* Seni sevmek , ölüme inat gibi. *
SAF VE TEMİZ KALPLİ BİR KIZIN HAYATINA GİREN ELF E OLAN AŞKIYLA AÇILAN BİR PENCERE...
GÜÇ KABARCIKLARINI SİZDE GÖREBİLİYOR MUSUNUZ?
ANLAMAK İÇİN BUYRUN O KALP BENİM'E...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gözle görülen şeyler gerçekmidir? Yoksa gözle göremediğimiz şeyler mi asıl gerçek olan..?
Sabah saçlarımı örerken düşündüğüm tek şey dün geceki partide olanlardı. Merve uyanıp her zamanki gibi davranmaya başladı ve üzerini değiştirip okula geleceğini belirterek lafı ağzıma tıkamıştı ve uçarcasına çıkmıştı evden. Bu demekti ki ona bir şey sormamalı ve bu konu hakkında konuşmamalıydım.
Hala Mertin kimseye bir şey dememesi beni şaşırtırken onunla da bugün konuşmam gerektiğini düşündüm. Aradıkları bensem , neden aradıklarını öğrenmeliydim değilmi? Hazırlanıp odamdan çıktım.
'' Günaydın hafize sultan biz okulda yapıcaz kahvaltıyı çıktım ben.'' koşar adım ayakkabılarımı giyip kapıdan çıkarken arkamdan bağırdığını duydum.
'' Ne halin varsa gör! Bir de kahvaltı hazırlıyoruz şu gençler de bi alem oldu yarabbim. Bugün dükkandayım ben uğrarsın bir ara!! Ah ah ne olacak bu kızın hali..'' göz devirip kıkırdayarak kapıyı kapattım. Merveyle kantinde buluşacaktık. Hızlı adımlarla okula doğru yürürken mesaj sesiyle telefonu elime aldım.
Doruk : Dün gece neler olduğunu anlatmanızı bekliyorum. Kantindeyiz biz sende acele et.
Hah zaten sürünerek geliyordum bende. Kısa bi '' tamam '' yazıp gönderdikten sonra telefonu cebime koydum.
'' Günaydın.'' yerimde sıçrayıp arkama döndüm.
'' Aa günaydın Can. Hayırdır neden burdasın?''
Gercekten herkesi beklerdim ama Can ? Neden burdaydı ki?
Eliyle ensesini ovaladı ve utanırcasına bakarken bi anda öksürdü ve nihayet yanıma yaklaşıp konuşmaya başladı.
'' Eee Damla biliyorsun hani şu kızıl olan Nisa hani ilk gün birlikteymişsiniz ve şey sanırım yakınsınız ve aslında benim ona vermem gereken bi şey var ve o benden fazla uzak duruyor bu yüzden bi türlü veremiyorum da şey bunu sen verebilir misin? ''
Hızla konuştuktan sonra irileşmiş gözlerle Can a bakarken yine hızla cebinden bir şey çıkardı. Kabarcıklar heycanla olsa gerek bi o yana bi bu yana savrulurken elinde tuttuğu şeyin bir broş olduğunu gördüm. Ve gerçekten çok güzeldi. Göz kamaştırıcı bi parıltısı vardı. Yonca motifi işlenmiş ve eklemeler yapılmıştı.
Elimi uzatıp yavaşça elime aldım ve incelemeye devam ettim. Fakat sonra çok tuhaf bir şey oldu..
Tam ortasındaki yuvarlak ayna gibi olan kısma baktığımda kabusumda beni rahatsız eden karanlık bana göz kırpıyordu resmen. Aynı anda elimde acı hissettiğimde çığlık atarak elimi savurdum. Can şaşırmış şekilde bana bakarken neler oluyor diye söyleniyordu. Omuzlarımdan tutup sarstığında ne zaman kapattığımı bilmediğim gözlerimi açtım.
