4. Bölüm-Ben Gay Değilim.

1.9K 141 111
                                    

Üç adam Manhattan'da sıradan bir kafede oturmuş kahve içiyorlardı. Sarışın olan, Steve Rogers, kendini kötü hissetmesine rağmen hiçbir şey yokmuş gibi davranmaya uğraşıyordu. Arkadaşları, Bucky ve Clint, sarışın adamın iş bulması hakkında heyecanlı bir diyalog içindeydi. 

"Belki de üç yıl önce ev ev diye kafayı yemeseydin şu an Pepper Potts yerine müze müdürü olabilirdin." Steve gözlerini devirdi. Sevdiği adam Potts'laydı, o adam Potts'la birlikte olmasa sahip olacağı kariyere Potts sahipti ama yine de kadına karşı sinir hissedemiyordu. Bugün ilk defa onunla konuşmuştu ve kadının kendini beğenmiş bir tip olacağını düşünmüştü. Tony'nin birlikte olduğu diğer kadınlar gibi... Ama kadın oldukça mütevaziydi.

"Tony kadınla konuşmuş." dedi sonunda içinde tuttuğu şeyi çıkararak. Gözlerini iki arkadaşının arasında gezdirdi. Bucky Steve gibiydi, şaşkındı. Clint'de 'eee' dermiş gibi bakıyordu. "Dün gece gideceğini konuştuk tabiki de konuşur."

"Ama çok ilgisiz duruyordu." Bucky Steve'in düşündüklerini dile getirmişti. Clint arkasına yaslanıp kahvesini eline aldı ve konuştu. "Tabiki de ilgisiz duracak. Tony'i hala tanıyamıyor musunuz?" güldü. "Tanrım, çok aptalsınız."

Bucky ve Steve birbirlerine bakıp aynı anda 'hey'lediler. Clint kahvesinden bir yudum alıp ayağa kalktı ve güneş gözlüklerini takarak konuştu. "Geri gelmene sevindi Stevie, sadece bir anda gitmene kızgın. Şimdi sen döndüğünde, şehire yerleşmen için her şeyi yapar." arkadaşlarına el salladı ve arkasını dönerek yürümeye başladı. "Nereye?" Bucky yüksek sesle sormuştu. 

"Birisiyle görüşmem lazım!" Bucky bununla Steve'e döndü ve tek kaşını kaldırdı. "Sence birisiyle mi görüşüyor? Sevgili ola-"

"Wanda'dan sonra mı? Sanmam." Wanda Clint'in eski sevgilisiydi. Clint eski kısmını hala kabul etmezdi tabi.Dört yıl kadar önce trajik bir trafik kazasında bitkisel hayata geçmişti ve Steve'in bildiği kadarıyla hala da o durumdaydı. Clint kadının iyileşeceğine büyük ihtimalle hala inanıyordu. Sadece de o inanıyordu.

"Belki de ikinize bir çifte randevu ayarlamalıyız. Nat halled-" Steve ona ciddi misin bakışları attığında genç adam sustu. "Clint senin boynunu kırar. Nat'e bir şey yapacağını sanmıyorum ama seni temiz pataklar." Bucky haklı olduğunu mırıldandı. 

"Sen?" Steve anlamayarak ona baktı. "Ben ne?" Kahverengi saçlı adam arkadaşının beyninin gerçekten bazı konularda çalışmadığına inanarak konuştu.

"Sen ne dersin?" Steve konuyu başından savmaya çalışarak konuştu. "Çifte randevu için dört kişi lazım." Bucky alayla cevap verdi.

"Bu durumda, sana aynı anda üç kadın bulabiliriz ya da..." düşünür gibi yaptı. "Çifte randevu dışında bir şeyler de ayarlayabiliriz." Steve gözlerini devirdi ve kahvesine uzanırken mırıldandı. "İlgilenmiyorum." 

"Seni konuşurken gördüğüm sarışın yüzünden mi?"Steve hangi sarışın olduğunu düşünürken bir anda anladı ve şaşkınlıkla konuştu. "Sharon mı? Hayır!" sesi sonlara doğru yükselmişti.

"Sakin ol şampiyon, hayatında birilerinin olması normal." Steve büyük bir ciddiyetle konuştu. "Sharon'la aramda hiçbir şey yok." Bucky başını salladı ve arkasına yaslanarak konuştu. "Bu da bizi Stark'ın yıllar önceki teorisine götürüyor." Steve işin nereye gittiğini anladığında derin bir nefes aldı. Belki de arkadaşına söylemeliydi İki kelime ne kadar zor olabilirdi ki? Ben gayim. Bucky onu yargılamazdı. Kimse onu yargılamazdı... Tek sorun sonrasında ne olacaktı? Buldukları her gayle bir randevu ayarlamaya çalışacaklardı. Steve Rogers bunu denemişti. Başka erkeklerle zaman geçirmiş ve hatta öpüşmüştü. Gay olduğundan emin olmak için... Ama hissettiği şeyler Tony'le hissettiğinden daha farklıydı. Sadece cinsel kıpırdamalar... Dahası değil. O yüzeysel bir adam değildi, bu kadarı onun için yeterli değildi.

İtiraf Et StarkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin