4. Bölüm

11 5 1
                                    

Sabah kalktığım zaman beni nazikçe uyandıran halamın sesini duymuştum. Gözlerimi hafifçe araladığım anda kendi yatağımda olmadığımı fark edip , olayları hatırlayınca içimde ki bu garip duygu gitmeye yavaş yavaş başlamıştı. Halam elimde ki resmi aldığı gibi :

"Başarmışsın Betül, yapabileceğinden zerre şüphem yoktu."dedi.

Telaşla ayağa kalkarak gözümü resimden ayıramadım:

"Bende nasıl olduğunu bilmiyorum. Gece kötü bir kabus gördüm ve bir bakmışım ki buradayım." dedim.

 Halam resme bakarak çoktan düşüncelere daldığı an da, bende kafamı geriye doğru çevirerek komedinin içinde ki kutuyu düşünmeye başlamıştım. Halam komodine doğru ilerleyip ikinci çekmeceden tahta kutuyu çıkarıp, bana uzatarak :

"İster bak ister bakma ama bu kutuyu al. Çünkü bu kutu sana ait. Ne zaman açarsın bilmiyorum ancak bir an önce açman için dua ediyorum. Al bakalım"dediği an da ne yapacağımı bilemedim doğrusu.

Gözümü yağlı boya ile desenler halinde çizilmiş bu kutudan bir türlü alamıyordum.Çiçek desenleri o kadar ince ayrıntıyla çizilmişti ki dışarıda satsak fiyatı epey yüksek olabilirdi.Ya reddedip hayatımın sonuna kadar içinde ne olduğunu merak edecektim, ya da alıp istediğim zaman açacaktım. İkinci seçenek ile kutuyu alarak aşağıya doğru indim. Açmam gereken zaman şu an değildi bundan kesinlikle emindim. Sadece artık bana ait olması üzerimde ki yükü birazda olsun hafifletiyordu.

Kutuyu yavaşça çantamın yanına bırakarak tekrar yukarı çıktım. Halamla birlikte her yeri güzelce toparlayıp, kahvaltı etmeye başladık. Kahvaltıdan sonra, cenaze için helvayı pişirmeyi de unutmadık. Normal şartlarda yemek yapmak için can atarken, şimdi ise sessizce halamın yapmasını izliyordum. Tüm cenaze işlemleri bitmişti. Halam o kadar güçlü bir kadındı ki gün sonuna kadar evin içinin kalabalık olmasına rağmen, tek bir göz yaşı bile dökmedi.

İkimiz içinde yorgun bir gün olduğu için kendimizi divana hızlıca attık. Telefonumun çalması ile gitmem gerektiğini yavaşça anlamaya başlıyordum. Babamın aramasına sevinmiştim. Babamla kısa süren diyaloğumuz başlamıştı:

"Kızım seni gelip alayım mı ?"

"Hayır ba.."

Tıkanmışdım.

Dilimden düşürmediğim bu kelime,

Şimdi hayatımda iki kişiye ait olmuştu..

Dün gördüğüm resimde ki adamı hayatım boyunca hiç görmeme rağmen

Özlüyordum...

Hızlıca telefonu kapatarak ağlamaya başladım. Halamın gelip bana sarılmasıyla gözyaşlarım çığlıklara dönüşüyordu. Son koptuğum noktaydı. Artık her şey kalbime yapışmıştı ve nefes almamı şiddetli bir şekilde engellemekteydi. Halama sessiz bir şekilde :

"Dayanamıyorum artık hala. Bunca zaman neden beklenilmesi gerekti. Her şeyi en başta gün yüzüne çıkarsaydık, güzel ve mutlu bir hayatımız olabilirdi. Belki hepimiz bir arada yaşardık. Ben size de güzel yemekler yapardım. Benim sevgim hepinize yeterdi.On sekiz yaşında tüm hayatımı rutin haline getirmişken, bambaşka bir dünyanın içine girmek sarsılmama neden oluyor." diyebildim.

Halam göz yaşlarımı narin elleri ile silerek :

"Senin neler yaşadığını çok iyi biliyorum. İnan bana hepimiz bu sarsıntının içindeyiz. Yalnız şunu sakın unutma, şu an yaşadığın durumdan çok daha kötü bir durumun içinde olabilirdin. Belki de hepimiz için en iyisi bu olmuştur. Geçmişe zincir vurarak geleceğe fidan dikemezsin. Yüreğinde sadece geçmişin gölgesi olsun. Annen sadece senin ve babanın iyiliği istedi. Şimdi ondan nefret ediyorsun ama eğer yaşasaydı yanından bile ayrılamazdın. Benim inandığım tek bir şey var annen senin ve baban için kendinden vazgeçti. Çekip gitmesinin, seni bizim yerimize başka bir aileye bırakmasının ciddi bir nedeni vardır. "diyerek hafifçe tebessüm etti.

BenmariHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin