Yerinden fırlayıp doktorun omuzlarını sarsarak konuşmaya başladı Barış
"Melis nasıl?"
Kendini Barış'tan kurtarıp lafa girdi doktor.
"Melis hanım gayet iyi.."
Barış'ın vicdan azabı ve üzüntüyle karışık gözyaşları mutluluk gözyaşlarına dönüştü.
Ama bu mutluluk kısa sürdü,doktor lafa devam etti
"Ama bebek için aynı şeyi söyleyemeyeceğim..Onu almak zorunda kaldık,eğer almasaydık Melis hanım şuan yaşamıyordu.."
Barış,Zeynep ve Kerem hayretler içinde doktora bakarken oluşan sessizliği Barış'ın çığlıkları bozdu.
Zeynep ise hastane koltuğuna oturmuş ağlıyordu.Kerem Barış'ı sakinleştirmeye çalışıyordu.
"Benim yüzümden,Ke-Kerem benim yüzümden.(burnunu çekerek) ben eğer o..O lanet perdeyi assaydım dün akşam.."
"Şşşt.Kendini suçlama.Bebeği yeniden yaparsınız ama Melis'e bişey olsaydı yeniden Melis Derman yapamazdı hiç kimse."
"Ama...ama Melis duyunca..Çok üzülücek..Kerem o bunu kaldıramaz."
Barış yerden kalkıp Zeynep'e döndü.
"Hepsi senin yüzünden!Eğer sen onunla küsmeseydin,hala aynı evde yaşasaydınız,bebeğimde yaşıyor olacaktı.Senin tribini sikiyim!"
Barış delirmiş gibi bağırıyordu.O sözleriyle Zeynep ağlamasını hızlandırdı.
"Hepsi senin yüzünden!" Daha fazla dayanamayan Kerem,Barış'ı sakinleştirmek için bir tane patlattı.Tokatın etkisiyle yere yapışan Barış toparlanıp ayağa kalktı.Zeynep'in yanına oturdu.
"Zeynep...Ben..Özür dilerim..Suçlu arıyodum kendimce..Ö-özür dilerim."
"Önemli değil çünkü haklısın.Hepsi benim su-" Kerem lafa atlar.
"Yeterin artık anladınız mı?! Kimin suçlu olduğu önemli değil zaten suçlu da aramıyoruz.Sizin bu malca davranışlarınız bebeği geri getirmeyecek!"
Tekrar bir sessizlik oluştu.Ama bu sessizlikte ameliyathane kapısından çıkan sedye ve sedye de yatan Melis le bozuldu.
Melis normal odaya alınınca kapıda bekleyişler başladı.
2 SAAT SONRA:
Hemşire bizimkilerin yanına geldi.
"Melis Hanım uyandı."
Heyecanla yerinden kalkan Barış hazırlanıp içeri girdi tabi Kerem ve Zeynep'te.
Melis bebeğinin alındığını bilmese gerek etrafa şaşkın şaşkın bakıyordu.
"Zeynep..S-sen beni affettin mi?Bak ben gerçekten senden özü-" Zeynep ağlayarak Melis'in yanına geldi.
"Şşştt bırak bunları şimdi.Ben senden özür dilerim asıl."
"Zeynep sen benim hiç sahip olamadığım kızkardeşimsin."
"Sende benim için öylesin."
Sarılırlar.
"Bebeğim nasıl?"
Odadaki derin sessizlikten ve öne eğilen başlardan anladı Melis.Ve o anda bağırmaya başladı.
"Bebeğiiiiiiiiiiiiiiimmmm!!!"
Hem ağlıyor,hem çığlıklar atıyordu.Doktorlar odaya girip Melis'i sakinleştirmeye çalışırken bizimkiler odadan çıkmış dışarıda gözyaşlarıyla Melis'i izliyordu.
1 HAFTA SONRA:
Melis tekrar eskisi gibi Zeynep'e taşınmıştı.Hastaneden geldiğinden beri 1-2 lokma yemekten başka ağzına hiçbirşey girmiyordu.Odasından çıkmıyor,her gece çığlıklar atarak uyanıyordu.Şuan onu okurken anlamıyorsunuz belki ama evlat acısının eşi benzeri yoktur.Senin bir parçanı toprağa vermek demek kendinden bir parçayı toprağa vermek,ona emanet etmen demektir.Allah kimseye evlat acısı yaşatmasın.
-
Zeynep mutfağı toparlarken çalan kapıya koştu.
Kapıyı açtı.
"Senin ne işin var burada?"
Daha dostmuş yıllar kimin umurunda
Tek dert aslında varolmak hayatta
Yaşam kavgası ve hep yanında
Hayaller ve gerçekler artık ayrı yollarda
Oooofff ooooffff tek parmağın ucunda
Döner mi deli dünya
Ooofff oooofff mucizeler uğrar mı bir gün arka sıralara
20.BÖLÜMÜN SONU.
Bu arada bölüm sonunda yazan şarkı sözleri bir zamanlar GB gibi bağımlısı olduğum ve hiçbir bölümünü finaline kadar kaçırmadığım,onunla büyüdüğüm dizi ARKA SIRADAKİLER'e ait.Eğer Arka sıradakiler'i izleyeniniz varsa bilir :) <3
ACABA KİM GELDİ?MELİS'E NOLACAK?YENİ BÖLÜM İÇİN BİRAZ YORUMLAR ARTARSA SEVİNİRİM #MOTİVASYON İÇİN :) ♥