Uykusunun en derin yerinde, bilinçaltından gelen yardım çığlıklarıydı uyanmak istemesinin nedeni. Uzun ağaçların arasında kalmış küçük bir kızdı. Ormanın ortasında yanan ağaçlarından arasından duyulan acı çığlıklar, gözlerinden akan çaresizlik gözyaşları ve kurtarılmayı bekleyen minik bir bedendi onu uykusunda huzursuz eden. Bulunduğu yerden kurtulmak için ayağa kalkıp, kendinden büyük adımlar atarak koşmaya çalışıyordu ve her defasında da düşüyordu. Aşamayacağı alevler vardı, onlar küçük kıza daha fazla koşmamasını söylüyordu. Soluyacak hava da kalmamıştı, yanan ağaçlardan yükselen ve ciğerlerine dolan her defasında da acıtan dumanlarla sarılıydı etrafı. Artık çığlık dahi atamıyordu. Çaresizce orada durdu ve beklemeye başladı küçük kız.
Ae Mi gördüğü bu rüyayla sıçrayarak uyanmıştı. Nefes nefese kaldığından alnından akan terler yüzünden sırılsıklam olmuştu.
Gördüğü rüyanın etkisiyle yerinden kalkıp banyoya gitti. Daha önce görmediği bir olaydı ve sanki bunu ona hatırlatan bir şey olmuştu. Kendini sakinleştirip gördüklerini düşünmeye başladı.
Ormanın ortasında yardım feryatlarını atan o kız, kendisinin küçüklüğüne çok benziyordu. Bu rüyanın içeriği neye dayanıyordu? Daha fazla bu konunun üstünde durmamaya karar vererek hazırlanmaya koyuldu.
---------------------------
-AE Mİ-
Sabah gördüğüm rüyanın etkisinden hala çıkamamıştım. Ve bu hal durumum, kötü hatalar yapmama sebep oluyordu. Neyse ki yanımda beni izleyen ve hatalarımı düzelten Jungkook vardı.
Ona daha hepsini anlatamadan kendime gelme amacıyla dışarı çıktım. Neden bu kadar etkilenmiştim ki? Küçük kızın suratı gözümün önünden gitmiyordu. Bu rüyayı görmemi tetikleyen bir şey olmalı ki bu kadar etkilendim.
-Yazarın Ağzından-
Ae Mi hastanenin bahçesinde yürürken telefonunu çıkarıp Ma Ri'yi aradı. Ve telefonu açar açmaz,
"Şu an ne yapıyorsan yap bir bahane uydur bahçeye gel." dedi.
"Hop bir sakin ol. Ne oldu da telefonu açar açmaz emir veriyorsun?"
"Ma Ri, çok konuşma da buraya gel."
"Başımda cadı karı var nasıl geleyim?" dedi fısıldayarak.
"Ona Jungkook'un kendisini çağırdığını, sorması gereken bir şey olduğunu söyle koşa koşa gidecektir. Böylelikle sen de yanıma gelirsin."
"Neden durduk yere Jungkook'un başını belaya sokuyorsun? Bunu yapmam ne kadar doğru, yapmalı mıyım?"
"Telefonu açık tut, söylemeni bekliyorum."
Ma Ri bunun üzerine telefonu hoparlöre alıp önlüğünün cebine koydu ve başhemşireye doğru ilerledi.
"Ah şey, başhemşire Choi Eun Ah sunbaenim, bir şey söylemem lazım."
"İşim var çabuk söyle."
"Asistan doktor olan Jeon Jungkook sunbaenimin size bir şey sorması gerekiyormuş."
"Hım, ne soracakmış ki şimdi merak ettim."
Kadın tek kaşını imalı imalı kaldırdı. Gerçekten merakından mı soruyordu Tanrı aşkına. Aklı fikri hâlâ Jungkook'da.
"Tamam sen işine bak ben gidiyorum." dedi ve yerini bile sormadan gitti.
Ma Ri de böylelikle etrafını kolaçan etti ve yavaş yavaş oradan ayrılıp bahçeye doğru yürümeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CARPE DIEM // Kim Taehyung
Fiksi PenggemarGeçmişi miydi hayatından vazgeçmesini sağlayan, ya da şimdisi miydi? Yoksa, geleceği miydi hayatını elinden alacak olan?