İyi okumalar dilerim canlar. Şarkı sizin için. Seviliyorsunuz.
Bileklerime dokunan yabancı elin vermiş olduğu his beni harekete geçirdi. Bir yabancının teması ile bağlanan bileklerimi çekiştirdim.
"Kıpırdama."
Sert bir zemin üzerinde yan yattığım kısmı es geçersem hala hayattaydım. Peki ama nasıl? Darbe acısı, tarifi olmayan minik zonklamalar eşliğinde etkisini gösteriyordu. Başımın arkasında yoğun bir acı mevcuttu.
"Sana kıpırdama dedim."
"Rahat bırak lan kızı!"
Ellerimi bağlayan adamı susturan komut Görkem'in dudaklarından döküldü. Onun yanı başımda olduğunu o zaman fark ettim. Tıpkı benim gibi onun elleri de bağlıydı. Benden çok daha önce ayılmış olmalı ki yerde yatmak yerine oturmuştu. Sırtını sert, metal bir zemine yaslamıştı.
Saatinin camından gözlerime ulaşan yansıma göz kapaklarımı rahatsız etti. Saatinin camı tamamen parçalanmıştı ama dökülmemişti. Hala akrep ve yelkovanı son anına kadar korumaya çalıştığı belliydi. Bu gayet pahalı bir saat, diye geçirdim içimden. Yazık olmuştu. Artık yeteri kadar beyaz olmayan elbiseme baktım. Diz kapaklarımdan yukarı sıyrılmıştı. Rahatsız bir şekilde kaşlarımı çatarak bileklerimi bağlayan adama baktım. Artık tam karşımda oturuyordu. Tam olarak ne tür bir koltukta oturduğunu anlayamadım. Bir tabure mi?
"Kimsiniz siz?"
Yattığım yerden doğrulmaya çalışırken sordum. Adam, dudağındaki piercing ile oynamaya devam ediyordu. Beni yakalayan adamdı bu.
"Bunu bilmek ne işine yarayacak ki nasılsa birine söylemeden önce ölmüş olacaksın."
Dudakları garip bir gülümseme eşliğinde yukarı kıvrıldı. Bu durumdan zevk aldığı belliydi. Görkem ise hala hareketsiz oturuyordu.
"Biz bir şey yapmadık bırak bizi." dedim bu kez. Olabildiğince alttan almaya çalışıyordum. Azılı bir katili sinirlendirmeyecek kadar akıllıydım. En azından Akın ile izlediğimiz onlarca filmde sinirlendirenlerin hep ilk önce öldüğünü öğrenmiştim. Adam sakin bir şekilde gözlerimin içine baktı.
"Sen bir cinayete tanık oldun. Ve o da..."
Bakışları Görkem'e kaydı.
"O zaten ölecekti."
"Ne?"
Kafam karışmıştı. O zaten ölecekti de ne demekti? Tam bunu soracağım esnada Görkem konuştu.
"Yeter bu kadar. Beni yakaladınız tebrikler. Kızı bırakın şimdi."
"Ha-yır. O zaman işin zevki kalmaz Duman."
Oturduğu tabureden ayaklanan adam yanıma gelerek çömeldi. Şimdi artık aynı hizadaydık. Bir eli elbisemin açıkta bıraktığı bacağıma yapıştı. Diğer eli saçlarıma dokundu. Anında geri çekildim.
"Dokunma bana."
Bu tavrım karşısında adamın kaşları çatıldı. Parmaklarına doladığı saçımı sertçe çekerek dudaklarımdan tiz bir çığlık kaçmasına neden oldu.
"Seni var ya... seni gerçekten fena yapacağım. Çek ellerini kızın üzerinden pis herif!"
Görkem'in küfür etmemek için kendini tuttuğuna emindim. Konuşmadan önce kelimelerini tek tek seçtiği belliydi. Adamın delirip ters bir hareket yapmasını istemediği için kendini frenliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Belki Bir Rüya
Misterio / SuspensoSol bileğimdeki demir kelepçeye bir bakış attım. Kelepçenin diğer ucundaki adam da aynı şekilde önce sağ bileğindeki kelepçeye ardından bana baktı. Birbirimize bağlı durumdaydık. Onun kaşları çatıldı. Benim dudaklarım aralandı. İlk kelimeyi hangimi...