Bölüm 1
Rüzgarın soğuk nefesi saçlarının içinden geçerken kız, kaldırımdan yola inip su birikintisine doğru yürüdü. Çok fazla vakit kaybetmeyecekti. Su birikintisinden geçecek ve geçerken zıplayarak ayaklarıyla suyu etrafa saçacak, ardından da bıraktığı ayak izlerine bakacaktı. Katilin kokusunu hâlâ net duyabiliyordu. Masumun kokusunu da öyle. Kokuyu kaybetmediği sürece bir sorun yoktu.
Su birikintisine ulaşıp atladıktan sonra istediği şeylerden birini gerçekleştirdi. Paltosunun paçaları da dahil yolun bazı kısımları ıslanmıştı. Hiç vakit kaybetmeden ayaklarını suyun içinde gezdirdi. Botunun burun kısmı tertemiz olmuştu. Sanki cilalanmış gibi diye düşündü. Seyrek şekilde sıralanmış sokak lambalarından biri çok yakınındaydı. Ayak izlerini net bir şekilde görecek olması harikaydı!
Ellerini paltosunun ceplerine koydu ve su birikintisinden çıkıp yürümeye devam etti. Birkaç adım atmıştı ki arkasına dönüp bıraktığı ayak izlerine baktı. İzler mükemmel çıkmıştı. Gözlerini izlerin üzerinden almadan geri geri yürümeye başladı. İzlerin canlılığı o yürüdükçe kayboluyordu. İçinden bir dürtü su birikintisine tekrar gitmesini söylese de koku ilk haline göre azalmıştı. Daha fazla oyalanmamalıydı.
Sağ ayağının topuğundan yardım alarak tekrar geri döndü ve adımlarını hızlandırdı. Kalp atışları da tam tersi, yavaşladı. Gitmek istemiyordu ama birisinin onun yardımına ihtiyacı vardı. Az önce yaptıkları da gitmek istemediğini kanıtlamıyor muydu? Yüzleşmekten korkuyordu. Katilin gözüne bakmaktan çekiniyordu. Aynı şeyleri tekrar tekrar hatırlamak istemiyordu.
Evi gördü. Evden aldığı kokular evde iki kişinin olduğunu söylüyordu ki bu kokuların kime ait olduğu pekala belliydi. Kurbanın korkusu ele veriyordu. Katilin ise öldürme tutkusu...
Emniyetin iki haftadır yakalamaya çalıştığı Romantik Katil'in izini öldürülen insanların masumiyetini takip ederek bulmuştu. Ona göre hiçbir katil takma bir isim haketmiyordu. Bu ona ayrıcalık gibi geliyordu. Ve katillere ayrıcalığın tanınmaması gerekiyordu.
Katil, öldürdüğü 3 kurbandan ikisini aynı zamanda öldürüp diğerini yaklaşık 3 gün önce katletmişti. Kurbanlarına yemek hazırladıktan sonra rahatsız edici bir fon müziğiyle onları öldürüyordu. Kız, katilin kurbanları nasıl seçtiğini bilmiyordu. Katil yüksek ihtimalle tenha bir yerde, müstakil bir evde yalnız yaşayanları tercih ediyordu.
Evin bahçesine girdikten sonra pencerelere baktı. İçeriden ışık yanıyor ve gayet normal bir izlenim veriyordu. İçeride bir katilin öldürme hazırlıkları yaptığını kim bilebilirdi ki?
Perdelerin arkasında bir hareketlilik olup olmadığına baktıktan sonra kendisini saydamlaştırıp duvardan içeri girdi.
Oturma odası olduğunu düşündüğü oda gayet düzenli ve renkliydi. Odada hoş bir parfüm kokusu vardı ama bu koku kurbanın ve katilin kokusunu bastırmıyordu.
Gözü, üzerinde solmuş bir gülün bulunduğu rafa kaymıştı ki evde kısık sesli bir fon müziği çalmaya başladı. İçinden Yemek hazır olmalı diye geçirdikten sonra oturma odasından çıktı ve karşısındaki kapıdan mutfağın bir kısmını gördü.
Kız hâlâ saydamdı. Katil ve kurban onu göremezdi. Mutfağın kapısına doğru yürüdükten sonra elindeki tavayla birlikte katili gördü. Katil ellilerin başlarında yapılı bir adamdı. Simsiyah saçlarının boya olduğu bariz belliydi. Katilin giyimine önem verdiği de üzerindeki kıyafetlerden anlaşılıyordu.
Kız, birkaç adım daha attıktan sonra mutfağa girdi ve sandalyeye bağlı kurbanı gördü. Kurban diğerlerinden farklı olarak erkekti. Çok ta korkmuş görünmüyordu. Katil tepsideki sosu, masanın ortasına koyduğu makarnaya dökerken kız, saydamlığını bozdu.
Kurbanla kız göz göze gelince katil arkasına döndü ve irkildi. Beklemediği bir durumla karşılaştığı için ne diyeceğini bilemedi. Elindeki tavayı havaya kaldırıp "Sen de nereden çıktın?" diye sordu.
Tavada kalan birkaç damla sos aşağı damlarken kız katile doğru yürüdü."Pislik." dedi yüzünü buruşturarak. Katilin gözünün içine bakmak istemiyordu. Gözleri katilin yakasının üzerindeydi.
Katil elindeki tavayla kızı etkisiz hale getirmek için atılırken kız gözlerini kıstı ve adamın elindeki tava fırlayıp tezgaha çarptı. Tezgahtan birkaç bardak devrildi, içlerinden bazıları ise kırıldı.
Katil olayın şokuyla olduğu yerde kalırken kız titremeleri devreye soktu. Birisini uzaktan etkisiz hale getirmek için buna çok sık başvuruyordu.
Katil titreyerek yere devrildikten sonra kız katile doğru yürüdü. Birazdan onunla göz göze geleceği için midesi bulanıyordu. Bu ilk değildi. Her katilde aynı şey oluyordu. Geçmişte yaşadıkları aklına geliyor ve kusmak istiyordu.
Katil olduğu yerde titremeye devam ederken kız katilin yanına çömeldi ve onunla göz göze geldi. Katilin gözlerindeki korku, önceden varolan öldürme isteğinin önüne geçmişti. Kız adamla vakit geçirerek kendisine daha fazla acı çektirmemek için elini adamın göğüs kafesine koydu.
Adamın kalp atışlarını hissedebiliyordu ki bu ilk defa yaşadığı bir şey değildi. Kusma refleksine karşı gelmeye çalıştı. Her defasında aynı şeyin olması....çok acıtıcıydı. Ama masumların kanı yerde kalmamalıydı.
Kız, kendi kalp atışlarını eline yolladı ve kızın kalbi elinde atmaya başladı. Kızın kalp atışları adamınkinden katbekat daha güçlüydü. Kızın kalp atışları adamın neredeyse göğüs kafesini parçalayacaktı.
Kız adamın katil olmasının altında yatan nedenleri izlerken kızın kalp atışı, adamın ölmesi gerektiğine karar verdi. Kız gözlerini adamın gözünden almadan kalp atışının sözünü dinledi ve katilin damarlarını patlattı.
Katilin anlık ölümünün ardından kız hiç vakit kaybetmeden ayağa kalktı ve kurbana yardım etmeye gitti. Tabii ki kurbanın hafızasından bu olanları silecekti.