"Evet Beste, hazırım." dedim gözlerimi devirerek. Sabahtan beri kaç kez aramıştı bir tahmin bile yürütemiyordum."O zaman ben taksiyle sizin evinizin önüne gelirim beraber gideriz." dedi.
"Tamam ben sana adresi mesaj olarak atıyorum o zaman."
"Tamam bekliyorum." dedi neşeli bir sesle.
"O zaman görüşürüz." dedim gülümseyerek.
"Görüşürüz."
Kısaca adresi mesaj attıktan sonra boy aynasının karşısına geçtim. Elbise hem rahattı hem de güzel olmuştu. Yani sanırım.
Makyaj masama oturup yüzümü inceledim. Makyajım da gayet iyiydi. Çantamı elime aldıktan sonra içine bir kaç makyaj malzemesi koydum. Normalde makyaj yapmazdım. Ama bu tür kutlamalarda yapmaktan çekinmiyordum.
"Gayet iyisin Ezgi." dedim kendi kendime. Yatağımın yanındaki ayakkabı kutusunu elime aldıktan sonra içindeki siyah düz topuklu ayakkabımı çıkardım. Topuklularımı da giydikten sonra hazırdım. Çantamı ve telefonumu aldıktan sonra evden çıktım. Binanın önünde beklemeye başladığım sırada dünden bir kaç kare yine zihnime sızmıştı. Topuklularımla yerde görünmez bir kalp çizdim. Yüzümdeki anlamsız gülümseme de bu ana eşlik etmişti.
Önümde bir arabanın durduğunu fark edince kendimi toparladım. Ve gelen kişi tabi ki Beste'den başka kimse değildi! Vakit kaybetmeden taksiye bindikten sonra parti alanına doğru gitmeye başlamıştık.
Partinin yapılacağı mekana gelmiştik. Partinin yapılacağı mekan küçük bir cafeydi.
İçeriye girdiğimizde sınıftaki çoğu kişinin geldiğini fark ettim. Okulda yeni olduğumdan olsa gerek kendimi stresli hissediyordum. Bu konuya fazla takılmadan boş bir masaya geçip oturduk.
Daha önce bu tür küçük kutlamalara katılmıştım. Ama ilk kez tanımadığım insanlarla beraberdim. Bu beni fazlasıyla garip hissettiriyordu.
Beste'ye döndüğümde ise etrafta birisini arar gibi bir hali vardı. Bana dönüp "İçecek bir şeyler alacağım. Sende ister misin?" dedi.
"Olur." dedim gülümseyerek. Sanki bu anı bekliyormuş gibi ayağa kalkıp içecekleri almak üzere uzaklaştı. Bu tavrına bir anlam verememiştim.
Sahnenin olduğu bölümden sesler gelmeye başlayınca oraya dikkat kesildim. Sahnede dört kişilik bir erkek grubu vardı. Ve sanırım Beste'nin bahsettiği müzik grubuydu.
Önüme koyulan portakal suyuyla kendime gelirken bakışlarımı Beste'ye çevirdim.
Heyecanla sahneye bakıyordu. Bakışlarını takip edip baktığı kişiyi bulduğumda yüzümde bir gülümseme belirmişti.
Baktığı kişi solistten başkası değildi. Ona sormamış olsam da ona karşı bakışlarından olayı anlamıştım. Bu yüzden partiye gelmek için beni zorlamıştı demek.
Beste'ye dönüp "O kim?" diye bir soru yönelttim. Kesinlikle ondan hoşlanıyordu!
"Kim?" dedi şaşkınlıkla. Yüzü hafiften pembeleşmeye başlayınca gülmeden edemedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARIŞIN
Teen FictionHer şeyin başladığı bir dönüm noktası vardır. Ve bir şekilde bu dönüm noktası bir noktada sonlanır. Benim hikayemin de bir dönüm noktası varmış aslında. Hemde farkında bile olmadan hayatıma giren bir sarışınla. Peki benim hikayem ne zaman bir son...