Büyük gün.İşte adımlarımızı içeri atdıkça bizi karşılayan çıplak heykeller bizim yarınımızı çizmeğe başlayacağımız için bizi tebrik ediyordu.Ben ve Günay universiteye girdik.Her şey muhteşemdi.Hayallaremize her gün bir adım daha yaklaşıyorduk.Bu süper bir heyecandı.Zaten Günayı bile heyecanlandırmayı başarmıştı bu gün.Ellerinin esdiğini göre biliyordum.İkimiz de mutluyduk.Bu üniversite bize hayatımızı vercekti.Şimdiden onu sevdik...
İlk derse girmiştik.Öğretmen tatlı biriydi.Orta yaşlıydı.45 yaşı falan olurdu.Mimikleri güzeldi.Vücut dilini kullanmağı çok güzel başarıyordu.İlk sorusu neden mimarlık oldu.Serdar isimli bir arkadaş "Mimarlık medeniyyeti gösterir.Yarını öğretir.Yarını gösterir.Mimarlık benim için hayat demek." dedi. Ben mimarlığı çok sevdiğimi ve onun benim için bir hobbiden daha fazla bir şey olduğunu söyledim.Tabi ki Günay farklı olacaktı.O bu iş için yaratılmış.Günay mimarlığı şöyle açıkladı:"Mimarlık yarın doğacak güneşin, gece parlayan ayın sabah için müjdesidir.Mimarlık benim yarınımı benimle yazacak olık arkadaşımdır."
Onun farkı ilk günden görülmüştü zaten.Günay başkaydı.Bu Serdarın da gözünden kaçmamıştı.
Serdarın ona hayran bakışlarını yakalamışdım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERAY (Tamamlandı)
RomanceSeray bir isim,evet.Ama bu bir inadın ismi.Bu bir başarının ismi.Günay isimli bir kızın mimarlık okuması ve sonra ölümcül hastalığa yakalanmasıyla gelişen olaylar onun inadının sonda başarıya dönüşerek bu dünyadan bir iz koyarak gitmesiyle sonuçlanı...