Meryem den
Bir ağacın altına oturmuş resim çızıyordum yanıma bir at yaklaştı sanki dünyanın en güzel atıydı ben beyazdı ayağa kalktım yavaşça ona yaklaştım ama o iletmeye başladı onu takip etmeye başladım bir süre sonra kendimi bol çiçekli bir yerde buldum etrafa bakınırken karşımda çiçekleri koklayan hızırı fark ettim o kadar saf ve o kadar muhteşem ki onun büyüsüne kapılmamak mümkün değil bir süre onu izledim ama bir anda ortadan kayboldu etrafta onu aramaya başladım ve gene karşıma o at çıktı onu takip etmeye başladım bir süre sonra yoruldum bir ağacın altına oturdum yavaş bir şekilde gözlerimi kapattım. Dudağından bir sıcaklık hissettim gözlerimi açtığımda karşımda elinde çıcekle Hızır vardı bana bakıyordu rüzgardan omzuna bir yaprak kondu yavaş bir şekilde ona üfledi bana yaklaştı beni tam ölecekti ki bir sesle kendime geldim
Gül:Meryem hadi derse geç kalıcaz
Meryem:offf beni neden uyandırıyorsun ki
Dedim ve koşarak sınıfa gittik bir süre sonra hoca ders anlatmaya başladı ben sadece onun fotoğrafına bakıyordum.
Yazar'dan
Meryem iyice Hızırın fotoğrafına çalmıştır havası yanına gelir
Hoca:Meryem, Meryem
Meryem:efendim
Hoca:bizim meryemimiz, ne düşünüyormuş sabahtan beri?
Sınıftaki herkes güldü, öğretmen sıraların arasında dolaşmaya devam etti kadir sırayla kendini sallıyordur (bunu anlatamadım cogunuz yapmışsınız sır) ve aynı zamanda meryeme bakıyordu bunu öğretmenleri fark etti yavaş bir şekilde eğildi ve kadirle aynı boya geldi kadir bunu fark etti düzgün bir şekilde sırada oturmaya başladı
Hoca: çocuklar, çalışmak çok zor geliyor değil mi
Sınıf: evet
Hoca:zor değil mi
Sınıf: evet
Hoca: Türkiye de lise son öğrencisi olmak ne demektir iyi bilirim. Nasıl kasvetlidir,Nasıl zordur...- HEY SEN UYUMAYI KES, sil şu gözlüklerinin camını. Çalışmak ne kadar zor diye şikayet etseniz bile hiç, bir lise son sınıf öğretmeninin çektiği stresle kıyaslanabilir mi? Sizin eğitim sisteminin berbatlığından haberiniz var mı hiç?
Sınıftan ses çıkmadı herkes birbirine baktı... ve beklenen zil çaldı teneffüs zili, herkes bir yerde oturmuş bir şeyle uğraşıyordu kimisi müzik çalıyor o müziğin eşliğinde dans edenler vardı. Meryem ve arkadaşları kantinde yemek yiyorlardı
Meryem:sanırım notlarımız panoya asılmış, öyle mi?
Gül:öyle, yine sonuncuyuzdur İlk kez başımıza gelmedi ya Neden her seferinde üzülüyorsun anlamıyorum.
Ceren:evinizin inşaatı tamamlandı, değil mi? Şerefine bir parti vermeyecek misiniz?
Meryem:daha evi temizleyemedim ki babam hep geç geliyor. Ben de geç kalıyorum
Gül: bırak da kadir senin için yapıversin (bakışını taklit eder) sana böyle bakıyordu
Eliyle güle vurdu
Meryem:olmaz
Gül:peki ne yapacaksın, sanat sınıfında sırf senin için katıldı
Gül önündeki yemegi yemeye devam eder
Ceren:sen hiç bırakmaz mısın?
Gül: Ne? (Elindeki butu gösterir) bunu mu? Et-şarap restoranının sahibinin kızı da bıraksa diğerleri ne yapsın, Meryem sen makarna yemekten bıktın mı? Yani hiç makarna restoranının sahibinin kızı makarna yemekten bıkar mı?
Meryem: babamın makarnaların dan asla bıkmam
Gül: sizin makarnalarınız gerçekten enfes! Onaylıyorum! Onaylıyorum!
Ceren:bende!
Nil:selam
Meryem:selam
Ceren:az önce o bize selam mı verdi?
Nil dolaptan içiicek almaya çalışıyordur ama kapısı açılmıyordur
Nil:ne oldu? Neden düşmüyor?
X: bu yapar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EŞKİYA DÜNYAYA HÜKÜMDAR OLMAZ
Non-Fictionbu çok farklı Hızır bu kitapta Meryem'in peşinden koşacak