Selaaaaaam! Normalde bölümleri 5 gün arayla atıyorum ancak yarın bayram olduğu için bölümü bugünden buraya bırakayım dedim. Şimdiden herkesin bayramını kutlarım. Küsler barışsın, şekerler ikram edilsin, sevgiler paylaşılsın. Dilerim herkesin bayramı bu iyi dileklerle geçer.
SEVİLİYORSUNUZ.
Bizi biz yapan şey geçmişimizdi. Evet, elbette hepimiz birer geleceğin parçasıydık. Bunu inkar etmiyordum ama şimdiki kimliğimizi geçmişe borçluyduk. İstesek de istemesek de.
Ben ise kimliğimin bir kısmını kaçırıldığım gece kaybetmiştim. Geçmişimin bir kısmı tıpkı puslu sokaklarda kendini göstermeden ilerleyen adım sesleri gibi yok olup gitmişti. Hayatımın koskoca bir haftası kayıptı. Bir saat, bir dakika hatta bir saniye bile önemliyken ben koskoca bir haftayı hatırlayamıyordum. O bir hafta hayatımı tamamen değiştirmişti.
Tanımadığım bir adamla yaşamak zorunda kalmış, Akın'a ilk kez yalanlar söylemiş hatta sevmediğim Begüm ile anlaşmaya varmaya çalışmıştım. Şimdi bunların hepsi o bir haftanın sonucuydu.
Kelebek etkisi.
Yaşadıklarımın hepsi birer kelebek etkisiydi. Bir yerlerde bir kelebek kanat çırpar ve dünya yeniden şekillenmeye başlardı. Benim dünyamı hangi kelebek etkilediyse bir gününü doldurup ölmüş olmasını diledim.
"Öylece çıkıp gitmek de nereden çıktı?"
Masanın ardındaki kızgın Miray'a baktım. Elimde tuttuğum kahve fincanından bir yudum alarak cevapladım.
"Biliyorsun işte. Ondan uzak durmam gerekiyor."
"Ondan uzak durman gerekmiyor Bestecik. Böyle bir şeyi sen istedin. Riskleri biliyordun. Ben sadece Begüm'e boyun eğmenden hoşnut değilim."
"Risklerin farkındayım ve verdiğim sözleri tutabilecek kadar büyüğüm. Mevzuyu kapatabilir miyiz artık? Falıma bakarsın değil mi?"
Elimdeki kahve fincanını ters çevirerek yüksek danışma masasının üzerine bıraktım. Bugün sabahtan beri çok sıkı çalışıyorduk. Çocuklar mola istediği için onlara izin vermiştim ve kendimi Miray'ın yanına atmıştım. O da yanına geldiğim ilk dakikadan beri Görkem'in evinden neden ayrıldığımı sorguluyordu. Sabah uyandığım zaman Görkem çoktan şirkete gitmişti o yüzden evden ayrıldığımı iletmesi için Taner'e not bırakmıştım.
"Falında saf bir kadın görüyorum. Ah, o kadın senmişsin." dedi somurtarak. Gözlerimi devirdim. Miray'ın Akın'ı bir kenara itip hayatımdaki yegane insan Görkem'miş gibi davranmasından hoşlanmıyordum. Yine de bunu ona söylemedim sonuç olarak Miray ve Akın genel anlamda iyi anlaşıyorlardı ve benim sevgilimle en yakın arkadaşımın iyi anlaşmalarına ihtiyacım vardı. Miray'ın Görkem üzerinden takılmalarını bu nedenle görmezden gelebilirdim. Miray'ı azarlamak üzere ağzımı açtığım esnada arkamdan biri dürttü. Miray'ın yüzüne yerleşen garip ifadeden dolayı merakla arkamı döndüm. Eren'i karşımda görüşünce şaşırdım.
"Konuşabilir miyiz sizinle?"
"Elbette." dedim gülümseyerek. Öğrencilere karşı kızgın kalamıyordum. Bana zarar vermeye çalışsa bile bu böyleydi. Miray'ın hoşnutsuz bakışları eşliğinde danışma masasından uzaklaşarak koridor boyunca sessiz bir köşeye ilerledik. Yeterince gözden uzak bir yere geçerek Eren'in karşısına dikildim.
"Özür dilerim ve teşekkür ederim." dedi başını eğerek. Yüzüme bakmıyordu.
"Pekala. Şimdi başını kaldır da yüz yüze konuşalım." dedim yumuşak bir sesle. Sözlerimden güç alan Eren başını kaldırarak yüzüme baktı. Tam gözlerinin içine baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Belki Bir Rüya
Mystery / ThrillerSol bileğimdeki demir kelepçeye bir bakış attım. Kelepçenin diğer ucundaki adam da aynı şekilde önce sağ bileğindeki kelepçeye ardından bana baktı. Birbirimize bağlı durumdaydık. Onun kaşları çatıldı. Benim dudaklarım aralandı. İlk kelimeyi hangimi...