Multimedya : Nil ve Tuğçe
-----
“Heeey wake up ” Deniz’in tepemde konuşmasına şaşırmıyorum artık.
“Tamam da bugün yapma bari,çekil,uyuyacağım” dememe rağmen yine söylenmeye devam etti.
“Of kalktım işte” Banyoya girip elimi yüzümü yıkadıktan sonra aşağı indim. Tam mutfağa girecekken belime dolanan ellerle şaşırıp kaldım. Tuğçe bana sarılıyordu. Tuğçe? Sarılmadığımı görünce “Karşılık yok mu?” dedi. Ben de sarıldım.
“Bütün bu sevgi gösterisi nereden çıktı.Küs olduğumuzu sanıyordum?” dediğimde benden ayrılıp karşıma geçti.
“Ateşkes istiyorum.Hem bugün doğum günün.Kötü geçirmeni de istemem.Bir tane ablam var” Kaşlarım havada onu dinliyordum.
“Ee bir şey demeyecek misin?”
“Haklısın bir tane ablan var” dediğimde gülmeye başladı. Sonra kollarımı ona doladım.
“Ama bu Amerika’ya dönme işini unutmadım.Bu konuyu oturup konuşacağız” dediğimde kendini geri çekti. Kızdığını sanmıştım ama o beni şaşırtarak yanağımdan öptü.
--------
“Bu kahvaltı benim için herhalde”
“Doğum gününe özel”
“Bunu daha 5 dakika önce beni zorla uyandıran insan mı söylüyor?” dediğimde Deniz gözlerini devirdi.
“İşin içine espri katmak istemiştim sadece” dediklerine omuz silktim. Masa cidden çok güzel olmuştu. Bence her gün doğum günüm olabilirdi.
“Mert arıyor” Telefonumu Deniz’in elinden alıp açtım.
“Günaydın güzelim”
“Günaydın canım”
“Doğum günün kutlu olsun” dediğinde güldüm.
“Bunu gece yarısında da söylemiştin Mert.”
“Biliyorum. Ama yanında değilim ve ben seni her dakika arayıp bunu söylemek istiyorum” Bu cümlesi üzerine midemde hareketlenmeler oldu hemen. Kelebek börtü böcek her şey oraya toplantı sanki.
“ Meert” dediğimde Tuğçe kusuyor gibi bir hareket yaptı. Neyse ki Deniz gözlerini devirmekle yetindi. Ben de onların yanından kalkıp salona geçtim. Ama Deniz’in “Önce sen kapat demeyi unutma” dediğini duydum tabi ki.
Kendimi koltuğa attım. ” Seni özledim ” dediğini duyunca derin bir iç çektim. “Ben de seni özledim.Ne zaman geliyorsun?”
Sıkıntılı bir nefes verip “Bilmiyorum. Herşey tamam anlaşma koşullarına da ses çıkarmadılar ama neden imzalar atılmadı bir fikrim yok. Atıldıktan sonra yanındayım” dedi. Tamam.Sıkıntılı nefes verme sırası bende.
“Anladım.Bu arada skype ta ki sorunu hallet lütfen.Yüzünü görmek istiyorum” dedim. Karnımdan sesler gelince elimle karnımı sıktım sanki onları yok edebilirmişim gibi. Çok acıkmışım!
“Halledeceğim.Bu arada acıkmış olmalısın kahvaltını et seni sonra ararım” dediğinde gözüm açıldı. Nasıl ya?
“Sen nasıl ?”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Renkli Rüyalar
RomantikSerinin 1.HİKAYESİ: Amerika'dan Türkiye'ye dönen yirmi üç yaşındaki güzel mimar Nil,hayatının tüm karmaşasını Amerika da bırakmıştır. Türkiye'ye geri dönüşünde ona en büyük desteği çocukluğunu,gençliğini geçirdiği can yoldaşı Deniz verse de, o da ol...