Ekrandaki 'canım' ismini görünce ağzımdan çıkan oflama beni de şaşırtmıştı. Telefonu açtığımda biraz neşeli biraz da meraklı hafif de endişeli 'aşkım hala uyuyor musun?' sesi kendimi garip hissetmeme neden oldu çünkü normal bir insan sevgilisinin sesiyle uyanınca mutlu olurdu. Bu düşünce hızla aklımdan geçerken 'hayır canım uyandım şimdi, gece notlara çalılırken uyuya kalmışım' dedim sesimin mutsuz çıkmamasına gayret ederken. 'iyi o zaman hazırlan seni almaya geliyorum' dedi ve telefonu kapattı.
Hukuk öğrencisiydim ve bugün oldukça önemli bir sınavım vardı. Bir kaç gündür aralıksız bir şekilde bu sınava hazırlanıyordum. Dün akşamda salondaki pofidik minderler ve kare sahbamda çalılşırken uyuya kalmışım.
Arda psikoloji öğrencisiydi ve onların sınavları bir hafta önce bitmişti. Ard arda gelen sınav haftaları yüzünden doğru düzgün görüşemez olmuştuk, Arda sayesinde yaptığımız telefon konuşmlarını saymazsak.
Gözlerimi bir kaç kez kırpıştırdıktan sonra doğrularak yerimden kalktım. Şansıma hiç bir yerim tutulmamıştı. Dün geceden kalan sayfalar dolusu notlar ve yanına yığılmış kitaplar hemen onların yanında da masamdan hiç eksik olmayan kahve bardağım, bana hiç de sevimli olmayan gözlerle bakıyordu. Bir kaç hareletle notları toplayıp kitapları üzerine koyarak çalışma odama taşımaya başladım. Çalışma odamdaki masada yığılı olan kitaplar ve defterler iyice keyfimi kaçırmıştı. Odayı toplamaya zamanım olmadığına karar vererek kendimi ılık bir duşa attım. Bu beni rahatlatıyordu, eğer yetişmem gereken bir sınav olmasaydı kesinlikle bir saatten önce kimse beni bu duştan çıkaramazdı.
İstemsiz adımlarla yatak odama girdiğimde bozulamamış yatağım ve ve yere yığılmış kıyafetlerim beni karşıladı. Genel olarak dağınık bir insanım, evimi ancak misafir ya da arkadaşlarım gelmeden önce toparlarım bir de annemler gelmeden önce.
Hukuk fakültesini kazanıp ailemden farklı bi şehre taşındığımda 19 yaşımdaydım. İlk yıl zor olsada bu yıl daha kolay gelmeye başlamıştı. Tek başıma bir apartman dairesinde yaşıyorum. Geniş sayılabilecek yatak odam, içini özenle yerleştirdiğim çalışma odam, arkadaşlarımla güzel vakit geçirdiğimiz büyük salonum ve şirin bir mutfağım vardı. Bana kalsa daha küçük bir evde yaşamıyı tercih edderdim ama anne ve babamın gönlü böyle rahat ediyordu.
Üzerimi giyinip saçıma da şekil verdikden sonra Arda'nın geldiğini belli eden zil sesi de bütün evi doldurmuştu. Kapıyı açtığımda karşımda yakışıklı sevgilimi gördüm, özlemle sarılırken 'seni çok özledim' diye fısıldadı kulağıma.
Ardayla geçen yıl yani üniversitenin ilk yılı öğrenci şenlikleirnde ortak arkadaşlarımız sayesinde tanışmıştık. İlk gördüğümde de Ardayı çok yakışıklı bulmuştum. Daha sonra ilerleyen muhabbetimiz bir buçuk iki ay içinde güzel bir ilişkiye dönüşmüştü. Daha önce de hayatımda ilişkiler olmuştu tabi ama onlar çocukça ya da ergence şeylerdi, Ardayla yaşadığımız şeyler daha ciddiydi. Onu seviyorum, beni aramasını, merak etmesini, ilgi göstermesini seviyorum. Hayatımda eksik olan sevgiyi o dolduruyordu.
'Mutfakta kahve var canım sen keyfine bak ben hemen hazırlanıp geliyorum' dedikden sonra yanağına bir öpücük kondurup yatak odamdan çantamı alamya gittim, saçıma da bir kaç düzeltme yaptıkdan sonra hazırdım.
'kahvaltı yapmadın mı yine sen' dedi mutfağa onun yanına gittiğimde.
'kahvaltı yapmayı sevmediğimi biliyorsun'
'sınavda miden bulanınca görürsün sevip, sevmemeyi'
'kahve içtim yeter o bana'
'hemen tost yaparım sana, tost ekmeği var di mi?'
kafamla onaylayan hareketler yaparak, mutfaktaki rahat masaya oturdum. İtiraz etmenin bir anlamı yoktu çünkü Arda kafasına koyduğunu yapardı. Aslında benimle böyle ilgilenmesi hoşuma gidiyordu, beni düşünüyordu, önemsiyordu.
O tostları hazırlarken bende son defa notlarıma göz gezdiriyordum. Burnuma enfes kokular geliyordu, Arda kesinlikle bu işi biliyor diye düşündüm, onu bu yüzdende seviyordum. Ben dağınıkdım o toplu, ben beceriksizdim o garip bir şekilde hamarat, ben depresif biriydim o neşeli. Birbirimizi tamamlıyorduk.
Kahvaltımızı yaptıkdan sonra dağınık masayı toplamadan evden çıktık, buna yetecek zamanımız yoktıu. Arda'nın arabası olmasa kahvaltı yapmaya da zamanımız olmazdı zaten.
Arabada okula doğru ilerlerken o günün nasıl geçeceğine dair en ufak bir fikrim dahi yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERİN HİKAYE
Teen FictionHedefleri olan genç bir kız hukuk fakültesini kazanarak geleceğine ilk adımı atmış oldu. İstediği üniversite, istediği bölüm, güzel bir hayat. Yakışıklı ve ilgili bir sevgili. Peki bunlar mutlu omaya yeterli mi?