''Geçmişini hatırla''

6 0 0
                                    

2015

-Bak Kübra görüyor musun?İlk yıldızımız kaydı.Eğer konuşmazsan şu kırışık yüzüne yazık olacak!

Haklıydı.Belki yaşlıydım ama kalbim onun için hâlâ sanki bir genç kızmışım gibi delicesine atıyordu.Artık reddedecek gücüm kalmamıştı.Ben elleri boğazımda,ters bir lafımda beni acımadan öldürecek olan bu adama hâlâ delicesine aşıktım.

-Hâlâ bana aşıksın...

Ne!Ne diyordu bu?Hiç çaktırmamıştım ki.Zihin okumak gibi bir yeteneği olamaz değil mi?

-Ben de öyle düşünmüştüm.
   Boğazımda ki elini çekmeye çalışarak ''ne saçmalıyorsun Mehmet?'' Dedim. O acıyla kıvranmama hiç aldırmadı.
-Bana her ne kadar sinirli olsanda hâlâ beni yemininden bile çok seviyorsun.

Cevap veremedim.Haklıydı.Ne söyleyebilirdim ki?Ama son sözleri beni düşündürmüştü.Gerçekten onu yeminimden bile çok mu seviyordum?

-Hatırlıyorsun değil mi Kübra;yeminimizi,okulumuzu,aşkımızı?

Evet hatırlıyordüm.İstesemde unutamazdım ki.

-Hayır!

  Neden böyle bişey demiştim?Oysa ki hepsini de hatırlıyordum.Hele vurgulayarak ''aşkımızı'' demesi unutmaya çalıştığım birçok şeyi sanki bir film sahnesi gibi tekrar gözümün önünde canlandırmıştı.
Bunu dememle beraber boğazımdaki elini daha çok bastırdı.

-Ah!Aptal.Çek elini!

-Saçmalama Kübra hatırladığını ikimizde biliyoruz.Artık beni çıldırtmayı bırak ta anlat artık!O gün,o bahçede neler oldu?

-Çek elini,çek!Canımı acıtıyorsun.

-Canın acısın istiyorum.Unutamadığını bilmek,Aslı'nın lanetine uğradığını bilmek beni sevindiriyor.Anlat hadi!

-Gerçekten sevindiğin için mi?Ben cevap vereyim,Hayır!Canım her acıdığında güçleniyorsun.Bu kadar genç kalmanın başka açıklaması var mı sence?

-Senin gibi 68 yaşında olmayıp genç kalmamı kıskanmayı kes ve şu aptal günü anlat!

Evet.Artık anlatma vakti geldi.İkinci yıldızın kaymasına az bir zaman kaldı.Başka yolum yok.Başka yol yok..

-Rehberlik hocası o aptal herif sürekli bize,kendimize hedefler koymamız gerektiğini söylüyordu.Ama çocukluk aklı işte kimsenin ciddiye aldığı yoktu.Bir cuma okul sonrası bize biraz beklememizi söyledi.

1947
Okul bahçesi

-Çocuklar alt tarafı on dakika daha duracaksınız.Servisleriniz sizi almadan gidecek değil ya.

Rehberlik hocasının bunu demesiyle bahçeden kıkırdama sesleri gelmişti.

-Şşt,sessiz olun!Şimdi çocuklar bildiğiniz gibi size birkaç aydır kendinize hedef koymanız gerektiğini söylüyordum.Ama hiçbiriniz beni dinlemediniz.Onun için herbirinizden kendinize bir hedef seçmenizi ve herhangi birşeyin üzerine yemin etmenizi istiyorum.

Bahçeden;ohoo,yok artık,bu kadarı da fazla gibisinden sesler gelmişti.

-Sessiz olun dedim!Şimdi seçtiğim 5 ögrenci numara sıralamasına göre gelip,en çok istediği basit birşey için yine basit birşey üzerine yemin edicek.Yapabileceğiniz şeyler olsun.Şimdi 81 numara.Sevda gel yavrum.Sevda yüzünde büyük bir sırıtmayla kürsüye çıktı.

-Bir renk seçmem gerektiğinde hep kırmızıyı seçeceğime ayaklarım üzerine yemin ederim!

Bunu demesiyle birlikte her ne kadar bütün bahçe gülmekten kırılsa da rehberlik hocası yeni ögrencinin numarasını söyledi.

213 numara Ayşegül!

Ayşegül içinden hocalara saydırdığını belli eden bir ifadeyle kürsüye çıktı.

-Evet,öncelikle bu saçma etkinliği anlamasamda yeminimi edicem.Bundan sonra yusufçuk kolyeme zarar vermeyeceğime matematik hocamız üzerine yemin ederim.

Ayşegül bunu dedikten sonra yüzündeki gülümseme bir an dondu.Neden böyle bir şey yapmıştı.Böyle saçma bir etkinlik için iksir odasını tehlikeye atmaya gerek var mıydı?Peki ya annesi büyük peri,o bu işe ne derdi?Yusufçuk kolye şeklindeki iksir odası anahtarını elinden alır mıydı?

YEMİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin