0.1

40 6 3
                                    




  Hani hayat bazen sana yandan sırıtır ya düne kadar bana sırıtmayacak sanıyordum.Ta ki 2 hafta sonra hayallerimi süsleyen ülkeye gideceğimi öğrenene kadar.

Evet, 2 hafta sonra Güney Kore'ye gidecektim.Hemde üstüne üstlük kardeşim dediğim insanın yanına.Ben şimdiden nasıl 2 haftayı bekleyeceğim.

Koca iki hafta nasıl geçecek ki ben çok sabırsızlanıyorum bavulumu şimdiden hazırlamıştım. Hemen gelsin istiyordum o büyük gün.
~ 2 Hafta Sonra ~
Nihayet gelmişti bu büyük gün.14 günü nasıl geçirdiğimi hatırlamıyorum bile.Bu 2 hafta içinde Türkiye'de son kez görmek istediğim yerlere gittim.

Boğaz köprüsü,Eyüp,Bakırköy..

Güney Kore’yi sevsemde kendi doğduğum toprakları hiçbir şeye değişmem.

En yakın arkadaşlarıma veda ediyordum.hepsini çok ozleyecektim ama sonuçta geri döneceğim.Eve geldim. Havaalanina gitmemize saatler vardı bende son kez esyalarimi gözden geçirdim çok mutluydum.
Her ne kadar tüm eşyalarımı aldım sansam da bir çanta eşya daha çıkmıştı evden.Onları aldıktan sonra dışarı çıktım ve son kez kaldığım eve baktım.Fazla duygusal olduğumdan olsa gerek eve baktığımda gözlerim dolmuştu.Fazla zaman kaybetmeden bir taksi çevirip havaalanına sürmesini istedim.
Havaalanına varmıstim icim ürperiyordu ilk defa tek başıma yolculuk yapacaktım.çok sevdiğim arkadaşımın yanina gidecektim cok ozlemistim onu...çocukluk arkadasimdi kendisi.
Onunla en son yetimhanede görüşmüştük.O çok güzel birisi olduğu için onu bir aile 5 yaşında iken almıştı.Ve o beni sürekli ziyarete gelirdi.Geçen yıl okumak için Güney Kore’ye gittiğinden beri sadece telefondan konuşmuştuk.

En son onu çok küçükken görmüştüm yüzünü bile neredeyse unutmusum ama simdik onun yanina koreye gidiyordum onu gorecegim için çok mutluydum uçağa binmistim.ve ucakgin kalkmasına dakikalar var çok heyecanlıyım.

Herşey normal normal giderken iki tane çocuk yanıma gelerek bir bana birde elindekinin bilet olduğunu düşündüğüm kağıda bakıyorlardı.Kırmızı bereli çocuk bana yandan sırıtarak orası bizim yerimiz dedi.

Korece öğrendiğim için ne dediğini ve konuşabiliyordum bu çok işime yarayacaktı.

Bende elimdeki bilete bakarak yanlış yere oturduğumu farkettim ve ani hareketle ayağı kalktım.

Başımı 90 derece eğerek özür diledim.

Çocukların yanlarından ayrılıp yerimi ararken birden uçak harekete geçti.Gözümü uçakta gezdirdim.Hostes bayan yanıma gelip "Uçak havalandı lütfen yerinize oturunuz."dedi.Bende oturduğum yerin dolu olduğunu söyledim.

O ise biraz düşündükten sonra boş bir yere geçmemi söyledi.Gözlerimi tekrar uçakta gezdirdikten sonra boş yerin sadece o çocukların yanı ve cam kenarı olduğunu farkettim.Ana oturmak zorundaydım.Titreyerek de olsa cam kenarına oturdum.

Uçak birden tökezleyince kol koymak için olan kısımda yumuşak birşey vardı be korkudan*farkında olmadan*onu sıktım ve gözlerimi daha sıkı yumdum.Farkında olmadan ağlıyordum.Çünkü şu hayatta korktuğum en büyük şey yükseklikti.

Tüm yol boyunca korkarakmi geçecek hem korkuyorum hem çok mutluyum hepsini aynı anda yasamakta tuhaf tüm yolu gozum kapalı gidecektim sanırım gözlerimi yumdum ve daha sonra uyuya kalmışım.

Uyandığımda bir el elimi tutuyordu.Daha doğrusu ben ona koala gibi sarılmıştım.Olduğumuz durumun farkına varıp uyuyan çocuğa doğru elini sertçe ittirdim.Çocuk uyku sersemiyle etrafına bakınıyordu.Ayıldığında bana yaklaşarak hala korkuyor musun?.Çocuğa anlamadım der gibi baktım ve çocukta açıklama yapmaya başladı.

"Uçak tökezlediğinde * kolunu göstererek *koluma tırnaklarını geçirdin ve ağlamaya başladın kardeşimde senin gibi yüksekten korktuğu için ne yapmam gerektiğini bildiğim için kolumu geri çekmedim.Yavaş yavaş parmaklarını gevşettin.Ve koala gibi yapıştın ve uyuya kalmışız. " dedi.

Ona 10'dan fazla teşekkür ederek önüme döndüm ve anonsu duyunca gözlerimi kocaman açtım.Sonunda gelmiştik.
Hayallerimin yeri Kore'ye gelmistim çok güzel bir yerdi allahım rüyada gibiyim şimdi en yakin arkadaşım olan jung su yu bulmaktı onu telefondan aradım ve adresi atmasını söyledim.

Konum geldiğinde taksi çevirdim adresi söyledim.Oda anlamış olacak ki yola koyuldu.Sonunda gelmiştim ama hangi bina olduğunu bilmiyordum.Jung Su'yu arayıp cama çıkmasını söyledim. Böylelikle onu bulabilecektim.Kore'de olmama rağmen Türk usulü hareketler sergilemek hoşuma gitmişti.

Evet gelmistim jung su nun kapısına zile bastım karşımda jung su yu görünce çok sevindim hemen boynuna sarildim oda bana sarıldı.

Beni içeri davet etti ve bavulları taşımama yardım etti.Onunla birlikte en az 4-5 saat muhabbet ettik.Evet abartmıyorum.Akşam olduğunda ona rahatsızlık vermemek için kalktım ve eşyalarımı alıp kapıya yönelirken aynı zamanda da "Ben en iyisi kalkayım sana rahatsızlık vermeyeyim.Bu gece otelde kalırım yarın da ev bakarız."dedim
.
Oda hemen kolumdan yakaladı ve beni iceri sokmaya çalıştı.Aynı zamanda da "Saçmalama sana ev mev yok bu evde *kalıcı* olarak kalacaksın."dedi. Bende mecbur olduğumdan kabul ettim.
























YENİ HİKAYEMİZ OKURSANIZ SEVİNİRİZ LÜTFEN BAKINN






  

VOTE+YORUM ATMAYI UNUTMAYIN.. 👄💓👍

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 14, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SERENDIPITY <~JJK~>Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin