Herkes temizlik yaparken ben odama çıktım. Leptopumu açarak K-Drama izlemeye başladım. Bu arada Let's Fight Ghost'u izliyorum.*diziyi izlemenizi tavsiye ediyorum*. Dizi izlerken atıştırmalık yemek için Suga'yı çağırdım. Baya yorulmuş gözüküyordu.
"Senden 1 iyilik daha isteyip abur cubur getirmeni istiyorum."
"Sonunda 1 iyiliğim kaldı."
Mutfağa gidip tepsi ile abur cubur ve içecek getirdi.
"Son iyiliğimi açıklıyorum. Benimle beraber dizi izleyeceksin."
"Kabul."
Bir günde neredeyse 7 bölüm izlemiştik.
En sonunda sıkılıp aşağı indim. Ama Suga hala izlemeye devam ediyordu. Ev cidden çok güzel gözüküyordu. Herkes baya yorulmuş gibiydi. Bende gidip onlara soğuk bir limonata yaptım. Limonataları dağıttıktan sonra havanın karardığını gördüm. Uzun zamandır dans etmediğimi düşündüm. Diğerleri yorgun olduğundan tek başıma maskemi alıp dışarı çıktım. Dansçıların toplandığı yere geldim. Burda dansa yeni başlayan Ha-neul adlı bir kızla tanıştım. Oda benim gibi türkmüş. Türk adı İlayda (knk fhdjwjdja). Beraber dans ettik. Baya yetenekli. Ama benim kadar değil. (Danla bilic emojisi bdjsjdisj). Birbirimize telefon numaralarımızı verdik. Eve döndüğümde Jimin şarkı söylüyordu. Şarkısı bittiğinde;
-Ovvvvvv yeni şarkıcı mı doğuyor yoksa.
+Sevgilinin ünlü bir şarkıcı olmasını ister misin?
-Olmaz.
+Neden?
-Herkes Jimin oppaağğğ seni seviyorum sana aşığım evlen benimle diye bağırır. Sonra o kızları bulur ağızlarına sı-
+Tamam tamam dur ağzını bozmana değmez de sen beni mi kıskandın?
-Evet kıskanmışsam nolmuş benim değil misin? Hem severim hem kıskanırım.
Sana sarılır
+Evet seninim hep de öyle olucak.
O sırada MinJae unni bizi gördü ve
"Ya! Aile var burda." dedi
Jimin'den ayrılıp:
"Sen de sevgili yap o zaman."
"Olmadığını kim söyledi ki?"
Bir anda şaşkınlıktan gözüm büyüdü. Jimin'le birbirimize baktık. O da benim gibiydi.
"NE!!! BENİM NİYE HABERİM YOK BUNDAN?''
"Sormadın ben de söylemedim."
"Aishhh. Cidden gıcıksın."
"Evet be be yim. Öyleyim :D"
Diyip gitti. Kiminle sevgiliydi bu kız. Neyse umarım ayrılmazlar. Jimin'le birlikte biraz televizyon izledikten sonra yatmaya gittik. Hala Jimin'le aynı odada kalıyorduk.
Sabah kalkıp kahvaltıyı hazırladım. (Çünkü ben mükemmelim.) Her şeyi hazırladıktan sonra herkesi teker teker uyandırdım. En son Soo Hyun unnimin odasına geldiğimde yatak bozulmamış ve üstünde not olduğunu gördüm.
1-2 gün evde olamayacağım. Beni merak etmeyin.
Kim Soo Hyun
Bu kız nereye kayboldu ki şimdi? Böyle düşünürken alt kattan beni çağırdıklarını duydum. Elime notu alıp aşağı indim.
"Soru soracağım. Cevap vereceksiniz. Soo Hyun unni nerde?"
"Neden odasında yokmu?" (RM)
"Yok. Bu notu bırakmış." dedim elimdeki kağıdı göstererek.
"Nereye kayboldu bu aishh çıldıracağım."
"Neyse tamam. Kahvaltımızı edip onu aramaya koyulacağız."
Kahvaltı bittikten sonra ayrılıp aramaya koyulduk. Ben hastanelere bakacaktım. Hastane yolunda yerde yatan bir insan ile karşılaştım. Gözümden bir damla yaş akmıştı.
"Unniiğğ. Noldu sana? Unniiii"
Hemen kucağıma alıp hastaneye koştum. Sedyeyle bir odaya gittiler. Diğerlerini aradım o sırada. Yarım saat geçti yada geçmedi herkes gözünde ki göz yaşıyla koşarak buraya geliyordu. MinJae unni koşarak bana sarıldı.
"HyunWoo noldu ona?"
"O... Yerde yatıyordu."
"Peki şuan durumu nasıl?"
Konuşurken güçlük çekiyordu. Biraz daha böyle giderse nefes alamayacaktı.
"Doktor çıktığında öğreneceğiz. Sen şimdi otur. Sakin ol. Geçecek bunlar. Güçlü kız o."
2 saat sonra doktor çıktı.
"Durumu nasıl?"
"Hastalığı gün geçtikçe ilerliyor. Onu artık iyileşene kadar eve gönderemeyiz."
"Hastalık? Ne hastalığı?"
"Size kanser olduğunu söylemedi mi?"
"K-kanser mi? Yanlış kişiye bakıyorsunuz herhalde o kanser değil. O güçlü. Hayır. Kanser olamaz."
Ağlamaktan gözlerim yorgun düştü. En son hatırladığım beyazlıktı.
Yeah bitti acaba ölecek mi? 527 kelime seviliyorsunuz. ☺😊😃😄😰😘😚😍😏