Bölüm şarkısı; Oya&Bora - Sevme Zamanı
6 Yıl Sonra
Nazlı derin bir nefes alıp oğlunun oradan oraya gidip oyuncaklarını etrafa saçmasını izliyordu. Bu çocuk kesinlikle amcası ve dayısından çekmişti, yoksa bu kadar yaramaz olması mümkün değildi. Bir kere Mazhar'la kendisinin çocukluğu bu kadar değilmiş, aileleri bunda çok netti. Lakin diğer kardeşler için aynı şeyi diyemiyorlardı, özellikle Kemal Bey torunun kesinlikle dayısına benzediğinden adı kadar emindi, keza Timur Bey de aynı şeyi Fuat açısından düşünüyordu. Dayı ve amcaları bu konudan pek memnunlardı. Yeğenlerinin kendilerine benzemesi gurur vericiydi. Ki Fuat'ın onlar için baya bir çıldırdığı düşünülürse, bu resmen mutluluk kaynağıydı.
Tabii bu Nazlı için çok da mutluluk kaynağı değildi. Çünkü oğlu sınırları zorluyordu. Çocuk dediğin oyuncaklarıyla oynardı, ama bu çocuk oyuncaklarını ha bire havalara atıp kırarak mutlu oluyordu. Bu çocuğu yaparken tam olarak neyi eksik etmişlerdi bilmiyordu.
"Bana bak Poyraz, hemen buraya geliyorsun ve bu çorbayı içiyorsun!" diye ikazda bulundu Nazlı. Anne olmak tüm benliğini değiştirmişti. Şimdiye bakıldığında eskiden sabır erdemi bir insan olduğunu kabul ediyordu.
Poyraz annesine bakıp yeni çıkmış dişleriyle ona sırıtıp başını iki yana salladı. "Ih ıh," diye de ekledi ve oyuncaklarını havaya fırlatmaya devam etti.
Nazlı ya sabır çekerek yerinden kalktı ve oğlunu kucağına alıp mama sandalyesine oturttu. Sonra onun koyu yeşil gözlerine kızgınca bakıp "Çok kızdırıyorsun anneyi haberin olsun," diye bir sert çıkıştı oğluna. Poyraz annesinin suratına baktı, dudaklarını büzüp ağlamak üzereyken annesinin çatık kaşları nedense komiğine gitmeye başlayıp gülmeye başladı. Nazlı oğlunun bu haline gülmeye başladığında "Kendini nasıl affettireceğini daha şimdiden öğrendin oğlum, aferin sana! Hadi aç bakalım ağzını," diyerek çorbadan bir kaşık zorla oğlunun ağzına göndermeyi başardı.
Altı yıla iki çocuk sığdırmak biraz kendisini yorsa da yaptığı en başaralı şeylerden biriydi. Çocuk sahibi olmak dışarıdan görüldüğü gibi kesinlikle değildi, bunu da öğrenmiş olmuştu. Evet çok güzel, mucizevi bir şey ama bakımları ve onlar karşısında sürekli sabırlı durmak olsun biraz bitap düşüyordu insanı. Her şeye rağmen güzel olduğunu kabul ederken de yorgunluğunu unutmaya çalışıyordu. Tam anlamıyla kabul ettiği anlarda kesinlikle çocukların uyuduğu anlardı, asla yalan söyleyemezdi. Oğlunun direnmeleri çorbanın tadıyla sonlandığında derin bir nefes alıp güzelce içirmeye başladı.
Sözde bugün dışarı çıkıp biraz olsun gezeceklerdi, ama huysuz oğlu yüzünden kahvaltıyı bile nasıl yaptıklarını anlamamışlardı. Kızı bisiklet sürmek istediğini o tatlı halleriyle babasına aşıladığında, Mazhar birkaç saatliğine kızını alıp çıkmıştı. Lakin öncesinde dilerse kızıyla Nazlı'nın çıkacağını evde kalkıp oğluna kendisinin bakacağını söylemeyi de ihmal etmemişti. Poyraz annesinin göğsüne yapışık dolaştığı için Nazlı ikisinin gitmesinin daha mantıklı olduğunu söylemişti. Baba-kız evden çıktıklarında Nazlı Mazhar'la evli olduğu için bir kez daha şükretti Allah'a. Evlilik hayatları, o büyülü aşklarını yitireceğinden korkmuştu hep. Ne var ki kocası her geçen seneye inat daha olgun, daha anlayışlı bir adam olmuştu. Sadece çocuklar konusunda değil, Nazlı'nın da hayatını kolaylaştıracak anlayışlıklar sergilemişti.
Poyraz'ın yemekle olan imtihanı sonlandığında Nazlı onun bi süre daha mama masasında kalmasını uygun gördü. Çünkü birazdan kocası ve kızı gelirdi, onlar için bir şeyler hazırlamalıydı. Normalde evlerinde bir yardımcı bulunuyordu, ama hafta sonları ikisi de evde olduğu için yardımcı kadına izin veriyorlardı. Özel geceler olmadıkça hafta sonunda Nazlı kocasıyla birlikte mutfağa girip akşam için yemek yapmaya bayılıyordu. Mazhar da bu durumdan memnundu, karısının yorulmaması için gerek maddi gerekse manevi her türlü desteği ona cömertçe sergiliyordu. Zaten Nazlı için en büyük destek kocasının manevi yönden verdiği destekti. Ruhuna öyle iyi geliyordu ki bu mutluluğu geceleri çocuklar uyduktan sonra ona cömertçe hissettiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK MEŞK SAÇMALIKLARI VESAİRE (#3)
General FictionBir masalda olmayan her şey bu hikâyede. Çünkü Aşk Meşk gerçek dünyanın ta kendisi. Duygusallığı göz yaşartan, romantikliği kalp hızlandıran, komedisi çene ağrıtan bu dünyada artık her şey vesaireden ibaret. Şimdi son defa yaslanın arkanıza. Bu...