Never wanna let you go, know you make me feel alright.
🌠🌑
Eleanor gösterdiği fotoğrafa gülerken bende kıkırdadım. Eleanor başka bir fotoğrafa geçerken kafamı kaldırdım. Kafamı kaldırdığım anda bu tarafa bakan Harry'yi gördüm. Dudaklarımda ufak bir gülümseme oluşurken Harry dudaklarını yaladı ve sağ gözünü kırptı.
Gülümsedim ve tekrar önüme döneceğim sırada telefonumdan gelen mesaj sesiyle telefonumu elime aldım. Mesajın Harry'den geldiğini gördüğümde hafifçe kıkırdadım. Karşımdayken bana mesaj atıyordu daha ne kadar sevimli olabilirdi ki?
Gelen; Harry
Eğleniyor musun?Yüzümdeki gülümseme yerini korurken hızla cevap yazdım.
Gönderilen; Harry
Oldukça.xTelefonumu kapatıp masaya koyarken Harry'ye döndüm. Kafasını telefonundan kaldırdıktan sonra bana döndü ve gülümsedi. Bende ona bakarak aynı şekilde gülümsediğimde Eleanor'un sesini duydum.
"Anlaşılan seni fazlasıyla önemsiyor." Yavaşça Eleanor'a döndüğümde kaşlarım havalanmıştı. Eleanor yüz ifademi gördüğünde kahkaha attı ve konuşmaya devam etti. "Harry'nin bizimle bu şekilde tanıştırdığı kızlar azdır."
Kaşlarım çatılırken konuştum. "Bu şekilde derken?" İç çekti ve bana yaklaşarak cevapladı. "Yani, genelde tanıştırdığı kızlarla çok yakın arkadaştır ve ortak arkadaşımız olsun diye tanıştırır."
Eleanor Niall'la şakalaşan Harry'ye bakıp tekrar bana döndü. "Ama sen yakın arkadaşı gibi görünmüyorsun. Tanrı aşkına, geldiğinizden beri karşılıklı oturup birbirinize sevimli bir şekilde gülümsüyorsunuz!"
Boğazımda oluşan sinir bozucu yumruyla yutkundum ve ister istemez de olsa yanaklarıma kırmızı renginin hücum ettiğini hissettim. Demek Eleanor böyle düşünüyordu. Aslında, tüm hayatım boyunca başkalarının düşüncelerini pek önemsememeyi öğrenmiştim. Ama şimdi öyle yapmamam gerekiyor gibi hissetmiştim. Çünkü, ben Harry'le yeni tanışmıştım. Ama Eleanor öyle değildi belli ki. Bu yüzden Harry'yi tanıyıp konuştuğunu hissediyordum.
"Angel?" Eleanor'un sesiyle ona dönüp gülümsedim. Elini omzuma koyarken konuştu. "Yanlış bir şey söylemedim değil mi?"
Kıkırdadım ve kafamı olumsuz anlamda salladım. "Hayır sadece düşünüyordum."
"Sevgilim?" Louis'nin Eleanor'a seslendiğini duyduğumda iç çektim. Eleanor yanımdan kalkmadan önce bana göz kırptı.
"Merhaba!" Yanımdaki sandalyeye oturan Harry'ye döndüm ve kıkırdayıp konuştum. "Hiç zaman kaybetmeden geldin bakıyorum!"
Harry, kahkaha attı. Boğuk sesi bir an tenimi ürpertirken yutkundum. "Seni yalnız bırakmak istemedim. Eleanor'la iyi anlaştınız sanırım?"
Kafamı olumlu anlamda sallayıp güldüm. "Evet çok eğlenceli bir kız." Harry'de kafasını sallayıp beni onayladı.
Tanrım, dilimin ucunda ve beynimde Eleanor'un az önce söylediği şeyler vardı. Harry'ye sormak istiyordum aslında. Beni yakın arkadaşı gibi tanıtmak için mi getirmişti? Yoksa? Ah... Yoksa ne? Saçmalıyordum. Ben başından beri Harry'yi arkadaşım gibi gördüğümü kendime söylüyordum. Peki bu düşüncem neydi şimdi?
"Angel? İyi misin?" Harry'nin sesini duyduğumda derin bir nefes alıp kafamı salladım. Bana bir süre daha bakınca bende ona baktım. Sanki bir şeyler düşündüğümü biliyor gibiydi. Ah, işte Harry'le tanıştığımdan beri beni mutlu eden şey buydu. Karşımda başkası olsa uzatmadan güler geçerdi. Ama o sanki içimi görüyormuş gibi bakıyordu. Bir anlığına onun gözünden kendimi görmeyi istedim. Acaba nasıl görünüyordum? Çok düşünceli mi? Ya da çok mu sinir bozucuydum?
"Angel, sıkılmadığından eminsin değil mi?" Harry tekrar konuştuğunda iç çektim ve konuştum. "Hayır, gerçekten sıkılmadım Harry. Sadece-" Harry konuşmamı hızla kesip konuştu.
"Sadece ne?" Dudaklarımı yaladım ve elimi çenemin altına koydum. "Sadece düşünüyordum."
Harry'de aynı benim yaptığım gibi elini çenesinin altına koyup kaşlarını havalandırdı. Bu haline kıkırdadım. "Bilmiyorum, beni arkadaşlarınla tanıştırdın mesela. Yani... Ah düşündüklerimi sözlere dökemiyorum. Özür dilerim."
Harry'nin gözleri bir anlığına ışıldadı ve bana gerçekten birkaç saniye hayran gözlerle baktığını hissettim. Karşısında kendimi çok güçsüzmüşüm gibi hissettim.
"Angel, evet."
Kaşlarım çatılırken yerimde kıpırdandım ve sordum. "Ne evet?"
Harry, dudaklarını yalayıp cevapladı beni. "Evet, seni önemsiyorum. Bu yüzden seni arkadaşlarımla tanıştırdım."
Bir anlığına zamanın bizim etrafımızda durduğunu hissettim. Nasıl bu soruyu sormak istediğimi anlamıştı ki? Nasıl içimi okur gibi bana bakabiliyordu? Düşünceler beynimi kavururken dudaklarımı ısırdım.
Endişelenmiştim çünkü, belki de ilk defa birisi beni bu kadar önemsiyordu. Endişelenmiştim çünkü, belki de ilk defa biri için önemliydim.
🌠
Herkese merhaba! Hikayeyi yeniden yayımladım. Tekrardan yayımlamamı istediği için orionbulutsusu na teşekkür ederiim. İsmini nasıl ayıracağımı bilemedim ahahhaha😋
Önceki bölümlerde dediğim gibi bu hikayenin tatlı sıcak bir hikaye olmasını istediğim için içimden geldiği kadar yazıyorum.
Öptüm hepinizi🌹
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Only Angel // h.s
FanfictionGözlerim senin gözlerine kenetlendiği an bir şey olduğunu biliyordum. Bir şey vardı biz, 'biz' olacaktık. 🧚♀️1-Harry