27. KÜÇÜK YARAMAZ

2.2K 66 21
                                    

Erkenden yola koyulmak lazım deyip 26. Bölümü yayınladığım gün 27. Bölümü yazmaya başladım. Bu aralar gerçekten sizlere vakit ayırabildiğim için mutluyum :)

*****

Geri çekildiğimde gözüme takılan ve bizi izleyen iki kişiyle gülümsemem yarıda kesildi. Poyraz durgunluğumu farkedip bakışlarımı takip etti ve gördüğü kişiyle çenesinin kasıldığını gördüm.

Poyraz elimi sıkı sıkı tutup ayağa kalktı ve onların olmadığı yola doğru ilerledi. Arkamdan duyduğum "Ecem!" Sesiyle irkildim ve vücudumu titreme sardı. Poyraz bana endişeli bir şekilde baktığında arkamızdan yine adımı seslenmesiyle Poyraz'ın gözlerinde ki alevi gördüm.

"Ecem, kızım. Nolur bir dinles..-" sözünü hışımla kestim.

"Bu zamana kadar kızım diye sevmedin bir kere bile yanağımı okşamadın ve benden seni dinlememi mi bekliyorsun? En çok sevgiye ihtiyacım olduğu zamanlarda neredeydin Semra hanım?"

Dediğinde sahte bir üzülme sesiyle tükürür gibi konuşmaya devam ettim. "Sizin gibilerin nasıl olurda aklına gelirim Levent Cem bey? Ne oldu yoksa kemerlerin mi yırtıldı." Dediğimde gözünde anlık bir sinir gördüm. İşte, iki sözümle sinirlenen bir insan pişman oldu diye gelemezdi. "Söyleyin ne için geldiniz?"

Karşımda ki kadın -anne demek için yürek ister- bana mahçup bir ifadeyle baktı. "Öğrendik ki çocuğun olacakmış, hayırlı olsuna gel..-"

"Dur dur, lafını kesiyorum kusura bakmazsın inşallah," dedim sahte üzüntüyle ve devam ettim. "Bir şey sormak isterim, hayırlı olsuna geliyorsunuz ama olduğunuz bölgede hayırlı bir şey bekleyeceğinize inanıyor musunuz?" Dediğimde Semra kaşlarını çattı.

"Ne diyorsun sen be! Kendine gel. Annenim ben senin ANNEN!"

Dediğinde küçümser bir şekilde ona baktım. "Biyolojik olarak haklısın annemsin. Ama doğurmakla annelik yapılmaz. Annelik sıfatını sen gözümde yıllar önce kaybettin. Sana yakıştıramıyorum, anne demek için vicdan gerekir." Levent'e dönüp devam ettim. "Sana baba demek için de binbir şahit gerekir." Dediğimde sinirden ellerimin titrediğini farkettim.

Levent okkalı bir küfür ettiğinde Poyraz sinirden elini yumruk yapmıştı. Sakinleşmeye çalışır gibi bir hali vardı. Levent yeniden ağzını açtığında Poyraz onu kükremesiyle durdurdu. "AĞZINI AÇMAYA CESARET ETME BENCE YOKSA BİRKAÇ DAKİKA İÇİNDE KARIN DENİLECEK KADIN YERDEN TOPLUYOR OLUR SENİ! ANLADIN MI?"

Semra hemen ortaya atıldı. "Sana ne oluyor be deyyuz. Biz o teklifini kabul etmesek Ecem'i görür müydün sanıyorsun?"

Bu kadar açık sözlü olması canımı sıkmıştı. "Deyyuz diye bahsettiğin adama kendi ellerinle ittin beni sen! Şimdi geçmiş kocama laf etmeye kalkıyorsun. Söylesene kaç tane kişiliğin var senin? Biraz önce ağlayacaktın neredeyse." Dediğimde Poyraz hala sakinleşmeye çalışıyordu.

"Şuna bak! Karşımıza geçmiş dün ki kocasını koruyor. Bücür seni." Levent bu cümleleri kurduktan sonra elini havaya kaldırmasıyla Poyraz onun elini tuttu ve çevirdi. Şuan Levent kitlenmiş bir şekilde Poyraz'a sırtını dönüktü ve arkadaki kolunu Poyraz sıkıyordu. "Karşında vurabileceğin bir kızın yok! O artık benim eşim anladın mı. Vurursan, yok olursun" diye tısladı kulağına. Poyraz aniden bırakınca babam denilecek o adam öne doğru sendeledi.

ZORAKİ EVLİLİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin