Hayallerle yaşanılan aşkı bilirmisiniz?
Ama platonik olandan bahsetmiyorum. İkimizinde birbirimiz için hayalleri vardı.Resmen kendi küçük dünyamızda
gibi hissediyorduk .Ama birbirimizden şuan hayallerimize olduğumuz kadar uzaktık.Ayrı şehirler,yıpranmış güven,herşeye rağmen devam etme isteğiyle çakışmıştı.Çünkü yanımızda olan insanlardan görmediğimiz samimiyeti gördük birbirimizde.Yanımdakilere çığlıklarım ulaşmazken fısıltılarımı takip etti o. Okulda derslerimi öğrenmek için vermediğim çabayı onun her düşüncesini her ayrıntısını her hissini öğrenmeye başladım. Duygularımla onun zihninde keşife çıktım.Benim sadece fotoğraflarda gördüğüm o yüzünü uzağındakiler bile görüyor diye her gün lanet ettim. Ama sonra ona mesafe olarak yakın olanlardan duygusal olarak daha yakın olduğumu düşününce bir rahatlama çöktü üzerime.Bir süre sonra birbirimize geleceğim demeye başladık. Hislerimizin bu şekilde hayallere yer vereceği aklımıza gelmezdi. Ah bide mantığımız var tabi. Onunla tanıştıktan sonra uzun bir süre kenara çekilmişti. Duyguların ve mutlulukların önüne geçmesini izliyordu yalnızca. Eğer beni dinleseydin hislerini birine kaptırmayacaktın diye bağırıyordu. Ama tabi benim kulağıma gelen yalnızca fısıltılarıydı. Duygularımın elçisi hayallerimin onu aklımın en uç noktasına kelepçelemesinden hoşnut değildi belliki.