bölüm 44

17.2K 744 21
                                    

Gözlerimi açtığımda, güneş Işığı yatağa vuruyordu, tatlı bir sıcaklıkla. Bugün hava çok güzeldi, dünkü yaşadıklarımdan sonra. Gece saatlerce uğraştan sonra uykuya dalmıştım, kırgındım Yavuz'a bugün onun yüzüne bakmayı düşünmüyordum. Hem bugün kardeşimin evine ilk kez görecektim. Gece karar vermiştim gidip görmeyi.

Yatakta yavaşça arkama döndüm. Yavuz yatakta yoktu elimi yatakta gezdirdim soğuk, sanırım erken kalkmış olmalı, yada ben uyuduktan sonra kalkmışta olabilir.
Ellerimi saçlarıma geçirip kaşıyarak kalkıp yataktan indim. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkayıp, odadan çıktım.  salona girdim. Salon boştu, kimse yoktu. Mutfak tezgahında sesler gelince bakışım oraya kaydı. Yaman kalkmış kahvaltı hazırlıyordu. Daha öncede hazırlamıştı ve çok güzel omlet yaptığını biliyorum. Yavaşça tezgaha yaklaşıp kollarımı dayayarak Yaman'a baktım. Tezgahın öbür tarafında beni farkedince biran irkildi, şaşkın bakışlarla Gülümsedi. Boynunu kaşıyarak biraz çekingen bir sesle konuştu.

Günaydın.

Günaydın, abin nerde?

Seninle değilmi? Ben uyuyor sanıyordum.

Hayır uyandığımda yoktu.

Bir anda utanmıştım, abisiyle aynı odada kaldığımı biliyordu. Bakışlarımı ondan kaçırarak başka konu açtım.

Sana yardım etmemi istermisin?

Yok hayır yenge sen masaya geç omlette olmak üzere, sanırım beraber kahvaltı yapacaz.

Kafamı olumlu anlamında salladım. Masaya doğru ilerledim. Masaya baktığımda yine donatmış. Hemen sandalyeden birini çekip oturdum. Yaman da elinde tavayla masaya geldi. Tavadaki omletin yarısını benim tabağıma, yarısını da kendi tabağına koydu. Hemen yemeğe başladım, çok acıkmıştım. Kahvaltı boyunca konuşmadık, kahvaltı bittiğinde bakışlarımı Yaman'a dikip konuştum.

Beni Emir'e bırakırmısın?

Aniden bakışlarını gözlerime dikti. Şaşırmıştı, belliydi, bir süre baktıktan sonra cevap verdi.

Abime söylemeden bunu yapamam.

Söyle o zaman.

Cebinden telefonunu çıkarıp ekrana basıp kulağına götürdü. Biraz bekledikten sonra. Konuşmaya başladı.

Abi Elvan Emir'e gitmek istiyor.

Bir süre dinledikten sonra telefonu kapatıp cebine koydu. Gözlerime bakarak konuştu.

Tamam hazırlan çıkalım. Ben masayı toplarım.

Tamam.

Gülümseyerek masadan kalktım. Masayı göstererek konuştum.

Ellerine sağlık.

Afiyet olsun.

Arkamı dönüp odama doğru ilerledim. Ora artık benimde odam olmuştu, Kapıyı açıp odama girdim. Gardıropa ilerleyip kapağını açtım. Pek bir elbisem yoktu ama bugün elbise giymek istiyordum. O yüzden elbiselerimi çıkarıp şöyle bir göz attıp, gözüme çarpan siyah elbiseyi aldım. Buraya geldiğim ertesi günü Yavuz kime aldırdı bilmiyorum eli çantalarla dolu odaya girmişti, hepside yeni alınık kıyafetlerdi. Tuhaf olan hepside üzerime tam oluyordu.
Kapının vurulma sesiyle düşüncelerden sıyrıldım. Bakışımı kapıya çevirip konuştum.

Gir.

Kapının kolunun çevrilme sesiyle yavaşça açıldı. Yavuz içeri girip bana doğru yaklaştı. Üzerinde yine siyah bir tişört ve siyah pantolon vardı. O kadar yakışıyorduki siyah ona. O rengi sadece onda seviyordum.
Dibime kadar gelip durdu. Aramızda sadece bir karış mesafe kalmıştı. Yine o eşsiz kokusu sardı etrafımı. Bakışımı ondan zorlukla kaçırdım ona bakmamak mümkün değildi çünkü. Elimdeki elbiseyi yatağın üzerine bırakıp gardıropun kapağını kapattım. Tekrar elbiseyi elime alıp banyoya ilerledim. Yanından geçerken bileğimi kavrayıp beni kendine çevirdi. Gözlerimin içine derin derin bakarak konuşmaya başladı. Bakışı yetiyordu içimdeki bütün öfkeyi silmeye.

Birlikte gidelim kardeşine.

Sözlerinden çok şaşırmıştım ve etkilenmiştim artık yakınlarımla vakit geçirmek istemesi beni mutlu etmişti. Heleki kardeşim. Ona büyük bir özür borçluydu.
Kafamı olumlu anlamdan salladım. Yavaşça kolumu bıraktı, banyoya doğru ilerledim, banyoya girince hemen üzerimdekileri çıkarıp, elbiseyi giydim, çıkardığım kıyafetleri elime alıp kirli sepetine bıraktım. Yavaşça ilerleyip aynanın karşısına geçtim. Kendime baktığımda, yaşadıklarım bir maske gibi yüzüme yansıyordu. Suyu açıp avuclarıma doldurdup yüzüme çarptım. Kafamı kaldırdığımda tekrar gözlerim gözlerimle birleşti, eskiyle şimdiki bakışlarımdan eser kalmamıştı. Daha fazla dayanamadım, bakışlarımı kaçırıp banyodan çıktım.

Odaya girdiğimde gözlerim Yavuz'u aradı. Pencere kenarında dışarı seyrederken buldum onu. Biraz bekledikten sonra onu bakarak konuştum.

Ben hazırım.

Sesimi duyunca yavaşça bana döndü, gözlerimin içine kenetledi bakışlarını. Bir süre gözlerime baktıktan sonra, bakışlarını aşşağıya doğru indirdi. Onun bakışıyla bedenime tatlı bir sıcaklık sarmaya başladı, utançla ellerimi nereye koyacağımı şaşırdım. Bakışlarımı ondan kaçırıp kapıya döndüm, yavaş adımlarla odadan çıktım. Salona girdiğimde, Yaman'ın elinde kitap koltukta uzanmış vaziyette buldum. Onu rahatsız etmeden, yavaş adımlarla dış kapıya ilerledim. Arkamdaki kapı açılma sesinden Yavuz'unda arkamdan geldiğini duydum. Dış kapıdan çıkıp beklemeye başladım. Yavuz'da çıkınca onun arkasından yürüyerek arabaya ilerledik, arabaya yerleşip yola çıktık.
Kardeşimi çok özlemiştim, olanlardan sonra belkide benimle konuşmaz bile diye düşünüyordum. Gidince görecektim. Yol boyunca ikimizde konuşmadık, zaten genelde konuşuyoruz. Kardeşimin evinin önünde durunca camdan şöyle bir eve baktım. Ev çok sessiz duruyordu, gidip gitmemekte kararsız kalmıştım. Cama vurulmasıyla kafamdaki düşünceler dağıldı. Yavuz camdan bana bakıyordu, kapıyı açıp arabadan indim. Yavuz yanıma gelip elini elime kenetleyip bahçe kapısından içeri girdik, bu şekilde sahiplenmesi beni çok mutlu etmişti. Gülümseyerek evin kapısına ulaştık. Zile basıp beklemeye başladık. Biraz bekledikten sonra kapı açıldı, kardeşim şaşkın gözlerle bizi süzmeye başladı. Ne yani bu kadar şaşırtacak ne vardı ki bunda? Boğazımı temizleyip konuştum.

Bizi eve almayacakmısın ablacım?

Ne kadar bana kırgın olduğunu bilsemde bana sarılmaması gücüme gitmişti.
Kapının önünden çekilip içeri girmem için yol açtı. Onun gözlerine bakmadan eve girdim. Geniş koridordan salona ilerledim. Salona girdiğimde kimse olmadığı farkettim, salon mavi ve siyah tonlarında döşenmişti. Gülümseyerek koltuğa ilerledim. Gizemin en sevdiği renk mavi olduğu için onun evi olduğu ne kadarda belliydi. Onunda çok özlemiştim. Nerde acaba şimdi? Koltuklardan birine oturdum. Yavuz'la Emir henüz eve girmediler. Dışarıda onları yanlız bırakmakla iyimi yaptım bilmiyorum. Biraz bekledikten sonra Gizem'in sesi doldurdu salonu.

Kim geldi hayatım?

Merdivenlerden indikten sonra göz Göze geldik. Beni görünce çarpılmış gibi dondu kaldı. Neler oluyordu ya böyle? Neden bu kadar şok etkisi yaratiyordumki? Artık sinirlenmeye başladım, Kaşlarımı çatarak yerimden kalkıp gizemin karşısına dikildim. Gözlerime o kadar dikkatli bakıyorduki, artık bende korkmaya başlamıştım.

Gizem neler oluyor?

Benim konuşmamla bir anda irkildi...

TUTSAK "Aşkın Esiri" (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin