50. Bölüm

2.9K 96 19
                                    

Keyifli okumalar :D

Yüzünü yavaşça geri  çektiğinde gözlerimiz buluşmuştu şu an onun gözlerine bakamazdım. Buna cesaretim yoktu ama o inatla bana bakmayı sürdürüyordu. Gözlerimi aşağı indirdim ve gitmesini bekledim elimde olsaydı uzaklaşırdım ama şu an mümkün değildi. Ondan gitmesini isteyebilirdim ama yapamıyordum kendimi çaresiz gibi hissediyordum. Aynı zamanda kulaklarımı uğuldatan bir hisle dolmuştum içimde fırtınalar kopuyordu.
Bakışlarının ağırlığını üstümde hissetmeye devam ettiğimde bayılacakmış gibi oluyordum.

Odayı dolduran kapı sesi  imdadıma yetiştiğinde başka bir şey dilemediğim için memnundum.
Altan benimle birlikte kapıya doğru döndüğünde açılan kapıdan Rezan Hanım girdi.

"Acıkmış olabileceğinizi düşündük Zülal hepimize bir şeyler aldı. Doktor yemek yemende bir sakınca olmadığını söyledi."

Elindeki tepsiyi yanımıza getirdi ve Altan'ın eline uzattı Altan tepsiyi aldığında Rezan Hanım kanepeye oturdu.

"Boğazınızdan bir şeyler geçsin oğlum."

Altan elindeki tepsiye anlamsız bakışlar atarken birden ayağa kalktı ve tepsiyi az önce oturduğu yere koyup "Siz birlikte yiyin, aç değilim." dedi ve odadan çıktı.

Arkasından bir süre bakakalmıştım az önce yaşadığımız şeyin şokunu üstümden atamamıştım ve şimdi o böyle gittiği için iyi hissetmiyordum.
Aklımı fazlasıyla karıştırmıştı şimdi ne düşünmeliydim?
Beni öpmüştü.

"Bir şey mi oldu Dicle?"

Anlayamıyordum bu çok tuhaftı başımı geriye attım ve elimi saçlarımın arasından geçirip anlımı kırıştırdım.
Beni büyük bir çıkmaza sürüklüyordu dağılmış gibi hissediyordum.
Gözümün önünden gitmiyordu nereye baksam onun bakışları karşımdaydı.
Elimi dudağıma götürdüğümde düşünceliydim sonra birden ateşe dokunmuş gibi elimi çektim ve başımı olumsuz anlamda salladım.

"Dicle sana diyorum kızım duymuyorsun, iyi misin?"

Rezan Hanım'a döndüm ve kafamı olumlu anlamda sallayıp "Evet." dedim.

Rezan Hanım yanıma geldi ve çorbayı eline alıp yemem için kaşıkla ağzıma uzattı.

"Yok ben yemeyeceğim siz yiyin."

Belki çok şey istiyordum ama şu an yalnız kalmam lazımdı kafamı toplayamıyordum.

"Olur mu iyice güçten düşeceksin."

İnatla kaşığı ağzıma uzatmaya devam ediyordu.

"Midem iyi değil gerçekten istemiyorum."

Kaşığı kasenin içine geri koydu ve tepsiyi kenara kaldırdı.

"Doktor ne zaman çıkabileceğimi söyledi mi?"

Aslında bunu öğrenmesi için sormuştum akşama kadar bu yatakta durmak istemiyordum.

"Birazdan öğrenirim şimdi dışarı çıkıyorum Altan'a bakacağım tamam mı?"

Kafamı yavaşça salladım ve o gidince sırtımı dikleştirip telefonumu elime aldım. Sessizde olduğu için mesaj geldiğini fark etmemiştim mesajın Altan'dan olduğunu görünce heyacanlanmıştım.

'Biraz geç geleceğim eve diğerleriyle dönersin.'

Bu da neydi şimdi?
Sinirle yataktan çıktım ve camdan dışarıya bakmaya başladım. Yürürken yanımda sahte serumumu da getirmek zorunda kalmıştım.
Hareket etmeden öylece etrafı izledim ta ki odaya biri girene kadar.
Camdaki yansımadan gelenin  Zülal olduğunu görmüştüm beni ayakta gördüğüne şaşırmıştı.

KİMSESİZ #Wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin