7. Bölüm

1.4K 119 15
                                    

"Bay Stark, bu silah tasarımını kime satmayı planlıyorsunuz?" Tony karşısındaki gazeteciye kısa bir bakış attı. Gazetecinin yüzündeki kendini beğenmiş ifadeye sinir olarak soruyu cevapladı."Sorularınızı asistanım cevaplayacak." Kürsüden çekilip patlayan flaş seslerine aldırmadan sahnenin arkasına doğru ilerledi. Sahnenin arkasındaki dar koridordan ilerledi ve kendini temiz havaya bıraktı.

Dışarı çıktığı anda dizlerinin üstüne çöktü ve nefes almaya çalışarak öne doğru eğildi. Bunun yanlış olduğunu biliyordu ama kendisine hakim olamıyordu. Oksijeni içine çekmeye çalışırken adam kısa süredir olmayan krizlerden birinin gelmesine sinir oluyordu. Panik atağının geçmesini beklerken kendini sakin olmaya zorluyordu.

Sonunda rahatça nefes alabildiğinde yere oturdu. Dizlerini kendine çekerken uzun zamandır yapmadığı bir şeyi yaptı ve bir sigara yaktı. En son geçirdiği panik atak iş stresi yüzündendi. Ki, Tony bu stresi tercih ederdi. İş hayatındaki stresi laboratuvarından çıktığında orada bırakabilirdi. İçki içtiğinde de geride bırakabilirdi. Ama kişisel hayatı? Onu nasıl geride bırakacaktı? Çalışırken bile aklında aynı düşünceler dönüp duruyordu. Unutamıyordu. Kendi kendine gözlerini devirdi. Kim gay olduğundan şüphelenip aynı gün içinde bir süre sonra evlenmeye zorlanabilirdi ki? Steve'e ne diyecekti? O ne yapacaktı?

Oturduğu yerden kalktı ve bitmiş sigarasını söndürdü. İzmariti en yakın çöp kutusuna attı ve adımlarını arabasına doğru çevirdi. Saat öğleden sonra dörde geliyordu. Steve'i sabah odada bırakıp o uyanmadan dışarı çıkmıştı. Bugünü ve yarının öğleden sonrasını adama ayırmak istiyordu. Pazartesi sabahı da yeniden eve döneceklerdi. Belki de Steve'e söylemeliydi. Ne diyecekti? 'Pepper'la evleneceğim. Ama seni de hayatımda istiyorum.' Esmer adam gözlerini devirdi. Adama 'benim metresim ol' mu diyecekti? Derin bir nefes alıp verdi. Gittiğinde ona söylemeliydi. Eğer Steve geri döndüklerinde ne olacağını bilirse belki de bir şeyler deneme kısmından vazgeçerdi. 

Otelin önüne geldiğinde arabayı valeye bıraktı. Asansöre bindi ve odanın katına geldiğinde indi. Sarışın adamı aramamıştı, odada olacağını biliyordu. Kendi odasına girdiğinde duyduğu sesle kaşlarını çattı. 

"Evi başkasına vermediğin için teşekkürler Sharon, sana Pazartesi en geç saat dokuz gibi gelip gelmeyeceğimi söylerim." bir süre sessizlik. "İyi günler." ve telefon kapandı. Steve Rogers banyo kapısını iterek açtığında karşısındaki esmerle göz göze geldi. Tony banyonun hemen karşısındaki duvara yaslanmıştı ve kollarını önünde bağlamıştı. "Sharon?" dedi gözlerini kısarak.

"Ev sahibim. Brooklyn'deki." Tony'nin tek kaşı havaya kalktı. "Brooklyn?" Steve banyo kapısından uzaklaştı ve odanın penceresine yürürken konuştu. "Tony, şu an için her şey çok güzel ama daha bir gün bile olmadı. Günün sonunda bir erkekle birlikte olmak hoşuna gitse bile beni istemeyebilirsin." Pencerenin önünde durdu ve esmer adama döndü. 

"O zaman ne olacak?" Tony ağzını açmıştı ki sarışın ona izin vermedi. "Sana bunu söyleyeceğimi düşünmezdim ama aptal olma. Arkadaşlarımız bile aynı, çalıştığım müzenin yönetimindesin. Birbirimizi görüp hiçbir şey yokmuş gibi davranmak benim yapabileceğim bir şey değil." Tony derin bir nefes aldı. Bu adama evleneceğini söyleyemezdi. Daha her şeyin bu kadar başındayken olmazdı.

"Bu akşam bir şeyler yapalım." diyebildi sadece. Sarışın olan başını salladı. "Akşam yemeğinden sonra film kiralayalım." diye devam etti Tony. Sarışın olan bu fikri de onayladı ve ayaklarını sürüyerek diğerine yaklaştı. "Kızgın mısın bana? Kızgınsan şimdi söyle."

Tony hissettiği ağır suçlulukla adama baktı. Howard'la konuşmadan önce olsa kızardı ama şimdi adama kaçacak bir yer bırakması gerekiyordu. "Kızgın değilim Stevie." gözlerini sarışın adamdan çekmeden mırıldandı. "Hadi git ve hazırlan. Sonra yemeğe gideriz."

İtiraf Et StarkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin