Partiden sonra geriye bir haftalık raporum kalıyordu. O yüzden bolca çizim yapmak için vaktim kalmıştı. Efsa'nın doğum günü yaklaşıyordu. O yüzden hediye olarak portresini çizmek istedim.
Raporum bitince okulun kapanmasına bir hafta kalıyordu ama devamsızlık olmasın diye okula gitmek zorundaydım. Sömestır gelmişti. Ailecek bir kar tatili yapacağımıza emindim.
Sabah kahvaltı yapıp biraz dizi izledim. Tabiki de yabancı dizilerdi. Yabancı diziler bana nedense çok komik geliyordu. Neşeyle dizi izlerken kapı çaldı. Yardımcılardan biri kapıyı açtı. Rümeysa hanım "Uras bey bir misafiriniz var" dedi. Hızla kapıya doğru ilerledim. Gelen Hayattı.Onu görünce biraz yavaşlayarak yürümeye devam ettim. Elinde bir hediye paketi vardı. "Tamam Rümeysa hanım ben ilgilenirim"dedim.
Hayat "Bora beni partiye çağırdı. Ama Efsa yüzünden gelemedim. " dedi . "İçeri gelesene ." dedim ve birlikte içeri doğru ilerledik. Bir süre sonra durdu ve boynuma sarıldı. "Özür dilerim . Çok özür dilerim. "dedi. Bir süre sonra Hayat'ın ağladığını fark ettim.Onu kendimden uzaklaştırarak yüzüne baktım. "Hey hey !. Ağlama tamam mı ?" dedim ve baş parmağımla göz yaşlarını sildim. "Bunların hepsi benim suçum özür dilerim , özür dilerim." dedi. "Senin bir suçun yok . Bana bir daha böyle söylersen seninle konuşmam. " dedim gülerek. Güldü ve " Tamam " dedi. Merdivenlere doğru ilerlerken "Hadi odama gidelim." dedim.
Kafasını 'tamam' anlamında salladı.
Odama girdiğimizde kafasını ilk olarak Efsa'nın portresinin olduğu yere çevirdi."Uras ! Bu muhteşem bir çalışma " dedi. "Efsa'nın doğum günü hediyesi." dedim. Sonra sessiz bir şekilde etrafı inceledi. Aşağıda tatlı yedikten sonra gitti.
Çizimime devam ederken radyoda "Masum değiliz " şarkısı çalmaya başladı.Nedenini bilmiyorum ama göz yaşlarımı tutamadım. Babam aklıma gelmişti. Ben kolay kolay ağlamazdım ama şimdi ağlıyordum. Ağlamamalıydım. Kendime " Ağlama! Çizimi mahvedeceksin. " diyordum. Dayanamayıp masadan kalktım. Yatağıma uzanıp uyumaya çalıştım.
Uyuyamıyordum . Evde babamı bulduğum günü hatırlıyordum.
Uykuyla uyanıklık arasında gidip gelirken hava kararmaya başlamıştı. Belki bir kırk dakika öyle kaldım. Derken zil çaldı. Ve birisi hızla merdivenlerden çıkıp odamın önümde durdu. Kapıyı iki kez tıklattı. Ve gelebileceğini söyledim. "Uras nerdesin ? Seni göremiyorum çok karanlık. " gelen Efsaydı. "Yataktayım ." dedim. Yanıma geldi ve oturdu. "Sanırım takip ediliyorum ." dedi. " Ne? Nasıl ?" dedim. Hızla yatağımdan kalktım ve ışığı açtım. " Sabah tenefüslerde bahçe duvarından bir adam beni izliyordu. Ve Alminayla alışverişe gittik. Peşimden geldi. Neyseki bu mülke giremiyor. Çisil yengeme sakın söyleme " dedi.
" Peki ne yapacağız ? " dedim. "Bora bugün sinemaya gidelim dedi. Almina, sen, ben ,Bora gideriz ve emin oluruz o adam hâlâ beni takip ederse birşeyler düşünürüz. " dedi. " Tamam" dedim. Yemekte gideceğimizi anneme haber edip hazırlanıp çıktık. Hiçbirimizin ehliyet yaşı olmadığı için Almina , Efsa ve ben güvenliğin önünde Bora ve şöförünü bekledik. Bora geldikten sonra arabada nasıl olduğumu sordu. Daha da iyileştiğimi söyledim.
Bir on dakika gittikten sonra , Efsa hafifce kolumu dürttü ve kafasıyla arkasını göstererek" Bu o adam " diye fısıldadı. Yavaşça arkama döndüm. Ama adam hiç flimlerdeki kiralık katiller gibi değildi. Bir motorsiklet üstünde deri botlar ve deri ceketi vardı. Kask bile kullanmıyordu. 35 -40 yaşlarında gösteriyordu. Adamı incelerken Almina " Bir sorun mu var Uras ? " diye sordu. "Aslın- " daha kelimemi bile bitiremeden Efsa söze atladı : " Bişey yok dimi Uras. " diyerek imalı imalı yüzüme baktı. " Efsa haklı birşey yok " dedim. Bir süre sonra sinemaya geldik. Konyada zaten çok sinema yoktu .Bizde Alışveriş merkezinin içinde sinema olan bir yere gelmiştik. Alışveriş merkezine girmeden önce tekrar arkama baktım kimsecikler yoktu. Kimseciklerden , demek istediğim Efsa'yı takip eden adam yoktu. Efsa'nın kulağına " Adam ortalıklarda gözükmüyor ." dedim. Efsa kafasını eğerek "O kadar da emin olma ! " dedi ve kaşlarıyla içeriyi gösterdi. Adam donmuş gibi bize bakıyordu. Sakin olmaya çalışarak hızla yürüyen merdivenlere yöneldik. Sinema biletlerini aldıltan sonra sinema salonuna girdik. Bora ve Almina gayet sakin geyik muhabbeti yapıyorlardı . Efsa , Almina , ben ve Bora şeklinde oturduk. Almina ve Uras kahkahalarla flimi izliyorlardı. Efsa ve ben ise hâlâ o adamı düşünüyorduk. Düşünmekten daha çok korkuyorduk demek daha doğru olurdu. Flim molaya girdiğinde Borayla birlikte lavaboya gittik. Bora elini yüzünü yıkarken, Bir el ağzımı aniden kapadı ve bir tualete girdik. Elini çekti ve elindeki silah'ı kafama dayadı. " URAS ÇETİNER. Ölüm vaktin geldi . Beni kim miyim ? Kürşat . Adım Kürşat. -" Daha konuşmaya devam edecekti ki bir telsiz sesi duyuldu. Ne söylendiğini anlamıyorduk. Ama polis olduğu kesindi. " Seni tekrar bulacağım Uras. Tabi Efsayıda . Şimdi sessiz bir şekilde flimini izle yoksa beynini dağıtırım." Tualetten çıktım hızla kızların olduğu tarafa koştum. Bora " Neler oluyor ? " dedi. " Hemen gidiyoruz. " dedim. " Ama daha flim bitme-" derken sözünü kestim. " Sikerim flimini gidiyoruz ! " dedim. Efsa koştu bana sarıldı. " Uras bir kadın beni tehdit etti." dedi. " Efsa o adamda beni öldürecekti. Adı da Kürşatmış." dedim. Efsa " Hemen polise gidiyoruz . " dedi. Bence gerçekten haklıydı. Polise gitmeliydik. Sonuçta polis bir çözüm bulabilirdi. Almina'ya ve Bora'ya herşeyi anlattık. Ve onlara bu konudan kimseye bahsetmemelerine dair söz verdirdik. En önemli annemdi. Ona söyleyemezdik. Eğer ona söylersek evden çıkmamıza bile izin vermezdi. Hep birlikte karakola gittik. Biz suç duyurusunda bulunurken Almina ve Bora bizi dışarda bekledi. Olayı anlattıklarımıza göre kanıtlar yetersizdi. Ve reşit olmadığımız için bizi dikkate almadılar. Arkadaşlarımızdan birilerinin bize şaka yaptıklarını düşündüler bunun nedenide yanımızda velimizin olmamasıydı. Efsa " Onlar bizi korumuyorsa kendi kendimizi korumayı öğrenmeliyiz." dedi. Yapacak birşey yoktu. Almina" Artık eve gitmeliyiz daha fazla geç kalmamalıyız."dedi. Bora "Size kendinizi koruyacak silahlar bulmalıyız."dedi. Efsa" Uras'a bir elektroşok aleti, banada göz yaşartıcı sprey yeterli olacaktır." dedi. Hemen ardın Bora" Şaka mı yapıyorsun ? Size gerçek birer tabanca lazım." Almina " Saçmalama Bora , Efsa'nın dedikleri yeterli olacaktır."
"Bunları sonra konuşuruz , şimdi eve gidelim .Yarın konuşur bir çözüm buluruz . " dedim. Gecenin sessizliğinde eve geldik. Bora'nın şöförü bizi sitenin girişine bıraktı. Efsa eve giderken bende Almina'yı evine bırakmaya gitmiştim. Evlerinin önüne geldikten sonra Almina " Senin için endişeleniyorum. Kendine dikkat et. " dedi. "Teşekkü ederim ama - " konuşmamı bitiremeden dudaklarıma yapıştı. On saniye dudak dudağa kaldıktan sonra ayrıldık. Hızla kaçarak evine girdi. Kendimi kötü hissediyordum çünkü beni öpen o ama kaçanda o. Beni öpmesi tabikide muhteşemdi. Kaçması beni üzmüştü. Kaçsada kaçmasada yarın tüm gün boyunca gülümseyeceğim kesindi.
Almina'dan çok hoşlandığımı hatırladım. Eve girip, hızla odama çıktım. Ve derin bir uykuya daldım. O rahat uyudum ki birdaha böyle rahat uyuyamayacağımı söyleseler inanmazdım.
Güzel bir sabaha uyanmıştık . Herşeyin güzel olduğu huzurlu bir sabah. Ya da ben öyle sanıyordum. Güneş Konya'nın üstünde yükselmeye başlamıştı bile. Bugün okula gidicektim. Okul benim için başlıyordu. Okula gitmeyeli ne kadar uzun zaman olmuştu öyle. Giyindikten sonra aşağıya kahvaltı için indim. Efsa yine düşünceliydi ama benim içimde hiçbirşey olmayacağına dair bir his vardı. Kahvaltıyı yaptıktan sonra dışarıya çıktık. Servisi beklemeye başladık.
Almina'da evlerinden çıktı. Güneş gözlüğü takıyordu. Ve kafasını yerden kaldırmıyordu.
Efsa serviste uyuklarken bende müzik dinliyordum. Okula vardık. Bora sınıfta bana sarıldı. Sanki bu okuldaki ilk günüm değilde son günümmüş gibi geliyordu. Beni gören herkes geçmiş olsun diledi ve tabi Hayat'da.
İşte sonrasında olan olaylar benzeri şeylerdi . Nasıl olduğunu anlattım falan.
Öğle arasında Almina ile iyice öpücüğü konuştuk. Konuşma bittiğinde sevgiliydik. Ona " Beni neden öptün ? " diyince " Seni seviyorum " dedi. Olanları Bora'ya
ve Efsa'ya anlattım . Efsa bana sarıldı ve " Oha ! Çok sevindim. " dedi. Derse girdik ve tabiki ders dinlemiyordum . Bora yanımda telefonla oynarken bende kafamı sıraya koymuş Almina'yı inceliyordum. Ayşe Hoca " En son ne söyledim ? Uras ! " diye aniden bağırdı. " Hocam . Iı şey... " Bora arkadan Mohaç Seferi diye fısıldadı. " Mohaç Seferi " dedim. " Defol ! Uras sınıfı terket. " " Noluyo sürtük " diye homurdandım. O sırada kapıya iki kez tıklatıldı. Hoca " Gel!" dedi. Yüzü kireç gibi olmuş bi kız içeri girdi. " Ulaş hoca Uras'ı alabilirmiyim diyo " dedi. " Alsın götürsün, zaten kaç aydır yok. Birde ders dinlemiyor. " Ulaş hocanın odasına gidiyorduk. Rehberlik servisi yazan odaya girdik. Kimse yoktu. Sonra arkamdan biri çıkageldi. " Merhaba Uras !" daha önce görmediğim genç bir adam. " Benden ne istiyorsun? " dedim. Kapıyı kapattı ve" Seni "dedi.
"Acaba gay olabilirmisin ? " sözüm bitince yüzüme bir yumruk indirdi. " Ne demek istediğimi söylüyüm. Seni öldürmek istiyorum." Acı içinde kıvranırken , çenemden tutup beni ayağa kaldırdı. O sırada kapı açıldı. Gelen Ulaş hocaydı. " Geri bas! " Silah'ını Ulaş hocaya doğrulttu. " Sana diyorum !" Ulaş hoca hipnoz olmuş gibi yere bakıyordu. Adam sinirle havaya doğru bir ateş etti. Ulaş hoca bu sesle kendine geldi. Ağır adımlarla geriye doğru ilerledi.
" Bilmem farkındamısın ama Uras bir kaç saniye sonra öleceksin. Hazırlansan iyi edersin." Sanki herşey durmuş gibiydi. Adeta tüm renkler kaybolmuş, etrafı derin bir siyah kaplamış gibiydi. Hüzünle yerdeki döşemelere baktım. " Dizlerinin üzerine çök. " dedi . Ve ben çöker çökmez tetiği çekti.
Nasıl öleceğimi hiç düşünmemiştim. Ama , hiç bir zaman yanarak ölmeyi istemedim. Ama şimdi bunları düşünmem gerekmiyecekti. Karşımda gördüğüm iki siyah göz . Elinde küçükken oynadığım oyuncağa benzer bir silah . Her şey namlusundan çıkacak bir kurşuna bağlıydı, bu kadar basit miydi ? Alnımın üzerinde duran namlu göz yaşlarımın yüzümden aşağı süzülmesine sebep olmuştu .Tekrar döşemelere baktım . Dizlerimin üzerine çökmüş ölmeyi bekliyordum . O sırada bir siren sesi duyuldu . "Okulu derhal tahliye edin. " Bu sefer farklı bir ses duydum, bu bir silah sesiydi . Sesi duyduğumda acı çekmeden öldüğümü düşünüp sevindim . " Uras ! Geliyorum " diyen Almina'nın sesini duydum . Ardından "Almina ,gidemezsin çok tehlikeli !" Ulaş hocanın sesini de duyduktan sonra istemsiz bir şekilde gözlerimi kapattım . Kulağımın yanına sokuldu ve " Gökyüzü sana maviyken bana neden gri Uras !? " dedi.
Bayadır bölüm yazmadım. Nedeni hiç yorum gelmemesi olabilir çünkü yorum olmayınca ilhamda gelmedi. Umarım beğendiğiniz bir bölüm olmuştur gençler :D Oylayın ve Yorum yapın :d Belki sonra multimedyaya birşeyler eklerim :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi
General FictionUras , fark etmeden geleceğini de çizmişti. Ama çizilen geleceğe sürüklenmek biraz zaman alacaktı. Ve Almina , Uras'ın kalbindeki ölümsüz aşkı. Nasıl öleceğimi hiç düşünmemiştim. Ama hiç bir zaman yanarak ölmeyi istemedim. Şimdi bunları düşünm...