21.Şirin

347 17 5
                                    

Medya:

Pamir Sarrafoğlu

Cemil Demirbakan-Ceviz Ağacı
***

İnsan ne kadar mantığıyla hareket eden bir varlık olduğunu ifade etse de tüm zorluklarda mantık yerine kalbini seçtiği gerçeği esen ılık rüzgar gibi suratıma vuruyordu.

Mutluydum.

Mutlu olduğumu söylemem hep mutlu olacağım anlamına gelmiyordu.

Korkuyordum.

Yanımda varlığını hissettiğim adamın gün geldiğinde arkasına bile bakmadan çekip gitmesi aniden ürpermeme neden olurken kollarımı birbirine sardım.

Bakışlarım doğmak üzere olan güneşin üzerinde dolandı.

-Güneş doğmak üzere.

Başımı yavaşça kolunun üzerinde uzandığım Pamir'e çevirdim.

Kapalı olan gözlerini hafif araladı.Sonra kızıllığı yavaş yavaş her yeri kaplamaya başlayan güneşe baktı.

-Hıhım.

Konuşmak yerine çıkardığı ses gülmeme neden olmuştu.

Elimi onun yanağına koydum.

-Pamir gitmemiz gerek.

Homurdanarak beni biraz daha kendine çekti.Kokusunu içime doyasıya çektim.

Kokusunda boğulmak dünyanın en güzel ölümü olmalıydı.

-Herkes bizi merak etmiştir.

Derin bir nefes koyuverdi dudaklarının arasında.Sonunda mavilerini doyasıya izleyebilme şansını elde edebilmiştim.

Gözlerini gözlerime dikip bir süre beni izledi.

Acaba çillerim onu çok mu rahatsız ediyordu?

Sanki düşüncelerimin anlamsızlığını hissetmiş gibi yanağıma bir öpücük kondurup yerinden doğruldu.

Başımın altındaki kol eksilince bende kalkmak zorunda kalmıştım.

Gitmek isteyen bendim.Şimdi neden burada kalmak için çabalıyordum ki?

-Keşke biraz daha kalabilseydik.

Dediği şey ile birlikte kocaman gülümsedim.

Uyku mahmurluğu ile gözlerini ovalıyordu.Saçları dağılmış bir tutamı gözünün önüne gelmişti.

Saatlerdir üzerinde uzandığımız kumların üzerinden kalktım.

İçimdeki mutluluğu ona yansıtmaya çalışır gibi aptal aptal gülümsemeye devam ediyordum.

Üzerimdeki kısa elbisenin üzerine yapışmış kumları silkeledim.

Pamir'de üzerindeki kumları silkeledikten sonra ikimizde sessizliğimize geri döndük.

Bu sessizlik beni korkutuyordu.Pişman olmuş olmasından öylesine korkuyordum ki elim ayağım birbirine dolanıyordu.

Gözümün önüne gelen bir tutam saçı kulağımın arkasına iteledim.

Bir anda elime dokunan sıcak bir el ile durdum.

Bakışlarım yavaşca o sıcak ellerin sahibine dokundu.

-Arya?

Adımı onun ağzından duymak dünyanın en güzel şeyi olmalıydı.

-Hımm?

Konuşamayacak kadar heyecanlıydım.O kadar şeyden sonra elimi tutuyor olması inanılmayacak kadar güzel bir rüyaydı.

-Bir sorun mu var?

GELİNCİK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin