Bedirxan'a bakmaya yüzüm yoktu. "Çünkü benim sevdiğim adam Behran Rişvanoğluydu"
Anında ayaklandı.
"Mizgin sen ne dediğinin farkında değilsin herhalde. Benim kardeşimin sevgilisi olamazsın sen o sana dokunmuş olamaz"
Daha çok kendi kendine konuşuyordu. Kollarını tuttum
"Yemin ederim Bedirxan sana yemin ederim bana dokunmadı. İlk öpücüğümü bile sen aldın. "
Kollarını hırsla geri çekti. Tükürür gibi konuştu.
"Neden bana evlenmeden önce söylemedin seninle asla evlenmezdim"Bir söz bu kadar koyabilir miydi. Seninle asla evlenmezdim. Ama durmadı,canı ne kadar yandıysa yakmaya devam etti.
"Seni asla sevmezdim seni asla koynuma almazdım. Ben kardeşimin gözünün içine baka baka seni nasıl sevdiğimi anlattım ulan!"
Yıkıp dökmeye başlamıştı. Ben ise bir köşeye sinmiştim çoktan.
"Ulan o şerefsiz kanı bozuk, bir kere bir kere bile söylemedi. Nasıl haberim olmaz lan benim"
Kolumdan tuttuğu gibi sürükledi.
"Beni enayi yerine mi koydunuz lan söylesene "
Ağlamaktan konuşamıyordum.
"Bedirxan yemin ederim seninle evleneceğimi öğrendiğim ilk an Behrandan vazgeçtim. Sana yem-""Sus,sus sakın artık birşey söyleme Mizgin. Açıklama duymak istemiyorum. Ulan siz benim yüzüme nasıl bakabildiniz. Sen benim koynuma nasıl girebildin nasıl!"
Çok ağır laflar ediyordu ve kaldıramazdım daha fazlasını.
"Çünkü seni seviyordum gerizekalı. Seni ilk gördüğüm an bana ilk dokunuşun, ilk sahiplenişin hepsi aklımda. Bana Zeramın dediğin zaman kalbimin ne kadar hızlı attığı. Önemli olan bunlar değil mi Bedirxan. Ben sana bunları söyleseydim kardeş düşmanı olacaktın aranıza girmek istemedim. Behran da aradan çekildi zaten. Ama Cansu'nun dediğine göre bizi ayırmak için planlar yapmaya başlamış"
Hızla ceketini giydi.
"Ben o şerefsizin yanına gidiyorum. Sen de burdan asla çıkmayacaksın. Behran bizi ayıramaz. Sırf siz birlikte olmayın diye boşanmayacağım senden daha fazlası yok"BEDİRXAN RİŞVANOĞLU
Düşünemiyordum. Düşünmek istemiyordum. Bütün cümleler anlamını yitirmişti.
Bir yandan sevdiğim kadın diğer yandan canımdan öte kardeşim. Hayatımda en değer verdiğim iki insan.
Bana bunu nasıl yapmışlardı. Resmen enayi yerine koyulmuştum.
Hızla Behranın evine doğru sürmeye başlamıştım.
Zili bilmem kaç kere çalmıştım. Kapıyı Alev açmıştı. Üstü başı dağılmıştı. Onu iterek içeri daldım.
"Nerdesin sen orospu çocuğu"
Her yeri yıkmaya başladım. Alev sessizce köşede durmuştu.
Korkmuştu. Korkmalıydı.
Merdivenden alel acele inen Behran görüş açıma girdi.
"Ne oluyor ağabey sabahın köründe,hayırdır?"
Yanıma gelmesiyle kafayı gömdüm. Burnunu tutup sendeledi."Hayır olum hayır" Tam yumruk atacakken elimi tuttu.
"Ne olduğunu söyleyecek misin sakinleş"
Elimi geri çektim"Mizgin her şeyi anlattı. Foyanız ortaya çıktı kardeşim"
Geri sendeledi.
"Anlattı mı gerçekten""Niye söylemedin Behran? Mizginin sevdiğin kadın olduğunu niye söylemedin"
Sesini yükseltti
"Nasıl söyleyebilirdim ağabey. Ona olan bakışlarını gördüm. İlk görüşte ısındın ona. Onunla evlenmek için kendini öne attın. Bende onu çok sevdim be abi. "
Güldüm.
"Mizgin bizi ayırmaya yeltendiğini söyledi"Omzuma dokunacaktı. "Sakın,Behran o elini kırarım"
Koltuğu işaret etti. Oturdum.
"Madem Mizgin anlatmış bir kere de benden dinle. Evet birbirimizi çok sevdik ama sen Mizginle kendin evlenmeyi uygun görünce Mizgin'e Alevi sevdiğimi ve seninle evlenmesini söyledim. Canım yana yana vazgeçtim. Sizin gürültülerinizi dinleye dinleye gecelerimi geçirdim. Ama abimdin seninle kız kavgasına girmek istemedim. Sonra düşündüm Mizgin belki de benim hakkımdır dedim. Evet sizi ayırmaya yeltendim ama asla bir girişimde bulunmadım"Ne desem bilmiyordum şu an düşünecek durumda değildim.
Bir şey söylemesine izin vermeden evi terk ettim.
Benden önce Alev kullanıldığını duyunca evi çoktan terk etmişti. En azından gururluydu.
MİZGİN RİŞVANOĞLU
Bir saat olmuştu. Hala gelmemişti oda da dört dönüyordum. Korkudan dışarı da çıkamamıştım.
Ya birbirlerine girdilerse ya Behran beni kötülediyse ne yapardım.
Düşüncelerimi bölen kapının hırsla açılması oldu.
İçeri Bedirxan girdi.
Yüzüme bakmadı, dolabın üstündeki bavulumuzu indirdi.Hala yüzüme bakmıyordu. "Bavulu hazırla bu akşam geri dönüyoruz"
Hiç bir şey dememe fırsat vermeden duşa girmişti.Bende bu sürede bavulu toplayıp Bedirxan'ın duştan çıkması bekledim.
Yarım saat sonra duştan çıktı.Önüne geçtim. "Lütfen Bedirxan kurbanın olayım bana beni hiç sevmemiş gibi bakma"
Beni ittirdi."Bedirxan sen benim her şeyimsin. Seni kaldıramazsam bile seninle düşerim. Seni susturamazsam bile seninle ağlarım Bedirxan. Ben, ben seni kurtaramazsam bile seninle ölürüm"
Sinirle bana döndü.
"Sakın bana ölümden bahsetme bir daha sakın. Seni nasıl affederim bilmiyorum. Behranla konuştum. Senden uzak kalırsam daha iyi olacak"Bedirhan'ın gözünden akan yaş tişörtümü ıslattı.
"Bedirxan ağlama lütfen"
Güldü. O gülünce bende güldüm."Çok mu güzel gülüyorsun yoksa ben mi sana aşığım?"
Bende Mizgin Rişvanoğluysam kendimi affetirecektim. Bu adam koskocaman kalbine beni aldıysa bende daha çok sevecektim onu. Kolay olmayacaktı ama vazgeçmeyecektim. Beni seviyor olması tek güç kaynağımdı.Eveeet sonunda Bedirxan ağamız sırrı öğrendi..
Sizce bir şeyler yapacak mı yoksa Mizgin'e karşı yelkenlerini hemen suya mı indirecek?
Bir bebek iyi gelir ne dersiniz😊😊
Ve son sorum sizce hikayenin ismini değiştirmeli miyim yoksa Zeramın kalmalı mı?
Birde voteler eski halini almadığı sürece yen'i bölüm gelmeyecek bilginize.
Diğer bölümde görüşmek üzere❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZERAMIN
Romansa'Sarışınım' Mizgin Asken, Bir gün soyadının Rişvanoğlu olacağını biliyordu. Ama töreye kurban gidip sevgilisinin, abisinin kadını olacağını bilemezdi. Artık hayatı eskisi gibi olmayacaktı. Behran Rişvanoğlu, Bir gün Mizgin'in ailesine gelin gelece...