15 yaşıma değin normal bir hayat yaşadım ben. Dediğim gibi bu normallik sadece 15 yaşıma kadar sürdü. Sonrası aksiyon dolu.
Sıkıcılık akan hayatımdan kurtulmak bu kadar mı kolaydı? Prenses olarak doğmak ve sıkıcılığa sürüklenmek kimin geleceğidir ki? Benim. Doğru, benim geleceğimdi.
Benim vücudum küçük olabilirdi ama ruhumun ne kadar yaşlı olduğunu bilebilir misiniz? Aşk denilen şey sizi 15 yaşınızda yakalasaydı ne düşünürdünüz? Hemen söyleyeyim; daha küçüğüm ya gelip geçici aşk bu derdiniz değil mi? Değildi işte. Benim için, bizim için değildi.
Gerçekleri bilmek ne kadar acı verebilirdi? Yanıtlayalım hemen; Bana verebildiği kadar.
Bunca yıldır annem, babam kısacası ailem bildiklerim vardı yanımda. Bir yalan üzerine kurulu bir ailem varmış doğrusu.
Gerçek ailemi bulduğumda bir eksiklik vardı. Babam yoktu benim. Aslında hem vardı hem de yok.
Benim yeni babam doğa olmuştu. Özlediğimde sarılabileceğim babam; ağaçlardı, topraktı, gökyüzüydü, ... Bana kızım diyebilecek varsa o da doğaydı.
Ben Doğanın Kızı'ydımİlk kez Güçler Ülkesinde aşık olmuş, en heyecanlı aksiyonları orada yaşamış, en büyük düşüşleri orada tatmıştım. Ben artık eski Ada değildim. Kendime yepyeni bir sayfa açmış, yeni baştan yazıyordum geleceğimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doğanın Kızı
FantasyDoğduğumdan beri ait olmam gereken hayatıma 15 yaşımda kavuştum. Kim babasını özlediğinde gidip bir ağaca sarılır ki? Ben. Çünkü benim gücümün kaynağı doğaydı ve babamdan kalan tek mirastı. Ben herkes gibi değildim. Ben özeldim. Ben Doğanın Kızı'yd...