22. bölüm

6.1K 371 12
                                    

Pencereden süzülen ışık halının motiflerini aydınlatıyordu. Gökyüzünde kendini gösteren dolunay ihtişamını sergiliyordu. Gecenin hüznü çökmüştü acıyı tazeleyen Bay lockwood’un kalbine. Anastasia yı gördüğü günden beri kendine gelememişti. Unutmaya çalıştığı kadın şimdi her baktığı yerdeydi. Acı içinde boğulmasına sebep oluyordu. Soluduğu her nefesi zorla dolduruyordu ciğerlerine.

Ver ayı asla unutmamıştı. Ve o kız anılarını depreştirmişti. 

Elindeki kristal içki bardağına baktı. Senelerce acısını dindirdiğine inandığı içkiye… Aslında acıyı yok ettiği söylenirdi ama bu koca bir yalandı. Sadece bir anlığına unutturuyordu. Acı ilk gün ki yerinde duruyordu.

“Bay Lockwood beni çağırmışsınız.”

Sessizlik arasında süzülen ses Bay Lockwood a ulaştı. Pencerenin karşısında duran koltuktan doğruldu yavaşça. Elindeki bardağı duvara fırlattı. Bu lanet şey onu oyalıyordu. Bunun üstesinden gelemeyeceğini öğrenmeliydi. 

“Bana Turner malikanesinde çalışan kızın hakkında bilgi bulmanı istiyorum. İsmi Anastasia. “

“Emredersiniz.”

“Bu benim için önemli bir durum.”

“Hassasiyetle çalışacağım.”

Odadan çıkan ayak sesleri duvarlarda yankılanırken Bay lockwood hala bunu neden istediğini bilmiyordu. Anastasia Vera değildi. Ama bu benzerlik onu meraka sürüklemişti. Belki ucunda elde edeceği bir şey yoktu. Sadece bilmek istiyordu. İçinden bir ses bu kız hakkında öğrenmesi gereken şeyler olduğunu söylüyordu.

&

Elini arabanın koluna uzattı. İnmek üzereyken durdu. Kendini toparlamaya çalıştı. Titreyen sesine mani olamasa da teşekkür etmek istiyordu. 

“Jack ben… teşekkür e-ederim.”

“Sen iyi misin?” Anastasia yı süzen Jack endişeliydi. Şuan onu yalnız bırakmak aptallık olurdu ama yalnız kalma konusunda ısrar etmişti.

“Ben iyiyim. Bu iyiliğini unutmayacağım.” Dedi Anastasia yüzüne çevirerek. Jack iyi olmadığını biliyordu. Bitkin ve solgun görünüyordu.

“Kendine iyi bak. Tekrar görüşelim. Yani… ne zaman kendini kötü hissedersen ara beni.”

Jack Anastasia nın güzelliğinden payını alanlardandı fakat ondan hoşlanmanın dışında tuttuğu insanlığı Jack i harekete geçirmişti. Bu kız yardıma ihtiyacı var gibi görünüyordu. Şuan onu sevmeye kalkmak adil bir durum değildi.

“Tekrar teşekkür ederim.”

Anastasia son sözlerinin ardından kendini arabadan dışarıya attı ve hızla bahçe kapısına yöneldi. Arkasını dönmeden kapıdan içeriye girdi. Zor zapt ettiği göz yaşlarını saldı gecenin karanlığında. 

Elini göğsüne götürdü. Hala Leonardo için atan kalbini durdurmak istiyordu. Ona öylesine güvenmiş öylesine sevmişti ki kalbinden çıkarıp atamıyordu. İçinde bir yerlerde hala ona karşı beslediği aşkın tohumları yeşeriyordu. Leonardo nun ismi zihnine kazınmıştı adeta. 

Hızlı adımlarla karanlığa süzüldü. Malikanenin pencerelerinden taşan ışıklara kaydırdı gözlerini. Gerçekten muhteşem gözüküyordu. Erişemeyeceği kadar muhteşem. Hak edemeyeceği kadar kudretli. Bir hizmetçi için hayal edilemez kadar büyük. Tıpkı Leonardo gibi… 

Kalbine hapsettiği adamı gerçekten hissedebilmesi artık imkansızdı. Leonardo için süzülen yaşlar yanaklarında yerini alırken içinde bastıramadığı ihanet duygusu da sarıyordu dört bir yanını. Zena ile öpüşürken görmüştü onu. Güvenini ellerine teslim ettiği adamı. Leonardo yu.

Anastasia (Tr)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin