Gittikçe kararan hava beni daha da heyecanlandırıyordu. Taehyung'u görmek için adeta dakikaları sayıyordum. Konuşması, düşünceleri, duyguları, gülümsemesi ve yaşanmışlıkları sanki bana hitap ediyordu. Gelip geçici bir hoşlantı mıydı bu ya da birini sevme veya biri tarafından sevilme ihtiyacı mı? Yoksa hiçbiriyle alakası olmayan o karışık duygu muydu?
"Aşk" kelimesini kullanmaktan korkuyorum bazen. Özellikle de bu his daha büyümemişken.
Derin bir iç çektikten sonra hemşire kıyafetlerimi çıkarmak için giyinme odasına indim. İçeri girdiğimde Ma Ri de oradaydı.
"Nedir bu yüzündeki gülümsemenin kaynağı?"
Aklıma yine Taehyung gelince daha da gülümsedim.
"Bak bak havalara bak. Şu eczacı çocuk mu?"
"Hey adı 'eczacı çocuk' değil. Taehyung."
"Herneyse sonuç olarak ikisi aynı kişi. Ee ne yapıyorsunuz?"
"Sadece akşam bir şeyler yapmak için sözleştik. Asıl sen ne işler çeviriyorsun Jungkook ile?"
Beklenmedik bir soru sorunca yanakları hafiften pembeleşmeye başladı.
"Hey, kızarıyorsun!" dedim gülerek.
"Şey Ae Mi, ben..."
"Ne sen?"
"Jungkook'dan hoşlanıyorum."
"Ooo yeni bir aşk doğuyor." dedim gülerek.
"Bilmeyen mi kaldı Ma Ri?"
Bunu dedikten sonra gözlerini sonuna kadar açarak başını birden bana doğru çevirdi.
"Çok mu belli oluyor?!"
"Sadece bakışlarından bile anlayabilirim."
Bunu dedikten sonra birden telaşlanmaya başladı. Yerinde duramayıp tırnaklarını yemesinden bunu anlayabiliyordum.
"Ama merak etme o yapışkan böyle şeyleri pek anlamaz. Bunu da anlamadığına eminim." deyince şarjı %1 kalan telefonunu kapanmadan son anda şarja takabilmiş gibi rahatladı.
Ama bu rahatlama pek sürmedi. Yine birden tırnaklarını yemeye başladı.
"Emin misin? Cidden anlamamıştır değil mi? Gerçekten mi?"
"Sakin ol. Eminim diyorum."
Araya bir sessizlik girdikten sonra aklıma gelen şeyle acele ettim.
"Hey senin yüzünden geç kalacağım!" deyip hızlı bir şekilde kıyafetlerimi değiştirdim. Ma Ri'ye kaçamak bir şekilde el salladıktan sonra kapıya ilerleyip aceleyle merdivenlere yöneldim.
Ma Ri de arkamdan "İyi şanslar!" diye bağırınca gülümseyip hızla merdivenleri çıkmaya başladım.
-----------------------------------------
Soluk soluğa dışarı çıktığımda Taehyung'u görünce ona doğru ilerledim.
"Geciktim mi?"
İşaret parmağını çenesine koyarak düşünmüş gibi yaptı.
"Hım, yirmi dakika?"
"Ah üzgünüm. Ee bugün ne yapıyoruz?"
"Han Nehri'ne gitmeyi boş ver. Bugün aklımda bambaşka bir fikir var."
"Ne gibi? Heyecanlandırma! Hadi söyle!" diye ısrar ediyordum.
Bu ısrarıma yan bir gülüşle karşılık verdi.
"Sürpriz olsun o zaman?" deyip önden yürümeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CARPE DIEM // Kim Taehyung
FanfictionGeçmişi miydi hayatından vazgeçmesini sağlayan, ya da şimdisi miydi? Yoksa, geleceği miydi hayatını elinden alacak olan?