''Jiyong--- Sadece-- Ben oraya gelene kadar bekle, tamam mı? Hiçbir şey yapma--- Beni duyuyor musun?''
''Neler oluyor, Bae?'' Jiyong kucağındaki kedinin başını okşamaya devam ederken kaşlarını çattı.
''Sen sadece--- hareket etme ve beni bekle-- internete girme-- beni anladın mı?''
''Tamam, tamam dostum.Sakinleş.'' Jiyong adamı sakinleştirdi ama telefonu kapatır kapatmaz instagrama girdi.
Ve birden bire Kırmızı'nın kafasını okşayan eli durdu.
Ve yutkundu.
Bir tepki vermeye fırsat bulamadan Seungri'nin adı ekranda belirdi, ikisinin kameraya doğru gülümsediği bir fotoğrafla birlikte.
''Ji---Bebeğim--''
Jiyong bir şey söylemedi.
''Öyle değil Jiyong--- Yemin ederim göründüğü gibi değil--''
''Burada mısın?'' Jiyong sakince sordu.
''Ben-- Ben eve gelmek üzereyim-- uçaktan indim ve--'' Seungri'nin sesi fazla paniklemiş gibi geliyordu. ''Lütfen sadece-- ben gelene kadar evde bekle, olur mu?-- Bir yere gitme.''
Jiyong cevap vermedi.
''Jiyong lütfen--''
''O kim?''
''Hiç kimse-- Hiçbir şeye inanma Ji-- yemin ederim göründüğü gibi bir şey yok--''
''Onu tanıyor musun?'' Jiyong sormaya devam etti, fazla sakin bir tonda.
''Evet ama--''
''Yazılanlar doğru mu?''
''Ne?!-- Hayır! Tabii ki hayır-- Jiyong-- Bunu sana asla yapmam-- doğru değil--''
''Tamam.''
''Tamam?'' Seungri kafası karışmış bir şekilde sordu.
''Eve gelince konuşuruz.'' Jiyong normal bir tonda söyleyip telefonu kapattı.
Aslında, Jiyong paniklenmemesi gereken şeyler için bile panikleyen biriydi.Ama bir saniyeliğine duraksadı, Kırmızı sanki bir şeylerin yolunda olmadığını hissetmiş gibi kucağından aşağıya atlamıştı bile.
Telefonunu bırakıp televizyonu kapattı ve mutfağa yöneldi.Seungri'nin nerede olduğunu bilmiyor değildi, çocuk iki gündür Japonya'daydı, söz verdiği gibi üç günden fazla kalmıyordu.
Bir bardak su içtikten sonra tekrar telefonunu aldı.Haberleri görmemişti çünkü eve geldikten sonra telefonu bir kenara bırakıp biraz kestirmişti.Ama şimdi görebiliyordu, bildirimleri deliye dönmüştü.Onlarca insan onu aynı fotoğrafa etiketleyip duruyordu.
Bir kızın Seungri'yi yanağından öptüğü fotoğraf.
Tabii ki bu normal bir kare olurdu, Jiyong da arkadaşlarını öpüyordu.Normal olabilirdi, eğer kızın kolları Seungri'nin boynuna Jiyong'un hiç hoşlanmadığı bir biçimde dolanmış olmasa, normal olabilirdi.
Normalde bir sürü düşünce zihninde kavga etmeye başlardı.Ama gerçekten sakin hissediyordu, ve dürüst olması gerekirse, o bile bunu garipsemişti.Çünkü kendini bilirdi, muhtemelen şu an deli gibi ağlayıp, nasıl tekrar birine güvenebilecek kadar aptal olduğunu falan düşünmesi gerekiyordu.Seungri'nin onu nasıl aldattığını, çocuğun onu gerçekten sevdiğine bir çocuk gibi nasıl inandığını düşünmeliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Can Have All My Hoodies
Fiksi PenggemarHerkesle sarhoş olabilirsin ama her zaman yalnız kusarsın.