BAY EGO YIĞINI +-+ 3 (devam)

887 42 3
                                    

Merhaba iyi okumalar 💕

Hatırlatma

*Adını bilmediğim çocuk bu ego ne böyle? Sana bundan sonra Bay ego yığını desem daha iyi olur. Haha "

Diyorsun. Jimin gülüyor dediklerine. Sana:

"Ben de sana bayan...hmm....sinir desem olur." Diyor ve gülerek. Sense göz deviriyorsun.....*.  Sonra Jimin devam ediyor.

"Yine de adım Jimin. Park Jimin. Tanıştığıma memnun oldum Bayan Sinir. " diyor gülümseyerek. Sen de

"Ben de (adın. Soyadın). Ben de tanıştığıma memnun oldum Bay ego yığını " diyorsun.

O sırada hemşire geliyor.  Senin serumu çıkarıyor bittiği için. Jimin'in serumunu da çıkarmak için giderken baktığında bir güzel süzüyor. Acaba hayal mi filan diye gözlerini kırpıştırıp serumu çıkarıyor.

"Taş gibi çocuğu buldu tabi. Süz. Bildiğin gözleriyle yedi yaaa" diye söyleniyorsun içinden. Hemşire konuşmaya başlıyor.

"Merhaba. Geçmiş olsun" diyor.

"Merhaba. Teşekkür ederim"

"Imm yanlış anlamazsanız telefon numaranızı alabilir miyim?" Dediğinde sen atlıyorsun lafa.

"Yanlış anlarız hanım efendi.!" Diyorsun. Jimin şok olmuş sana bakıyor. Sonra da sırıtıyor. Hemşire

"Aa pardon. Sevgiliniz olduğunu düşünmemiştim. Üzgünüm. Doktor gelip taburcu eder birazdan. İyi günler" deyip bozulmuş suratla çıkıyor odadan. Jimin

"Ben de bilmiyorum sevgilim siz miydiniz?"Diyor imâyla. Sen de

"Size yardım etmiş oldum. Hem bildiğin sizi gözleriyle çürüttü. Yani bir teşekkürü hak ettim. " diyorsun bozuntuya vermeden. Jimin gülerek

"Sevgilim yok. Hem gözleriyle çürüttüyse ne olmuş? "Diyor. Kısacası ağzından bakla almaya çalışıyor.

"Aman bee! Sana iyilik yapanda kabahat! Unut gitsin." Diyorsun doğrulurken. Jimin dediklerine kahkaha atmaya başlıyor. Sen Jimin e sinirli sinirli bakıyorsun.

"Tamam sustum. Da şaka yapmıştım." Dediğinde göz deviriyorsun ve

"Aman. Şakaymış. Hıh. Her neyse"

"Yalnış anlamazsanız telefon numaranızı alabilir miyim?" Diyor sırıtarak. Sen dik dik bakınca.

"Ciddiyim. " dediğinde telefonunu uzatıyorsun ve yazıyor. Senden de kendini çaldırıp senin numaranı kaydediyor.

Bu arada annen ve Jimin in annesi içeri gülerek giriyorlar. Annen:

"Bak seni kimle tanıştırıcam (adın). Bu benim çocukluk arkadaşım. Taşındıkları için görüşememiştik. Yıllar sonra karşılaştık." Dediğinde Jimin in annesi  de konuşmaya başlıyor.

"Evet Jimin. Sana çocukluk anılarımı anlatırdım ya bahsettiğim arkadaşım (annenin adı) ydı." Diyor mutlulukla. Annen de aynı durumda.

İkiniz de memnun oldum diyorsunuz.

"Biz de yeni tanıştık" diyor Jimin.

Neyse. Doktor gelip kontrol ediyor sizi.  Beraber çıkış yapıyorsunuz hastaneden.

Ve anneleriniz hafta sonuna plan yapıyorlar sizin evde buluşmak için. Eve uçar adımlarla gidiyorsunuz. Annende senden fazla heyecanlı.

"Acaba ne yapsam? Ev de pis olmuş. Hiç düzenli değilsin ki! Evin haline bak. Seni kimse almaz. Neyse iki günde hallederim. Yarın evi temizleriz. Sonra ne yemek yapacağımıza karar veririz. Aa.. şey yaparız... Annemin kurabiyesini çok severdi. Ondan yaparız. Öbür gün de alış veriş yaparız. Eksikler neler ki? Acaba oğlu ne sever? Bu iş sana düştü (adın). Ara sor. Acaba kısır da mı yap..."

Annee! ...Nefes al azcık!"

Annenin nefes almadan konuşmasına daha fazla dayanamadın.

"Ay! Şuna da bak. Senle uğraşamam. Daha çok işimiz var. Kaçmayı aklından geçirme. Kurtuluşun yok"

"Ya anne hastayım benn..."

"Serum yedin o kadar. İyi gelmiştir. Duygu sömürüsü yapma"

Oflayarak odana çıkıyorsun. Taktik de işe yaramıyor. En iyisi taktik maktik yok. Bam bam bam!

İki gün boyunca canın çıkmıştı. Ve şu an Jiminleri bekliyorsunuz. Annen mahalleye yetecek kadar yemek yapmıştı. Börekler... çörekler... sarmalar... dolmalar... kurabiyeler... kısırlar... bildiğin kermes çadırı mübarek. Ve kapı çaldığı için heyecan tavan yapıyor.

İşte o müthiş Jimin sana gülüyor...

Evett devam edecek.

BTS İle Hayal Et Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin