(M) Not Like The Others

3.8K 297 265
                                    

"Orada öyle oturacak mısın?" Otabek, çocuk yanına gelmeyince pes edip pelerinini kendisi çıkardı. Cüssesine bakınca çocuk gibi duruyordu Yurio. Otabek onun burada olmasına anlam veremedi.

"Buraya gel" dedi tok sesiyle. Pek âlâ onu gönderebilirdi.

Yurio bacaklarını yataktan sarkıtıp gözlerini son kez sildi ve ayağa kalkıp üstündeki kıyafeti düzelttikten sonra prense döndü.

Her ikisi de olduğu yerde donakalmıştı.

Otabek'in gözleri istemsizce genç olanın omzundaki omega işaretine kaydı. Etrafındaki kırmızılık, dövmenin yeni olduğunu belli ediyordu.

"Sen" dedi Otabek parmağını ona doğru kaldırıp. Günlerdir aradığı yegâne şey karşısındaydı. Tamamen ona ait olarak.

Bir eş olarak.

Yurio gördüğü tanıdık yüzle istemsizce rahatlamıştı. Ondan bir dilek dileyebilirdi değil mi? Onun hayatını kurtarmıştı, en doğal hakkıydı bu.

Hızla Otabek'e ilerledi. Otabek hala olduğu yerden kıpırdayamamıştı. Serbest saçları arasından geçen örgüyü, örgüye dizilmiş papatyaları inceledi.

İşte şimdi tam bir melek gibi duruyor diye düşünmeden edemedi.

Otabek de ona doğru yürümeye başlayınca Yurio kendini durduramayıp onun göğsüne çarptı ve masumca burnunu ovdu. O sırada Otabek, hayatının sandığı kadar kötü olmadığını düşünüyordu.

Ufak olan elini Otabek'in göğsüne koyup gözlerini kapatmış, tanrıdan dilek dilercesine mırıldanmıştı.

"Beni... Özgür bırakır mısın?"

Otabek'in yüzündeki gülümseme anlamsız bir kızgınlığa dönüştü. Onun her kelimesini defalarca dinlerdi, ama neden ilk ağzından çıkan şey buradan gitmekti?

Hayatı hala çekilmezdi Otabek'in. Karşısındaki melek her ne kadar ona aitse, bir o kadar değildi.

"Sana bir iyilik borcum var" dedi Otabek soğuk sesiyle. "Elbette bunu ödeyeceğim. Ama buradan gitmen söz konusu dahi değil" Otabek bile sesinin nasıl bu kadar duygusuz çıktığını kestirememişti. Boynunu iki yana eğip gevşettikten sonra onun ellerini göğsünden indirip kaftanını çözdü.

Ben prensim diye geçirdi içinden. Bu güne kadar ne istediysem aldım. Yine alacağım

Yurio çaresizce fısıldadı. "Bundan başka bir dileğim yok"

"Öyleyse şimdilik bu konu kapandı"

Yurio sinirlenmişti. "Seni orada ölüme terk etmeliydim"

Otabek bu söylediğine kızmalıydı ama Yurio sinirlenince huysuz bir kediden farksız görünüyordu.

Yurio Otabek'in neredeyse soyunduğunu fark edince ona hızla sırtını döndü. Bakacak cesareti içinde bulamamıştı.

Otabek, ona adımlayıp üstündeki ince ipek kaftanı omuzlarından sıyırıp yere düşmesine izin verdi. Dudakları Yurio'nun boynuyla buluşmuştu. "Kokunu nasıl gizledin?"

"Ben bir şifacıyım" huzursuzca kıpırdandı. "Her ilacı, otu, zehri (söylerken vurgulamıştı) ezbere bilirim. Neyi kullandığımı insanlar fark etmez bile.

Teninin üzerinde Otabek'in gerilen dudaklarını hissediyordu.

"Biliyorsun, bu tehditlerine sadece bu seferlik izin veriyorum. İlk ve son."

Otabek, Yurio'ya ilerledikçe, Yurio geriye doğru adımlıyordu. Otabek onu iyice yatağa yaklaştırıp iterek yumuşak minderin üzerine düşürdü. "Kızgınlıkta değilsin madem... Seni işaretleyemem de... Bunu pratikten sayalım." Otabek aslında bunları söylerken sadece sesli düşünüyordu. "Buradan kalkma. Anladın mı beni?"

Yurio'nun cevabını beklemeden aynalı masasının önüne geçti ve çekmeceden tıpalı şişeyi aldı.

Yurio, eğer kalbi biraz daha hızlanırsa burada öleceğini düşünüyordu. Bu güne kadar hep bir aile hayal etmişti. Lakin hayalindeki aile gayet makuldü. Eşi bir prens değildi.

Onun rızası olmadan ona sahip olmuyordu.

Otabek, yatağın yanına dönüp Yurio'nun yataktan sarkan bacaklarını öptü ve tekini kendi omzuna aldı. Şişenin mantarını çıkarıp yere bırakmıştı. Yurio deliğinde soğuk sıvıyı hissedince gözleri yeniden yaşardı.

Hazır hissetmiyordu.

Otabek parmaklarını onun karnından aşağı kaydırarak deliğine getirdi ve içine iterek kıvırdı. Onun bu hareketi Yurio'nun da kıvranmasına sebebiyet vermişti.

Hayır, hala hazır hissetmiyordu.

Otabek onun kulağına doğru eğildi. "Kendini bu kadar zorlamak zorunda değilsin. İlki kötü geçerse, ikincisine korkuyla yaklaşırsın derler" cümlesini bitirdiğinde ikinci parmağını da dar halkadan içeri itmiş parmaklarını birbirinden ayırarak kendine yer hazırlamıştı.

"Bu korkutucu" Yurio, Otabek'i şaşırtacak şekilde itiraf etti. Otabek, dudaklarını miniğin alnına koyup hafifçe öptü. Pek sık yaptığı bir şey değildi.

Öpmeyi sevmezdi Otabek, duygusuz sevişebilirdi belki, ama öpmek onun için bağ kurmaktı.

Parmaklarını çekip kendini omeganın içine yerleştirdiğinde, onun sesini dudağını öperek adeta kendi içine hapsetmişti. Adını dahi bilmediği bu çocuğu, daha önce hiç hissetmediği duygularla öpüyordu.

Omega olduğu için böyle hissediyor olmalıyım diye düşündü ve kendini onun içinde daha derinlere itti. Yurio başını yana çevirip dudaklarını beklenmedik bir şekilde ayırmış ve kesik nefesler almıştı.

Otabek hayal kırıklığını yüzündeki ifadesizliğin ardına gizleyip içinde sertçe hareket etti. Küçük olan, onun her hareketinde acıyla başını geriye atıp dişlerini sıkıyordu.

Otabek zaman geçtikçe onun yüz kaslarının gevşeyip, ifadesinin yumuşadığını fark etti.

Yurio ona asla itiraf etmeyecekti, ama daha önce tatmadığı bu his her hareketinde ona zevk vermeye başlamıştı.

Otabek aradığı vakti bulmuştu. Yurio çarşafı avuçlarken kendini onun içinden çekti.

Yurio nefesi kesilmiş gibi öne doğru doğrulmuştu. Bunu yapamazdı! Bu halde nasıl içinden çıktığına anlam veremiyordu.

"Ne istiyorsun" diye mırıldandı Otabek soran gözlerle ona bakarak. Güzel güzel kabul ettirecekti bunu küçük olana.

Yurio başını iki yana saklarken ona uzanmıştı. Kendisiyle çelişiyordu. Otabek geriye adımladı. "Söyle hadi"

Yurio'nun ağzının sağ tarafı sinirle seyirdi. Oyun istiyordu madem, Yurio'da oynardı.

Üç parmağını gevşemiş olan deliğine itip inledi.

Otabek olduğu yerde aval aval ona bakıyordu. Az önce istenmeyen oyuncu pozisyonuna düşmüştü. Önündeki sarışından böyle bir hamleyi beklememişti.

Hayatında ilk kez birisi Otabek'e böyle meydan okuyordu.

Otabek, Yurio'nun parmaklarını çekip dudaklarının arasına alarak dişledi ve içine girdi. Meydan okumasını kabul ediyordu.

 Meydan okumasını kabul ediyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"+15 oy?"
"+15 oy."



Will Be Back | Otayuri & Victuuri ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin