Sahne 1 - Dış - Gece

158 3 0
                                    

- Orospu çocuğu.İnsan mısınız lan siz?

Karanlık bir ara sokak ve sokakta çaresizce bağıran bir kadın.Müzeyyen.Düşlerinden sıyrılalı pek uzun zaman geçmese de düş kavramıyla gerçek arasında bocalayıp duran bir insanın vücut bulmuş hâli.Saçlarından dökülen kederi, parmak uçlarından süzülen endişesi, hayata karşı omuzları düşmüş duruşu güzelliğinden bir şey götürmeyen Müzeyyen.Önceden olsa sokakta küfür etmeyi bırak adımlarını birbirine uydurmaya uğraşmadan naif bir şekilde yürüyen Müzeyyen, kim derdi sokakta daha bir dakika önce kendine tokat atıp kaçan adamın arkasından koşaçak ve ona küfürler savuracak.Hayatta bir şeyler hep olur ve yine olmuştu.Zaten işler hiç yolunda girmiyordu.Son günlerde sokağın başına yeni gelen kızlar ekmeğine taş koymuştu Müzeyyen'in.Ona gelenler elli altmış yaşında dedeler oluyordu.Oysa Müzeyyen daha yirmi üçünde dalından koparılmış bir vicdan tortusu kadar taze bir bedene sahipti.Ama her şey bununla bitmediği gibi onu tehdit etmeye de başlamışlardı.Aslında ne yapacağını biliyordu Müzeyyen. Ufak bir değişiklikle ama kaliteli bir değişiklik, işini öyle de devam ettirebilirdi.

Bir an sokağın başında soluksuz kaldı ve olduğu yere yığıldı.Birkaç dakika  olduğu yerden kalkamadı.Sonra düşündü ki bu iş parayla yapılabilecek kadar ucuz bir iş değil hatta iş değil.İnsanların hikâyeleri var ve bu durumda onlardan hikâyelerini anlatmaları karşılığında istediklerini vermesi daha doğru olacaktı.Öyle düşündü ve olduğu yerde doğrulup bir sigara yaktı ağlayarak.

Sahne 2 - Dış - Gece

Müzeyyen kendini zor bela toparladıktan sonra sokağı incitmeden adımlarını evine doğru sıklaştırmaya başladı.Gecenin bu saatleri en çok can yakan saatlerdir belkide diye düşündü ki haklıydı da.En çok bu saatlerde kırılırdı insan onuru.En çok bu saatlerde zedelenirdi göz altları ve en çok bu saatlerde uyumak güç ve uyanmak sıkıcıydı.Olan bitenin farkındaydı Müzeyyen.Bir gün daha yaşamak için takati kalmamıştı.Yalnız onu düşündüren ve bir şekilde tutunmasını sağlayacak olan insanların hikâyeleriydi.Yeni birini tanımaktan çok hikâyelerini merak ederdi Müzeyyen.O duruşun altında nasıl bir yaşanmışlık var ilgilendiği aslen oydu.

Sokaklarda kediler ve köpekler hariç Müzeyyenden başka canlı yoktu.İlginçtir ki bu saatlerde ortalık serserilerle dolu olurdu.Evine doğru yaklaştıkça içini tarif edilemez bir sıkıntı kaplıyordu.Sanki hiçbir yerde hiçbir zamanda evi yokmuş gibi yer edinememiş gibi hissetti.Ardıdan derin bir nefes aldı.Böyle zamanlarda derin bir nefes almak da kolay değildi.Müzeyyen yürüdü,yürüdü, yürüdü.Evini geçtiğini farketmedi.Köşeyi dönünce gördüğü ilk büfeden bir paket sigara aldı ve çıkarıp yaktı.Gidecek hiçbir yeri yok gibiydi zaten gidemedi de bulduğu bir banka oturup uyuyakaldı.Sabah uyandığında ne cep telefonu ne de cüzdanı çalınmamıştı.Hiç şaşırmamış gibi yaptı.Aslında hep tepkilerini gizler hep mış gibi yapardı Müzeyyen.Bu kadar plastik bir dünyada gerçek olmak istemiyordu.Çünkü gerçek demek huzursuzluk demekti.Gerçek bir kere tanıştığın vakit ölüm bile korkutmuyordu insanı.Çünkü ölüm de bir hakikatti ve kimse ondan nereye saklanırsa saklansın kaçamazdı.Simulasyondan simulasyona geçiş sıkıntılı ve zordu..

Sahne 3 - İç - Gün - Müzeyyen Ev

Müzeyyen korkulu düşlerinden uyandığında kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş halde bu sabah da bulamadı.Yataktan çıkıp kahvaltı etmek için mutfağa doğru yürüdü.Önce kendine kahve yaptı sonra da sigarasını yaktı.Kahvaltı dediği bu kadardı aslında.Akşama kadar aç kalmayı huy edinmişti.Canı hiçbir şey yemek istemiyordu.Aslında bir şey yemeye hepten karşıydı.Çünkü bu eylemin içi tamamen boştu ve insanların asitli midesi içinde b.k taşıyordu.Bu gerçeği kimse değiştiremezdi.

İş için kullandığı telefonundan hattını çıkarıp kırdı.Artık bir işten ziyade insanlarla oynama sanatı olacaktı yaptığı şey.İnsanlarla hikâyelerini anlatmaları karşılığında onlarla birlikte olmak.Kim bilir bu hikâyelerle neler neler yapılırdı.Aslında o bir şey yapmaktan daha çok insanların ne kadar aşağılık olabileceği ile ilgileniyordu.Kimseye anlatılmayacak bir hikâyen var ve bunu aşağılık gördüğün bir hayat kadınına anlatman karşılığında para vermeden onunla birlikte oluyorsun.

İnsanoğlu biraz da böyle bir hayvan işte.İşin temelinde aşağılık olma hissiyatını bastırmak için her şeyi yapmak var.

MüzeyyenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin