Duyduğuğum çığlıklar beni daha çok korkuturken , daha deminki acıdan eser yoktu hiç Bir şey hissetmiyordum. Sadece arkamdan bana sarılan abimin bedenini hissediyordum. Kendine gelmişti. Korku onu kendine getirmişti ve beni kaybemek istemezcesine , sakalmak istercesine sarılıyordu. Şaçımdan tutan elle beraber abimin yalvarışları arasında bugünün son günüm olacağını anlamıştım.
Duyduğum çığlıklar anneme aitti. Şaçlarımı tutan el ise babamındı. Beni babamdan kurtarmaya çalışan kişiyse abim ' Tae Hyun'du. Annem '' Bunu Tae Hyun'a nasıl yaparsın? '' diye bağırırken, babam bana küfretmekle uğraşıyordu ve tabi abimde beni kurtatmak için boş bir çaba içerisindeydi. Odadaki gürültüden dolayı içeriye babamın çalışanları girmiş ve babam abimi işaret ederek '' Götürün onu! '' diye kükremişti. Abim bağrıyordu, yalvatıyordu, ağlıyordu ve özür diliyordu. Abimi o şekilde görünce bende ağlmaya başlamıştım. Ben ağladıkça babam dahada kızııyordu. Şaçlarım okadar acıyordu ki..
Odada ki herkes çıkınca odada bir tek babamla ben kalmıştık. Beni yere fırlatırcasına attığında canım yanıyor ve korkum her dakika büyüyordu. Kapıyı kitleyip '' Kimse seni elimden alamaz! '' dediğindeye , korkum doruklara ulaşmıştı. Bana doğru attığı her adımda geriye gitmeye çalışıyordum ama başaramıyordum bedenim söz dinlemiyordu. Karşımda durduğunda sinirli gözlerine baktım. Ağzı nerdeyse sinirden köpürmüştü. Beni kollarımdan tutup havaya kaldırdığında bağırdı.
'' Seni piç kurusu ! Sırf Tae Hyun istediği diye seni evlat aldık, geldiğin yere gerimi gitmek istiyorsun ? '' korkuyordum ama hareket edemiyordum bedenim çoktan ölmüştü. Beni yere fırlattıktan sonra sırtıma attığı tekmeyle acı içinde inledim. Sırtım acıyordu , yaşlarım durmuyordu. Keşke hemencecik ölsem diyordum , en azından acı çekmem.
'' Birinin seni becermesini bukadarmı istiyorsun ? Ha ?! '' bacağıma attığı tekmeyle bacağımı kendime çekip hıçırarak ağlamaya başladım. Duramıyordum. Bana ağlamayı kesmem için bağıran babam bile beni durduramıyordu.
'' Durmazsan seni beceren ben olurum . '' diyip beni tutarak ayağa kaldırdı. Duyduğum ağlamamı durduramıyor olsada yavaşlamıştı. '' H-hayır.'' diye fısıldadım. Aslında bağırmak istemiştim. Kaçıp gitmek istemiştim. Ya da biran önce ölmek istemiştim. Sırtım ve bacağım acıyordu. Abibim dokunduğu her yer ,bu adam yüzünden moraracaktı. Abimin izleri silinecekti ve onun izleri kalacaktı. Sinirlenmiştim ama hiç Bir şey yapamıyordum. Yapabildiğim tek hareketle ellerinden kurtulmaya çalıştığımda yüzüme attığı tokatla yere düşmüştüm. Yüzümü korumak istiyordum. Enazından orayı korumalydım. Ama bana izin vermiyordu. İnatla yüzümü açıyor ve vuruyordu. Ağızıma gelen kanla dudağımın kanadığını anladım. 'Kanamayan yermi kalmıştı? ' diye düşünmekten alamadım kendimi.
Durmuyordu. Durmuyordu, sadece vuruyordu. Sanki insan değildim. Sadece vuruyordu vücudumdaki her yere ve ben sadece acıyla haykırabiliyordum. Yüzümdeki tırnak izleriyle yüzümün yandığını hissediyordum. Yanıyordum. ' Keşke ölsem.' diyordum yediğim her darbede. O bana küfrederek bana vururken ben kendni savunmaktan aciz 12 yaşındaki bir çocuktum. Sırtıma yediğim darbeyle acıyla inledim. Kafamı kaldırıp babama baktığımda elindeki sopayı gördüm. Abimin beyzbol sobasıyla bana vurmuştu Kalkmaya çalıştım. Yapabildiğim tek şey sürünmekte olsa kalkmak istiyordum. Gitmek istiyordum. Beni asıl korkutan sey yaptığı şeyden zevk alıyormuş gibi görünen yüzüydü. Duvarın köşesine geldiğimde beni boğazımdan tutup kaldırması bir olmuştu. Acıyordu. Vücudumdan kanlar akıyordu bunu duvarın tenime değen her yerinin kırmızı olduğunu gördüğümde anlamıştım. Boynundan tutup kaldırdıdığı benin suratına tükürdükten sonra beyzbol sopasının ucuyla karnıma vurdu. Ağzımdan çıkan kanla ölmeye yakın olduğum için sevinmiştim. Sonunda ölebilecektim. Daha fazla acı çekmeden....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalanlardan Oyuncak
Fiksi RemajaAğlıyordum, neden ağladığımı bilmeden ... Belki yaşayamadığım çocukluğum için ağlıyordum. Belki de sahip olamadığım ailem için ağlıyordum. Terk edilişim yüzündendi akan göz yaşlarım ... İlk defa, geriye umudum kalmamıştı. Onunla beraber yok o...