Hata-1-

118K 1.3K 349
                                    


Bir odada tıkılıp kaldığınız oldu mu hiç? Aileniz kilitli kapının önünde size bağırıyor, sizse yatağınızda oturmuş yalarınızla yalnızlığınıza küfürler yağdırıyorsunuz. Yatak örtünüz dağınık ve tek kişilik yataktan öylece yere doğru kaymış... Üzerindeki lekeleri fark etmeniz uzun zaman sonra ilktir. Oysaki o lekeler oldu olalı aylar geçti.

Her şeyi sizden isteyen ama onların sizin için pek bir şey yapmadığı bir aile düşünün.

Yaptık sanırlar ama aslında yapmazlar...

Bir süre ben bu durumu ergenlik diye tanımlamıştım. Annem ve babama karşı olan isyanımın gerçekten ergenlikten kaynaklandığını sanmıştım. Ama öyle değilmiş. En azından o seneler boyunca sesimin çıkmamasının sebebi bundanmış.

17 yaşıma dün girdim.

Ailemin hiçbir ferdi her zamanki gibi hatırlamamış ve bana bağırış çağırış, aşağılamalarla geçmişti zamanları.

Durumumuz iyi falan değildi. Canları sıkıldıkça bana sarar, en küçük lafımdan art niyet arar ve sonunda yıkıldığım falaka ile birlikte canı acıyarak odasına dönen ben, rahatlayarak kendi odalarında güle oynaya sohbet eden onlar olurdu.

Şimdi neden ağlıyorum biliyor musunuz?

Bilmiyorsunuz elbette.

Size "ben annene seni aldırması gerektiğini her defasında söylemiştim" diyen bir babanız yok. "Allah belanı versin" diyerek ilenen bir babanız yok. Size "orospu" damgası yapıştıran bir abiniz yok. Sizi her defasında sinir olduğu için dövdüren bir ablanız yok. Size "ailenin huzurunu bozmak için birebirsin" diyen bir abiniz de yok...

Sizi insandan saymayan bir aileniz yok.

Şimdi neden ağlıyorum anladınız mı?

Hep gülümseyen bir yapım vardır, ağladıktan sonra yüzümden o gülümseme eksik olmaz. Bir arkadaşım yanıma geldiğinde sanki benim için hiçte önemli bir konu değilmişçesine gülümsemeye devam ederim, onunla eğleniyormuşum gibi yaparım ve bazen gerçekten de eğleniyorum sanırım...

Ne acı öyle değil mi?

Aslında kendinize öyle bir oynuyorsunuz ki, kendinizi öyle bir kandırıyorsunuz ki, onlarda bir hata bulamayacak kadar kusursuz görmeni sağlarlarken seni bir hastaymış gibi ele alırlar. Sonra gerçekten hastaymışsın gibi düşünürsün. Psikolojik sorunların olduğunu sanırsın ve bununla ilerlersin.

Bugün babama 10 yıllık birikimin ağırlığını sundum ve o nasıl bana istediğini söylüyorsa ben de ona söylerim diyerek " senden nefret ediyorum" dedim. Bir kez demedim üstelik. Defalarca... çekinmeden... her defasında bunu söyledim. Her defasında sanki ondan nefret etmem olanaksızmış gibi daha da sinirlendi. Sanki yalan söylüyordum da bana bunun cezasını çektirmek istercesine defalarca vurdu.

İşte ondan odamda oturmuş ağlıyorum. O ise kapımın diğer ötesinde "senin gibi bir kızım yok bundan sonra benim" diyordu.

Birinci kural. Genç bir çocuğa, özellikle de ailesinden nefret eden bir genç kıza asla bu sözleri söylemeyin. Zararlı bu sefer her iki taraf çıksa da o genç kız farkında olmadan hayatının en büyük hatasını yapar.

Ben de öyle yaptım. Dün engellemiş ve görüşmek istemediğimi belirttiğim 27 yaşındaki adamın engelini kaldırdım ve ona mesaj attım.

" buraya gelmek istiyordun ya... bu gece beni almaya gel. Teklifini kabul ediyorum..."

Yatağımda geriye yaslanmış temmuz sıcaklığında yanarken derin nefes alıp verdim.

Hayatımın en büyük hatasını yaptığımı başından bilerek ilerlediğim vakitte bile içimdeki rahatlama duygusu da neyin nesiydi?

Bu adamı daha önce görmemiştim. 27 yaşında, benden fotoğraflarımı isteyen sübyancının tekiydi. Ve iddiasına göre çok zengindi. Buna hiç inanmamıştım. Ama bana inandırmak için gittiği otellerde fotoğraf atmıştı. Yüzünü göstermeden... Vücudunu dahi görmeden... Sadece elleri ve bazen ayaklarını görürdüm.

İşte ben de artık isyanımın doruklarındayken beni alıp bir gecelik için vereceği paranın yüksek miktarını kabul etmiştim. Çok büyük paraydı. Bu adam benden 10 yaş büyüktü ve bir gece bakireliğim karşısında çok yüklü miktar da olan parayı kabul ettiğimi mesaj olarak az önce göndermiştim. Bir fahişe gibi bedenimi zengin olduğunu savunan bir adama verecek ve ben de paramı alıp artık ailemi terk edecektim. Gittiğimde fazla kapsamlı beni araştıracaklarını sanmıyordum. İstenmeyen bir ailede olmak kaçarken güvenceniz olması demekti...

O anda elimdeki telefon titredi. Gözlerim ruhum yanarken sunduğu acıyla telefona kaydı. Açık ekrandaki mesaj okunuyordu.

"akşam saat 21.30 da gönderdiğin konuma geleceğim. Kabul ettiğine pişman olmayacaksın..."

HerzbebenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin