STL-14

699 44 7
                                    

Chanyeol ile arabadaydık. Sehun ve Jongin de arkamızdaki arabada.

Han nehrini görmek için deliriyordum. Çok uzun zaman olmuştu gitmeyeli.

Arabada garip bir sessizlik vardı. Chanyeol yola odaklanmış, ben sessizce yolu izliyordum. Sessizlikten nefret ediyordum.

Bir şeyler düşünmeye başladım.İki üç gündür dizilerimi takip edemediğim için çok merak ediyordum. Acaba Minah doğurmuş muydu?

Ben dizi ile hayaller kurarken,
Chanyeol arada bacağıma elini koyuyor ve okşuyordu. Kalbim bir anda hızlanıyordu. Şu aralar bu hareketi sıklıkla yapıyordu.

Sıkılmıştım. Uzanıp radyoyu açtım. Mamamoo - you are the best çalıyordu. Hemen sesini açtım. Kendimi durdurmaya çalışmadım ve müziğin ritmine kendimi kaptırdım.   

İlk başta mırıldansam da sonradan bağırarak söylemeye başladım.

Chanyeol de gülümseyerek bana bakıyordu. İyice kendimi kaptırdım ve oturmama rağmen kalçalarımı sallıyor, ellerimle garip şeyler yapıyordum.

Dans ederek ve şarkı söyleyerek, arada Chanyeol ün kahkahalarıyla yolculuk sona ermişti. En son Sehun ile alışverişe gittiğimizde bu kadar eğlenmiştim.

Arabadan indik. Vücudumu esnetirken, Sehun ve Jongin de arabalarını park ettiler. 

Sehun iner inmez çığlık atarak çimlere doğru koşmaya başladı. Görüntüsüne ve kıyafetlerine yaptığı hareket hiç uymuyor hatta çok komik görünüyordu. Etrafta yok denecek kadar az insan vardı. Pazartesi gelmemiz iyi olmuştu.

Ben de Sehun un yanına koştum. Evden yeni çıkan köpeklere benziyorduk.

Chanyeol ve Jongin eşyaları taşıyordu.

Ben doğanın güzelliğiyle aşk yaşıyordum. Sehun, Chanyeol ve Jongin e emirler yağdırıyordu.

Ne ara gitmişti oraya? Beni bazen korkutuyordu.

"Hayatım, hasırı biraz daha yukarıya kaydır. Hayır! Chanyeol! Piknik sepetini biraz nazik taşı!"

Sehun un ifadeleri beni öldürüyordu. Chanyeol Sehun un sözünü dinliyordu. Aynı şekilde Jongin de...

Ben de bir  yandan onun ses tonuyla taklit etmeye başladım.

"Hayır Chanyeol! O şemsiyeyi biraz düzgün tut! Jongin! O sandalye yamuk!"

Chanyeol bana bakıp güldü. Ama üzerime gelen Sehunla hemen kaçmaya çalıştım. Bacakları uzun olduğu için kazağımın yakasından beni yakaladı ve yere yatırdı.

Aniden gıdıklamaya başlayınca tepinerek kaçmaya başlamıştım. Hiç kesmeden gıdıklamaya devam ediyordu.     

"Seni gidi minik sincap! Benim taklidimi nasıl yaparsın!"

Yüzüm kıpkırmızı olmuştu. Çığlıklarım arasında Jongin Sehun u arkadan kucaklamış ve üzerimden çekmişti. Chanyeol de beni yerden kaldırdı. Hemen ona sarıldım ve pis pis Sehun a baktım.

"Minik sevgilimi öldürmeye mi çalışıyorsun?"

Chanyeol ün ağzından ilk defa sevgilim lafını duymuştum. Yüzüm renkten renge giriyordu. Sehun beni gıdıklayarak öldürebilirdi.

"Aman be! Senin de iyiki bir sevgilin var! Jongin beni korusana! Bak herkes sevgilisini nasıl koruyor!"

Jongin sehun a şaşkınca baktı.

"Bebeğim sen zaten kendini koruyorsun. Benden ne yapmamı bekliyorsun?"

Sehun sinirle arkasını döndü ve piknik yaptığımız yere gitti. Bende peşinden gittim ve arkasından sarıldım.

SEE THE LİGHT // ChanBaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin