Medya; BTS - Save Me
Adam rap yapmaya başladığından beri insanlar eğleniyor, tezahürat ediyorlardı. Ortam biraz öncekinin aksine sessizleşmişti ama daha da kalabalıklaşmıştı. Bense put gibi durmuş hareket edemiyordum ve sadece sahnedeki adama bakıyordum. Seulgi kolumu dürttüğünde bile kendime gelememiştim.
"Rose ben bir tuvalete gidip geliyorum,"
Seulgi'nin söylediklerini bile belli belirsiz anlamıştım. Yine de başımla onayladım ve Seulgi durumu garipsemeyerek benden uzaklaştı. Gözlerimi adamdan çekip yere sabitledim. Şimdi ne yapmalıyım diye düşünüyordum. Nasıl Yoongi'nin rapini duyabilirdim? Acaba bende mi sıkıntı var diye düşünüp kafama bir kaç kez vurdum. İnsanlar bana garip garip bakmaya başladıklarında oflayarak tekrar sahneye baktım.
Etrafa göz gezdiriyordum. Çünkü tek mantıklı açıklaması playback yapıyor olmasıydı. En azından ben böyle düşünüyordum ve eğer durum bu şekilde değilse, kafayı yediğim kesinleşmiş olacaktı.
Sahnenin yanındaki küçük kapıyı fark ettiğimde gözlerim büyüdü. Kalabalığı yarıp, koşmaya çalışarak ilerledim. Kapıya varmak üzereydim ama sahnedeki adamın rapi de bitmek üzereydi.
Bu şarkıyı defalarca dinlemiştim. Yoongi söylerken.. Hızla kapının koluna atıldım ve kapıyı açtım.
O sırada adam rapini bitirip alkışlar ve bağırışlar eşliğinde sahneden inmişti.Oda bomboştu. Ama sonra açık olan arka kapıyı fark ettim. Oraya yönelip tekrar koşmaya başladığımda, uzağımda siyah kapüşonlu biri en az benim kadar hızlı koşarak ilerliyordu. Bu o olabilir miydi? Yoongi olabilir miydi?
Bunun heyecanıyla yerinden çıkacak gibi atan kalbimi ve kesilen nefesimi umursamadan daha hızlı koştum.
Hatta önümdeki siyah ceketli adam motoruna bindiğinde dahi onu takip etmeye çalıştım. Sonunda devam edemeyeceğimi anladığımda yorgunlukla yere çöktüm. Sinirle ellerimi saçlarımdan geçirdiğimde söyleniyordum.Niye her şey bu kadar karışık olmak zorundaydı ki?
Birkaç gündür BTS ile birlikte rüya gibi bir hayat sürüyor olduğum doğruydu. Ama bu kadar karmaşık olmasını beklemiyordum. Yoongi'ye ulaşmak neden bu kadar zordu?
Zorlukla ayağa kalkıp kafeye doğru yürümeye başladığımda Seulgi'nin de bana doğru yürüdüğünü gördüm. Ama ağlıyordu. Şaşırarak adımlarımı hızlandırıp Seulgi'nin yanına gittim ve kolunu tuttum.
"Ne oldu? Neden ağlıyorsun?" Panikle sorduğum soruların karşılığında göz yaşlarını sildi ve derin bir nefes aldı.
"Tuvalete gitmeye çalışırken biri bana laf attı, korktum gerçekten." O anı hatırlamak istemezcesine konuştuğunda bedenimden soğuk bir ürperti geçmişti. Çünkü yakın zamanda benzer bir olayı ben de yaşamıştım.
"Sana bişey yapmadı değil mi? Kaçtın mı?"
"Hayır," dedi. "Başka biri beni kurtardı. Ama kim olduklarını bilmiyorum onların. Sadece beni kurtaran kişiye gerçekten minnettarım."
Başımla onaylayıp Seulgi'ye sıkıca sarıldım.
"Özür dilerim, benim hatam. Seni yalnız bırakmamalıydım."
Başını 'hayır' anlamında iki yana sallayarak ağlamaya devam etti.
"Bir daha buraya gelmeyelim, olur mu?"
Ama ben gelmek zorundaydım. Burda neler döndüğünü öğrenmek için. Daha deminki siyah ceketli adamın Yoongi olup olmadığını öğrenmek için. Ama tabiki bunu Seulgi'ye söylemedim, kimseye söyleyemezdim. Mantıklı bir tarafı yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
real or not ❅ bts•bp ✓
Fanfic"Seni neden bu kadar seviyorum, bilmiyorum." + Kitap kapağı Balaccie'nin Büyü Dükkanı'ndan satın alınmıştır. Başlangıç: 14.07.2017 Bitiş: 09.04.2018 ©nemesislau2017