İlk ve Son

17 3 0
                                    


  Acısı taze. hâlâ derin. kilometrelerce gözün kapalı koşacak kadar çok. bir adam vardı sevdiğim; onun hakkında hiçbir şeyi sorgulamadığım. sadece sevdiğim. bu nasıl anlatılır bilmiyorum; daha önce sevmemiştim.
hayatıma giriş kısmı tuhaf, saçma bir muhabbet ve birden atılması.
asla kafamdan çıkmayışı her saniye solumda hissetmem.
şu koca insan aklının almadığı çok şey var dünyada. aşk en güzellerinden bunların.
herkes çektirdiği acının iğrençliğinden bahseder durur. ya biri için acı çekemeyecek kadar boşluktaysan? işte o zaman daha kötü, onun bana çektirdiği acılarına bile aşıktım.
önce bir iki sorma ile başladı sonra bir anda yazdı. hayatıma girişinden belliydi benim onu çok önemseyeceğim. en sevdiğim dizim varken ona yazıyordum aralıksız ve ben dizimi izlerken kimseye nefes dahi aldırmam.
yazmalar, yazmalar, bağlanmalar...
seni seviyorumlar mı denmedi, üst katlarda mı buluşulmadı? inanın hepsi oldu. tabi bu kadar artının bir eksisi de olmalıydı.
gidişi olabilir miydi bu eksi? geri de gelmeyecek olması?
evet, evet gidişiydi bu eksisi. benden hep gidişiydi hatta.
kalbim karanlıktı dediğim gibi acı da çekemiyordum. bomboştum, bu dünya dönüyordu ama ben yerimde sayıyordum. sonra o geldi, kalbim çarpıyordu ama korkuyordum. söyleyemiyordum sevdiğimi. gitmemesini isteyemiyordum. daha önce sevilmemenin de etkisi olabilir miydi? kesinlikle olmalıydı.
ceplerimi karıştırdım, kulaklığım orda olmalıydı. buldum ve arka fonda "you're beautiful" çalıyordu. bu onun bana yürürken söylediği şarkı. aşağı inip bir sigara yaktım. tam karşımdaydı. capcanlı ve hâlâ mükemmeldi. gidemedim, beni neden bıraktın diyemedim. tam tamına 73 gün boyunca benden neden gittin diyemedim. haklıydı. son derece haklıydı hemde. ben karanlıktım, o karanlıkla uğraşmayı sevmezdi. üstelik o da kimseyi sevmemiş biriydi(en azından ben öyle biliyordum) ama çok seveni vardı. aklınıza gelebilecek her kızı kendine aşık edebilirdi. onun farklı bi havası vardı beni ona bağlayanda buydu sanırım.
mezun oluyordu. artık tamamen gidiyordu. o gece boyu sağ yanımda oturdu. neden yapıyorsun bunu bana diyemedim. en başta kendimi korkak bulup kızıyordum. ama bende haklıydım. vereceği cevaplar beni üzerse diye korkuyordum. gece sonu yanıma geldi. vedalaşalım dedi. hiçbir şey konuşmadığımız o adam bana gelip vedalaşalım dedi.
kalktım, sarıldım. o tekrar gitti.
peşinden gitmesem içimde kalırdı. ama gitmedim, kendisini çağırdım.
ona onu nasıl sevdiğimi, ardından yazdıklarımı, onsuz nasıl yaşanır bilmediğimi anlattım.
mantığıyla hareket eden ben duygularıma yenik düşmüştüm. o hâlâ mantığıyla konuşmaya devam ediyordu. haklıydı, gidiyordu olmazdık.
demeyin öyle uzaktanda sevilir diye, sarılmak öpmek varken neden uzağında dokunamayacağı birini beklesin?
yine gitti.
yine bittim.
aradı beni, bende onu aradım her gece.
ona onu görmek istediğimi söyledim.
kabul etti ve buluştuk. bir hafta boyunca hergün birlikteydik. zaman nasıl çabuk geçiyordu anlatamam. yanında olduğum her saniye sayılı her saniye daha anlamlıydı. hayatımda ilk defa biri olduğumu hissediyordum birisi için.
22.54
"bu saatten sonra benim olur musun?"
ben her zaman senindim. mutlu son değildi bu. kıyametin başlangıcıydı. seni canlı canlı öldürücem demenin başka hâliydi. öyle olmasa aklımı kaybeder miydim?
kalp ritmini dinliyordum. ancak bu kadar güzel olabilirdi. saçlarını öpüp ellerini seviyordum. onun her detayını seviyordum. gülünce o suratında oluşan tatlı ifadeyi. her şeyini.
artık anladım, çok geç oldu ama aşık olmuştum.
sonra eskisi gibi olmamaya başladı.
tüm büyüsü bozulmuştu sanki. bende ki yeri hâlâ duruyordu yanlış anlaşılmasın. o gidici gibiydi. bana değer veriyordu biliyordum. ama beni sevip sevmediğini bilmiyordum. kafamda hep sevdiğini kurup durdum. bana asla yazmadı. en zor zamanlarımdan birinde bana bir hafta boyunca bir kez bile yazmadı. varlığından şüphe duyuyordum. kafamda kurduğum bir karakter olması düşüncesi beni çok ürkütüyordu. yazmadıkça onun olmadığına inanmaya başladım. artık çevremdeki herkes delirdiğimi düşünüyordu. bence ben çok haklıydım. ona delirmiştim ve bunu o bile görmüyordu.  

İlkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin