|On Beş|

5.3K 184 14
                                    



düzenlenmiştir.

Sesimi çıkarmadım. Sevdiğim adamın beni aldatmasına sesimi çıkarmadım. Bu itirafı ondan bekledim. Eğer benden başka kadına gidiyorsa bunu yüzüme söylemeliydi.
Ya da acı gerçeği duymak istemedim o yüzden sormadım. Bedirxan'ı yatırıp ayılmasını için kahve yapmaya indim.
Beni aldatan bir adam için fazla düşünceliydim sanırım. Mutfağa ilerledim. Dilan mutfakta oturuyordu.Allah Allah bu saatte ne işi vardı.

"Hayrola Dilan sen yatmadın mı"
yüzüne gülümseme yayıldı.

"Aslında çok yoruldum bugün ama uyuyamadım"
başımı salladım umrumda değildi açıkçası. Bedirxan'a kahve yapıp yukarı çıktım. Girdiğimde elini ensesinin arkasına koymuş tavana bakıyordu. Yanına yaklaştığımı görünce doğrulup kahveyi aldı.
"Teşekkür ederim"
bir şey söylemedim üstümü değiştirdim ve yatağa girdim. Bundan sonra Bedirxanla konuşmayı istemiyordum.

Belime sarıldı ve yatağın uç kısmından kendine çekti ellerini ittirdim
"Mizgin sen iyi misin ne bu haller?"
"Sen bi düşün belki bulursun"

Ertesi sabah erkenden uyanmıştım yan tarafımda Bedirxan hala uyuyordu. Ses etmeden giyinip aşağı indim. Bu sefer onunla aynı ortamda bulunmak istemeyen bendim. Sabah yediye geliyordu ve ev ahalisi kalkmamıştı anlaşılan. Mutfaktan sesler geliyordu tam yardım etmeye girecektim Dilan'ın sesini duydum.

"Abla ben nasıl diyeyim bilmiyorum ama ben hamileyim"
olduğum yere çivilendim.
Ne demek hamileyim.

"Kimin altına yattın kız pis köpek sana terbiye veremedim. Ne olacak şimdi!"
"Abla dur dur ses etme ben bir hal çaresine bakarım aklımda bişeyler var sırtım yere gelmez"
Mutfağa girmekten vazgeçtim. Dışarı çıktım hava almalıydım. Olaylar o kadar üst üste gelmişti ki anlam verememiştim. Önce Bedirxan'dan yayılan kadın parfümü sonra Dilanın birden hamile çıkması. Gerçekten bu olabilir miydi.
Beni o kızla mı aldatmıştı. Üstüme kuma gelebilirdi birde hamileydi.
Bedirxan'ı bu kadar hayatımda yer edindiğim için kendimden nefret ettim. Ondan edemiyordum çünkü.
"Zeramın hayırdır sabah sabah"
Artık dayanamıyordum. Hem beni aldatıp hem nasıl bu kadar rahat rahat konuşabiliyordu.
"Sanane"

Kolumu sertçe tuttu.
"Ne demek sanane altında daracık taytınla kapının önünde ne işin var"
Hırsla kolumu geri çektim. "Sen bana karışma Bedirxan sakın"

Bir şey demesine izin vermeden eve girdim. Sofrada ilk defa onun karşısına değil Tiroj annenin karşısına oturmuştum. Bedirxan başta olmak üzere herkes de şok etkisi yaratmıştı.
Çünkü biz birbirimizden ayrı hiçbir şey yapmazdık güya. Ama beni aldatan adamla işim yoktu bu akşam konuşup aldattığını söyleyince direk dava açacaktım.
Hızlı hızlı kahvaltımı yapıp yukarı çıktım.

Beklediğim gibi odanın kapısı açıldı ve o geldi. "Sofrada.beni.beklemeden.kalkmak.ne. Mizgin"
teker teker üstüne basa başda söylemişti.
"Kafanı neye takt-" duraksadı çünkü kıyafetimi görmüştü. "Hayırdır kime sergileyeceksin yine kendini"

Gözlerim dolmuştu. "Her seferinde bu saçma imalarından bıktım Bedirxan bıktım."

Bu sefer bağırmaya başlamıştım. "Ben sana yetmiyor muyum Bedirxan yetemedim mi"

"Sen ne saçmalıyorsun Mizgin kendine gel"
"Sen beni çok seviyordun hani bu kadar mıydı aşkın başka bi kadının koynuna girecek kadar mı"
Hırsla beni yatağa itti.
"Ben sana aşığım be kadın aşığım kör müsün sen nasıl görmezsin"
Altından çıkmaya çalıştım ama çıkamadım.
"Dün gece üstüne sinmiş kadın kokusunu nasıl açıklayacaksın bana. Gerçi açıklamana gerek yok çünkü boşan-" beni sertçe öpmeye başladı.

ZERAMINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin