Asla Tamamlanmamış Sözler

3.4K 131 70
                                    

 Onu ilk kez 1976 baharında gördüm.

 Üniversite dekanlığının çevresine dikilmiş çam ağaçlarından birinin gölgesinde, birkaç arkadaşının önünde durmuş; hararetle bir şeyler anlatıyordu. Mavi bir gömleğin üzerine giydiği kiremit kahvesi süveterinin altında göğsü hızla inip kalkıyor, söylediği her kelimeyle dolgun dudakları hızlıca kıpırdanıyordu. Bulunduğum yerden ne söylediğini duymama imkan yoktu, ama vücudunun her hareketini rahatlıkla izleyebiliyordum. Söylediklerini neredeyse kavga eder gibi savunurken çevresinde dans eden kolları, arkadaşlarından birisi bir şey söylediğinde -herhalde ona karşı çıkmış olacak ki- taze bahar çimlerine ufak bir çocuk gibi sertçe vurduğu sağ ayağı... Gözlerimi önümdeki bu kısa boylu, kızgın çocuktan başka bir yere bakmaya zorlasam da bir türlü başaramıyordum; bir şekilde yaptığı her hareket büyüleyici bir pandomim gösterisi, hala görkemini kaybetmemiş bir sessiz sinema filmi gibiydi benim için. Neden böyle düşündüğüme dair o zamanlar bir fikrim yoktu -hala da yok- fakat o anın gerçeği buydu. O an tek gerçek oydu.

 Sonunda dakikalardır üzerine kenetlediğim gözlerimi o da hissetmiş olmalıydı ki bir süreliğine susmuş, dönüp bana bakmıştı. Bakışlarımız kesiştiğinde baykuşu andıran gözleri daha da irileşmişti. Çam ağacından süzülen ışıkların gözlerinin beyazlarında oynaştığını göreceğim zannetmiştim bir anlığına. Sanki o mesafeden böyle bir şey mümkünmüş gibi... Oysa hafifçe kızarıp başını çevirdiğinde, yere eğilip kitaplarını aldığı ve arkadaşlarına bir şeyler mırıldanıp hızlıca uzaklaştığında bile aklımı dolduran tek şey iri, masum bir hayretle dolu gözleriydi.

 Ufacık, narin vücudunu telaşlı adımlarla benden uzaklaştırıp - o boyla eminim ancak çeneme kadar gelirdi- köşeyi döndüğünde bir süredir nefes almadığımı fark etmiştim. Yeniden kendime gelebilmek için içime çektiğim bahar havasıyla ciğerlerime çam reçinesinin acı kokusu dolmuştu. Dekanlık binasındaki açık pencerelerinden birinden Robert Plant'in cennete giden bir merdivenden bahseden sesi taşıyordu...

***********************

 Onunla ilk kez o yaz başında konuştum.

 Son sınavlar da bitmiş ve arkadaşlarım beni zorla evimden çıkarıp bir partiye sürüklemişlerdi. Oysa o gece tek istediğim yalnız kalıp Aerosmith'in sonunda elime geçirmeyi başardığım Toys In The Attic plağını dinlemekti.

 Partinin düzenlendiği eve ilk girdiğimdeki o boğucu havayı hala hatırlıyorum: Giriş bile insanların birbirine sürtünmeden geçemeyeceği kadar kabalıktı. Sigara ve otun yarattığı duman dans eden, birbiriyle konuşan ve durmaksızın içen insanların üzerinde yüzüyor, ter ve içki kokusuyla ağırlaşmış havayı daha da nefes alınmaz hale getiriyordu. O anda tek düşündüğüm buraya gelmenin bir hata olduğuydu, bu sebeple en azından gecemin rezil oluşunu birazcık da olsa katlanılır kılabilmek için içkilerin durduğu masaya yönelmiştim.

 Çoktan ortadan kaybolmuş arkadaşlarımın arkasından kısık sesle homurdanırken uzun mutfak masasının üzerindeki kasadan bir bira şişesi çekmiş ve açacak aramaya koyulmuştum. Tabi o kargaşada öyle bir şey bulmak imkansızdı ve sabrım gittikçe azalıyordu. Sonunda açacak falan bulamayacağıma kanaat getirip biramı içmekten vazgeçmek üzere olduğumda birisi koluma dokundu "Sanırım bunu arıyorsun," dedi gülümseyen bir sesle.

 Onunla karşılaşmayalı neredeyse aylar olmuş olmasına rağmen, hiç bu kadar yakınımda durmamış olmasına, sesini hiç duymamış olmama rağmen daha arkamı dönmeden o olduğunu biliyordum sanki. Hafifçe aralanmış dudaklarına yerleşmiş kibar gülümsemeden gözlerimi ayıramadım, içimde bir şeyler sesini tekrar duyabilmek için çığlıklar atarken kendimde tek kelime edecek cesareti bulamadım. Sonunda ilk sefer olduğu gibi üzerine yoğunlaşmış bakışlarımdan sıkılmışçasına başını çevirdi. Ama bu defa uzaklaşmadı. Onun yerine elime doğru uzanıp artık varlığını unuttuğum bira şişesini kaptı, elindeki açacakla kapağından kurtulup tekrar bana uzattı. Bütün kelimeleri tüketmiş gibi hisseden ben ise sadece bir baş hareketiyle şişeyi kabul ettim.

Asla Tamamlanmamış SözlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin