13.Bölüm-Işıl, Yong Hwa Ve Aşk

293 28 31
                                    

  Yong Hwa ve Işıl, atış taliminden sonra eve dönmüşlerdi.Bahçede yürüyorlardı.
  Işıl :-Güzel bir gün oldu.Teşekkür ederim. İlk defa ok attım.Bu arada beceriksizliğimi de görmüş oldun.
  Yong Hwa :-Evet,çok beceriksizsin.
  Işıl :-Çok kötüsün.İnsan biraz destek olur.Çalışınca olur filân der.Direk "Beceriksizsin"diye yapamadığı şeyi yüzüne vurmaz.
  Yong Hwa :-Kızma hemen,şaka yaptım.İlk atışta normaldir bunlar.Hemen on ikiden vuracaksın diye bir şey yok. Dedi gülümseyerek.
  Işıl güldü :-Yine de bence kimse benim gibi oku ayaklarının dibine atmıyordur.
  Yong Hwa :-Bak onda haklısın.
  Işıl :-Özelliklede Kore geleneksel kıyafetleri ile çalışma yapmanız,çok hoşuma gitti.Başka bir havası var.
  Yong Hwa:-Onda haklısın işte.İnsanı cesaretlendiren ve savaşçı ruhunu ortaya çıkaran bir havası var o kıyafetlerin.
  Işıl :-Bence sana da çok yakışmıştı.Dedi ve tam içeri giriyordu ki Yong Hwa onu durdurdu.
  Yong Hwa :-Hemen içeri mi gireceksin?
  Işıl :-Girmeyelim mi?
  Yong Hwa:-Girmeyelim.Arka bahçeye gidip,çardakta biraz oturalım mı?
  Işıl :-Oluuur!
  Arka bahçeye doğru yürüdüler ve çardağa girip oturdular karşılıklı.
  Yong Hwa :-Hava bozacak galiba.Dedi gök yüzüne bakarak.
  Işıl :-Galiba.
  Yong Hwa :-Türkiye'yi özlüyor musun?
  Işıl :-Hem de çok. Beş sene oldu ne de olsa.Herkes orada.
  Yong Hwa :-Yoksa,özel biri mi var özlediğin?
  Işıl :-Orada ki herkes özel benim için.
  Yong Hwa :-Sevgilini kastetmiştim.Belkide lise aşkını özlemişsindir.
  Işıl :-Yoo.
  Yong Hwa :-Söylesene,seni öptü mü?
  Işıl şaşırmıştı bu soru karşısında. Nereden çıkmıştı ki bu soru?Yong Hwa 'ya baktı birden.
  Işıl :-Neden sordun?
  Yong Hwa :-Onu unutamamış gibi "Yoo"dedinde.Belkide seni öpmüştür ve onu bu yüzden unutamıyorsundur diye düşündüm.
  Işıl :-Her insan ilk aşkını unutamaz.Sadece onun yerine gerçekten sevdiği kişi,bunu bir anıya çevirebilir sevdiğinin kalbinde.Benim henüz öylesine sevdiğim biri olmadı.Zaten,ilk aşkımda öyle pek bi romantik olmadı.
  Yong Hwa :-Yani kimseyi öpmedin.
  Işıl :-Hayır.Gülmeyeceksen sana bir şey söyleyeceğim bu konuda.
  Yong Hwa:-Tamam.Dedi merakla.
  Işıl:-Şeyy öpemiyorum çünkü,benim hijyen takıntım var.
  Yong Hwa, şaşırmıştı.
  Işıl :-Komik birşey olduğunu kabul ediyorum ama gülme.
  Yong Hwa :-Sen ciddi misin?Dedi gülerek.
  Işıl :-Gülmeyecektin hani!
  Yong Hwa :-Tamam.Tamam.
  Işıl :-Senin nasıl, birini öpmen için çok aşık olman gerekiyorsa,aynı şey benim içinde geçerli.Ama öyle biri henüz çıkmadı karşıma.Zaten,onu öpecek kadar güçlü duygular hissediyorsam emin ol o benim evlendiğim erkektir.Başka türlü asla yapmam.
  Yong Hwa :-Garip bir kızsın.Ama düşüncelerin gayet mantıklı.
  O anda yağmur yağmaya başladı gök gürültüsü ve şimşek ile birlikte.Şimşek çakınca Işıl birden sıçradı.
  Işıl :-O şimşek miydi?Dedi korkarak.
  Yong Hwa :-Evet. Korktun mu yoksa?
  Işıl :-Sen korkmuyor musun?
  Yong Hwa güldü :-Çok korkaksın.
  Işıl :-Haa çok komik.Bir sen alay edersin insanların korkularıyla zaten.
O an yine şimşek çaktı.
  Işıl :-Aaa! Diye çığlık attı.
  Yong Hwa :-Gerçekten anlamıyorum.Kızlar neden korkarlar şimşekten?Diye sordu alay edercesine.Işıl ise oturduğu yerde pısmıştı korkudan.
  Işıl :-Odun olduğun için bilemezsin tabii.Kızlar, yanında ki erkekler kendilerini korumaları altına alsın diye korkarlar.Hıh.Sen nereden bileceksin ki.
  Yong Hwa, kendisinden beklenmeyen bir hareket yapmak üzereydi.Yerinden kalktı ve Işıl 'ın yanına oturdu.Kolunu omuzuna attı.Onu kendine doğru çekti.Artık Işıl, Yong Hwa 'nın koruması altındaydı.
  Işıl utanma ve kalp çarpıntısına fena maruz kalıyordu.
  Işıl :-Şeyy, ben onu sevgililer için söylemiştim.Dedi kısık mı kısık bir ses tonu ile.
  Yong Hwa :-Ne var yani,ben de dadımı korumam altına alıyorum işte.
  Işıl 'ın başı Yong Hwa 'nın göğsündeydi.Yağmura aldırmıyordu artık. Ya da korkmuyordu şimşekten.
  Yong Hwa, başını eğdi usulca ve Işıl 'ın saçını kokladı.Başını yasladı başına sonra.Farkında olmadan yapılan hareketlerdi bunlar.Kendi iradeleri ile değilde,kalplerinin iradesi ile hareket ediyorlardı.
  Yong Hwa :-Seni yanımda istiyorum. Neden bilmiyorum ama öyle istiyorum. Seninle yakınlaştığım zaman,bana bir haller oluyor.Yaşamadığım duyguları yaşıyorum sanki.Acaba aşk denilen şeyi mi yaşıyorum? Diye düşündü.
  Işıl :-Niye böyle yaptı ki şimdi?Kalbimin çarpışını o da duyuyor mudur acaba?Bu hissettiklerim,bu hissettiklerim asla yaşanmamalı.Hayır. Hayır Işıl, kendine gel.Bu benim işim.Ve başka bir şey ile karıştırmamalıyım.Dedi ve hızla Yong Hwa 'nın kolundan çıkıp,ayağa kalktı.
  Yong Hwa, Işıl 'ın bu hızlı tepkisine anlam verememişti.
  Yong Hwa :-Bir şey mi oldu?
  Işıl :-Şeyy. İçeri girelim artık. Sanırım üşüdüm.
  Yong Hwa üzerindeki hırkayı çıkarıp,Işıl 'ın omuzuna örttü.Galiba Yong, kendini bırakmaya razıydı Işıl 'a.Bu hareketleri bu yüzden yapıyordu adını koyamadığı hislerle.Ama Işıl 'ı fazlasıyla çaresiz bırakıyordu.Sanki kaçmasına izin vermiyordu.Kendine daha da çok çekiyordu.
  Işıl :-Gerek yok.Dedi ve hırkayı çıkarıyordu ki Yong Hwa durdurdu onu.
  Yong Hwa :-Hayır dursun üzerinde.Biraz daha duralım burada.Dedi ve oturdu.
  Işıl :-Ama...
  Yong Hwa :-Beni kıracak mısın? Lütfen.
  Aşk,sen nelere kâdirsin!Rica ne demek onu bile bilmeyen Yong 'a "Lütfen"dedirtmişti.Ama Işıl 'ı da sıkıştırdıkça sıkıştırıyordu köşeye.
  Işıl :-Pekâlâ.Dedi ve o da oturdu yanına.
  Yong Hwa :-Yağmuru çok severim.Hele yağmur sonrası yayılan o kokuyu.Sevdiğin birinin kokusu gibi.
  Işıl :-Nasıl yani?
  Yong Hwa :-Toprak yağmuru özleyince kurur.Hasretiyle yarılır, çatlar.Ne zaman,sevdiği olan yağmuruna kavuşur,onu içinde hisseder, işte o an güzel kokulara bezenir.Toprak,nasıl yağmur sonrası hoş kokuyorsa,insanda sevdiği kişiyle güzelleşmeye başlar.
  Işıl :-Umarım, yağmuruna kavuşursun Yong.
  Yong Hwa, Işıl 'a baktı. Gülümsedi.
  Yong Hwa :-Oysa ben, o kokuyu alıyorum.Diye düşündü.
  Birden şimşek çaktı ve Işıl yine sıçradı.
  Yong Hwa :-Sen korkudan bayılmadan içeri girelim istersen.
  Işıl :-İyi olur.Dedi ve koşarak eve girdiler.
  Yong Hwa, odasına girdi. Yüzünde küçük bir gülümseme ile.Kendini yatağına attı.Hissettiği bu duygu hoşuna gitmişti.Güzel şeydi kalbinin böyle çarpması.Ama Işıl için durum aynı değildi.Yüzü gülmüyordu.Tedirgindi.Elini alnına dayadı.
  Işıl :-Çok korkuyorum.Bu olmuş olamaz değil mi?Hem,ne ara oldu, onu bile bilmiyorum. Yok değil.Yong Hwa'ya a...
  O kelimeyi bir türlü söyleyemiyordu.Ya da dili varmıyordu Yong Hwa ile aşk kelimesini bir arada kullanmaya.Masasına oturdu ve kitabını açtı.
  Işıl :-En iyisi,biraz ders çalışmak.Kafamı dağıtmam gerek.Galiba o şeyin olmasından korktuğum için, sürekli aklıma geliyor.Yoksa nasıl olabilir böyle bir şey.Evet,itiraf ediyorum ondan biraz etkilenmiş olabilirim. Ama bu şey olduğum anlamına gelmez.Aferin bana.Mantıklı düşününce,böyle bir şey olmayacağını çözdüm işte.Ohh!
  Işıl, kitabını açmıştı okumak için ama kendine telkinde bulunmaktan,kitabı okuyamıyordu.
  Saat,oldukça geç olmuştu. Ama Yong Hwa 'yı uyku tutmuyordu.Bu gece evde kalmıştı kalmasına da korkuları yüzünden belliki yine kapanmayacaktı gözleri. Kapansada kâbuslarla geri açılıyorlardı zaten.
  Yong Hwa :-Acaba dışarı mı çıksam?En iyisi böyle yapmak.Yoksa bu odada kafayı yiyeceğim.Dedi,üzerini değiştirdi ve montu ile arabasının anahtarını alıp,odadan çıktı.Bir kaç adım attı ve birden olduğu yerde kaldı.Işıl 'ın odasına baktı.Dışarı çıkmaktan vaz geçip,oraya doğru ilerledi.
  Yong Hwa :-Acaba uyumuş mudur?Dedi ve kapıya vurdu.
  Işıl :-Girin lütfen.
  Yong Hwa, içeri girdi.
  Işıl :-Yong, bir şey mi oldu? Uyumamışsın.Dedi oturmakta olduğu masadan kalkarak.
  Yong Hwa :-Evet, uyumadım.Uyuyamadım.
  Işıl :-Aynı meselemi?
  Yong Hwa :-Aynı mesele.Dedi ve yatağın üzerine oturdu. Anahtar ile oynamaya başladı.
  Yong Hwa :-Dışarı çıkacaktım.
  Işıl :-Dışarı değil, uyumaya ihtiyacın var.
  Yong Hwa :-Onu ben de biliyorum ama olmuyor işte.O odada tek başıma kalmaktan korkuyorum.
  Işıl :-Bu yüzden mi yanıma geldin?Dedi ve yanına oturdu.
  Yong Hwa,başını salladı "evet"anlamında.
  Yong Hwa :-Bu gece,senin odadanda uyuyabilir miyim?
  Işıl :-Ama...
  Yong Hwa :-Ne olur,beni o odaya geri gönderme.
  Işıl gülümsedi:-Peki.Uyu bakalım.
  Işıl, Yong Hwa 'nın yatağa yatmasını bekliyordu ama o gelip,Işıl 'ın dizine koydu başını.
  Kalkmakla kalkmamak arasında kalmıştı Işıl. Yong'un cümlesi ile yerinde kaldı.
  Yong Hwa :-Çok uykum var.En azından bi on sene kadar.
  Işıl,üzülüyordu Yong Hwa 'nın çektiği bu acı dolu hayatına.Bu nedenle yaptıklarına sesini çıkarmıyordu.
  Ve Yong Hwa 'dan bir hamle daha.
  Yong Hwa :-Işıl, saçımı okşasana.
  Işıl tam anlamıyla dadıya bağlanıyordu.Ya da aşka.
  Korku,tedirginlik ve heyecan. Bu gece her bir duyguyuda iç içe yaşıyordu.Elbette aşkıda.
  Okşamaya başladı saçlarını Yong Hwa 'nın.Sesi içine kaçmıştı sanki.Normal de bunu başka biri yapsa tepikleyip,yere atmıştı dizinden.Ama Bayan Mi Ja 'nın emaneti olmasından mı yoksa duygularından mı tek kelime çıkmıyordu ağızından.
  Yong Hwa ise daha dün savaş ilân ettiği kızın dizlerinde yatıyordu şimdi.Gülümsedi ve uykuya daldı.
  Işıl, yavaşça çekildi kenara ve üzerini örttü. Yüzüne bakmamaya çalıştı bu kez.Başını çevirdi hemen çünkü başına geleceği biliyordu.Geçip koltuğun üzerine oturdu.Kolunun üzerine koydu başını ve kendiside ağır ağır uykuya daldı.
  Ay gök yüzünde, yıldızlarla birlikteydi.Tıpkı Yong Hwa ve Işıl gibi.Gözlerini hafifçe araladı Yong. Başını kaldırdı. Işıl 'ı arıyordu belliki.Koltuğun üzerinde uyuya kalmış olan Işıl'ı gördü.Yerinden kalktı ve usulca dolabın kapısını açtı.Bir battaniye aldı dolaptan ve getitip Işıl'ın üzerine örttü.Sonra eğilip yüzüne baktı.
  Yong Hwa :-İyi ki burdasın.Diye fısıldadı.
  Saçlarını kenara topladı.Eli yanağında kaldı o an.Yaklaştı birden Işıl 'a doğru.Kendiliğinden oluyordu her şey artık. Evet.Onu öpmek için yaklaşıyordu ve bu kez diğer kızlarda olduğu gibi zorla değil, gayet istekle yaklaşıyordu ona.Kalbi fena çarpıyordu.Yaklaştı,daha da yaklaştı.Öpmek üzereydi ki,durdu.Geri çekildi sonra.Elini çekti yanağından.Gülümsedi.
  Yong Hwa :-Öpebiliyorum.Eğer ona yaklaşmaya devam etseydim,gerçekten öpecektim.Başka kızlarda olduğu gibi olmadı. Onlarda ki gibi deneme amaçlı olmadı bu.Bir şey beni Işıl 'a itti sanki. 
  Işıl 'ın kendisine söylediği o söz geldi birden aklına."Birine aşık olmadan onu öpemezsin Jung Yong. Önce sevmen gerek.Aşık olman gerek."
  Yong Hwa, birden kalkıp yatağa döndü.Yerine yattı.Tıpkı oda Işıl gibi korkmuştu.Tedirgindi hâlinden.
  Yong Hwa :-Yani bu aşk mı?O zaman ben Işıl'a...Dedi ve başını kaldırıp Işıl 'a baktı.Sonra geri koydu başını.
  Sabah olmuştu.Bay Kim ,Yong Hwa'yı ve Işıl'ı kahvaltıya bekliyordu ama gelen yoktu.
  Bay Kim :-Nerede şimdi bunlar?Neden hâlâ kahvaltıya inmediler ki?Okula geç kakacaklar.Dedi ve Yong Hwa'nın odasına girdi uyandırmak için.Ama kimse yoktu.
  Bay Kim :-Anlaşılan yine dışarı çıkmış.Dedi ve Işıl 'ı uyandırmaya gitti.Odanın kapısını vurdu ve içeri girdi.Şaşırmıştı çünkü ikiside odada uyuyorlardı.Işıl 'ın yanına geldi.
  Bay Kim :-Küçük hanım, küçük hanım.Uyanın haydi.
  Işıl birden ayaklandı:-Hih!Saat kaç olmuş. Geç mi kaldık okula yoksa?
  Bay Kim gülümsedi :-Hayır kalmadınız.Korkmayın.Küçük bey de hâlâ uyuyor.
  Işıl :-Onu da kaldıralım.Dedi ve başına gitti.O ise mışıl mışıl uyuyordu.Zaten bıraksalar,akşama kadar uyuyabilirdi.O potansiyele sahipti yani.
  Işıl :-Yong, Yong Hwa, uyan haydi.
  Yong Hwa :-Tamam aşkım.Dedi ve diğer tarafa döndü.
  Ne?Yanlış mı duymuştu Işıl? Hadi Işıl yanlış duydu da Bay Kim 'de mi yanlış duydu şimdi?Yong Hwa,hemen gözlerini açtı .Telaşlanmıştı.Ağzından kaçan şeyin uyku hâliyle de olsa farkına varmıştı. "Acaba uyuyor numarası mı yapsam?Evet.En iyisi bu."diye mırıldandı.
  Işıl, Bay Kim 'e baktı.
  Işıl :-Sayıklıyor galiba.Yong, uyanır mısın artık?
  Yong Hwa doğruldu yataktan ve onlara döndü.Yalancıktan esneyerek,kollarını iki yana açtı.
  Yong Hwa :-Uyandım,uyandım.Bi uyutmadın insanı.
  Bay Kim :-Kahvaltı hazır.
  Yong Hwa :-Hazırlanıp,geliyorum.Işıl, sen de hazırlanda çıkalım hemen. Okula geç kalmayalım.
  Işıl, Yong Hwa 'ya baktı. Gerçekten şaşılacak bir durumdu.Yong ve okul.
  Işıl :-E odamdan çıkarsan,hazırlanacağım.
  Yong Hwa :-Burası senin odandı değil mi?Unutmuşum.Bu arada seni okula ben götüreceğim ona göre.Dedi ve çıktı.
  Işıl, arkasından bakıyordu :-Beni okula mı götürecekmiş?Yanlış duydum galiba.
  Okula gitme vaktiydi.Evden çıkıyorlardı.Işıl, elinde kitapları ile yola doğru yöneldi.
  Yong Hwa :-Nereye?
  Işıl :-Okula!Otobüs durağına gidiyorum.
  Yong Hwa, arabasının kapısını açtı:-Bin haydi.
  Işıl :-Otobüs ile giderim.
  Yong Hwa :-Bu gün seni ben götüreyim.
  Işıl :-Neden?
  Yong Hwa :-Bir nedeni yok.Haydi ama okula geç kalacağız.
  Işıl, Yong 'un ısrarlarına fazla dayanamadı ve arabaya bindi.
  Işıl :-Kafana saksı filân mı düştü senin?
  Yong Hwa :-Seni arabama bindirmem için, kafama saksı düşmesi mi gerek?
  Işıl :-Bence öyle.Sabahta okula gitmek için acele ediyordun.Ne oldu sana böyle?
  Yong Hwa gülümsedi ve araba kullanmaya devam etti.
  Okula gelmişlerdi. Arabadan indiler ve ilerlediler bahçede.
  Işıl :-Gerçekten bir gariplik var sende.Hasta filân değilsin değil mi?
  Yong Hwa :-Ateşime  bakmak ister misin?
  Işıl elini Yong Hwa 'nın alnına koydu.
  Işıl :-Ateşin yok.
  Yong Hwa :-Sence hasta mıyım şu an doktor hanım?
  Işıl :-Valla bilemedim.Dedi gülümseyerek.
  Yong Hwa :-Haydi sınıfa gidelim.
  O an onları uzaktan izleyen biri vardı. Woo Bin.Işıl ve Yong 'un bu hâlleri onu kıskançlık krizine sokuyordu.Bu hâli ise gayet tehlikeliydi karşısındaki için.
  Arkasından Shin Hye geldi.
  Shin Hye:-Sırada ki hedefin bu kız mı?
  Woo Bin :-Evet.Işıl'ı istiyorum.
  Shin Hye :-Her istediğini elde eden sen,nasıl oldu da onu elinden kaçırdın?
  Woo Bin :-Ne istiyorsun Shin Hye?
  Shin Hye :-Sen Işıl 'ı istiyorsun, ben Yong Hwa 'yı.İstersen,ikimizde kazançlı çıkabiliriz.
  Woo Bin :-Nasıl olacak o?
  Shin Hye :-Sen dediklerimi yap,yeter.
  Woo Bin gülümseyerek baktı Shin Hye 'ye.Belliki bazı plânları vardı.
  Yong Hwa, sırasında oturuyordu.Gülümsüyordu üstelik.Dong Hyun, yanına geldi.
  Dong Hyun :-Erkencisin?
  Yong Hwa :-Ne?
  Dong Hyun :-Okula erken gelmişsin diyorum.Ha anladım.Işıl zorladı yine değil mi?
  Yong Hwa :-Yok.Bu sefer isteyerek geldim.Dedi Işıl 'a bakarak.
  Dong Hyun :-Neden gülümsüyorsun sen?Yong, hasta filân mısın sen?
  Yong Hwa :-Neden herkes bunu soruyor bu gün?Gülümseyemem mi?
  Dong Hyun :-Elbette gülümseyebilirsin de,okula geldiğinde genellikle somurturdun.
  Yong Hwa gülümsedi ve Dong Hyun 'a baktı.
  Yong Hwa :-Dong Hyun, hiç aşık oldun mu?
  Dong Hyun:-Evet ne olmuş?Yoksa?
  Yong Hwa :-Henüz emin değilim ama biri var.
  Dong Hyun :-Kim bu kız?Söylesene kim?
  Yong Hwa :-Zamanı geldiğinde sana ondan bahsedeceğim.
  Dong Hyun :-Peki öyle olsun.Ama seni böyle gülümsettiğine göre belliki çoktan aşık olmuşsun.
  Woo Bin, sınıfa girdi o an.Direk,Işıl 'a bakıyordu. O an Işıl, arkasına döndü ve birden Woo Bin ile göz göze geldi.Woo Bin, kendisine gülümsedi ve el salladı.Fakat Işıl, zehir meselesinden bu yana kendisi ile pek muhattap olmuyordu.Hemen başını geri çevirdi.
  Woo Bin:-Bakalım,bu tavır,ne zamana kadar sürecek.Dedi sinsice gülümseyerek.
  Yong Hwa,sırasından görmüştü onu.Endişelendiriyordu bu çocuk kendisini fazlasıyla. Sadece içten içe sinirlenmekle yetindi bu kez.
  Akşam olmuştu. Işıl odasında ders çalışıyordu. Bay Kim, kapıya vurdu ve içeri girdi.
  Bay Kim :-Küçük hanım, gelebilir miyim?
  Işıl :-Buyrun.
  Bay Kim :-Size kötü bir haberim var.
  Işıl :-Ne oldu?Dedi korkarak.
  Bay Kim :-Bayan Mi Ja bir hafta daha dönmeyecek Kore'ye.Japonya'ya geçiyormuş.
  Işıl :-Anladım.Bizim mesele bir hafta daha uzadı desenize.
  Bay Kim :-Benim bir fikrim var. Aslında tek çözüm.Bayan Mi Ja ile Yong Hwa 'yı,karşı karşıya getirmek.
  Işıl :-Bence de tek çözüm bu.Yong 'un artık acı çekmesini istemiyorum.O gece ki hâlini görseydiniz.O ağlayışını.Çok ama çok acırdınız Yong Hwa'ya.
  İşte bu son cümle,duymaması gereken kişi tarafından duyulmuştu.
  Evet.Yong Hwa kapıdaydı.Duvara yaslandı."Bana acıyor mu?Doğru duydum. Bana sadece acıyor.Bu yüzden ilgileniyormuş benimle."Dedi ve hızla odasına gitti.Hayal kırıklığı ile doluydu kalbi.Ve her şey yolunda giderken,tepetaklak olacaktı bir cümle ile.
 

BENİM KÜÇÜK DADIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin