Eski

16 2 0
                                    

Bazen bazı şarkılar vardır. Belki tam anlamıyla yaşadıklarınızı ifade etmez, belki de sadece nakaratı ya da bir iki dizesi size uygundur. Ama bir döneminizle onu bütünleştirirsiniz. İstemeden de olsa.

Ya yeni keşfedersiniz ya da şarkı yeni çıkmıştır. Bir iki dinleyişten sonra bakarsınız saplantı halini almış. Birini, bir şeyi düşünürken onu dinlemeden yapamaz olmuşsunuz...

İki üç yıl önceydi. Bir arkadaşım vardı, arkadaştan öte bir arkadaş... Onunla konuşmaya başladığım ilk gün her şeyimi anlatmıştım neredeyse. O da bana. Bir sır vermişti, kendisiyle, ailesiyle ilgili. Onu üzen, yıpratan bir şeydi. Ve biliyorum ki benden başka kimseye söylememişti. Söylediği şeyden sonra deli gibi ağlamıştım bir süre. Kendimi onun yerine koyarak.

İlk gece, konuşmaya başladığımız ilk gece, ki sabaha kadar uyumadan konuştuk, bunu bana söylemesi, nasıl desem bana olan o anlaşılmaz güveni gözlerimi yaşarttı, ciddiyim. Daha hiç tanımadığı bir insan... Onunla dalga geçebilirdim, bana anlattıklarını başkalarına anlatabilirdim... Umursamadı. Bir şeyin farkındaydım, o gece gerçekten sıkı bir bağ kurmuştuk. Birbirimize verdiğimiz sırlar da bu bağın en güçlü kanıtıydı.

Kelimeler anlamsız kalacak şu an farkındayım ama başka türlü anlatamam. Her şey, o kadar mükemmeldi ki. Haddinden fazla. Onun yalnızca bana ait olması gerektiğine karar verdiğim anda, kaybetme korkum diğer ilişkilerimde de olduğu gibi gün yüzüne çıktı. Bu sefer daha baskın, daha delice.

Ben seversem bağlanırım, köpek gibi. O insan benim için vazgeçilmez ve tek olur. Başkasına, başka şeylere ihtiyaç duymam. Havam, suyum o olur. Onun hayaliyle uyurum, onun gülüşüne gülerim, o yanımdayken huzurlu olurum bir tek.

Hâlâ mutlu bir ilişkimiz, güzel bir arkadaşlığımız var demek isterdim. Ama yok. Her güzel şey gibi o da bitti. Yani izin vermediler devam etmesine. Bunu bu sene anladım, onun benden uzaklaşma sebebini. Onca zaman nasıl farkedememiştim yanımdaki iki yüzlülerin oyunlarını.

Anlayamıyorum. Ben kimseye gram kötülük düşünmezken, neden mutluluğum çekilemez bir şeymiş gibi iyi davrandığım insanlar benim mutsuz olmam için çabalıyor ki?

Onun benden uzaklaştığını farkettiğimde, başta rahat bırakmak istedim. Belki bir hata yapmışımdır, kırmışımdır diye düşündüm. Sonra baktım böyle bir şey yok gibi görünüyor. Ona sordum. Defalarca kez. Destanlar yazdım, beni anlaması için. Ya da sıkıntısı neyse onu söylemesi için. Söylemedi. Ortak bir arkadaşı sürdüm araya. Ona da "O yanlış anlıyor." dedi. Neyi yanlış anlıyordum? Saniye yanımdan ayrılmayan insan, yüzüme bakmaz, yanımda durmaz olmuştu. Eyvallah dedim, benim kuruntumdur. Yine onu rahat bıraktım. Ama ben bir türlü rahat değildim. İlk defa onun acımasız olduğunu düşünüyordum çünkü resmen bile bile canımı yakıyordu.

Düşünün ya. Tek arkadaşınız, tek dostunuz o. O zamana kadar başka kimseye ihtiyaç duymamışsınız, başka kimseye yakınlık göstermemişsiniz. Ve o sizi bırakıyor. Boşluk!

Günlerim rezilleşmişti. Ağlamayı filan geçtim, göz kenarlarım zaten yara olmuştu. Abarttığımı düşünebilirsiniz, ama yemek yiyemiyordum. Midem acayip bi' haldeydi. Yediğimi hemen geri çıkarıyordum. Bir süre sonra su bile içemez hale geldim. Midem her türlü içeri attığım şeyi çıkartmaya çalışıyordu. İki çubuk krakerle durduğum günleri biliyorum. Yorulmuştum. Sadece uyuduğumda huzurlu oluyordum, o da nadiren. Kabusum olmuştu çünkü. Büyük bir bataktaydım.

Onu kaybetme sürecimde ve sonrasında sadece bir şarkı dinledim. Nakaratı tam anlamıyla benlikti, bizlik... Çabalarımı anlatıyor gibiydi, ve güzel günleri.... Tam manasıyla artık o yoktu, ve bir başımaydım.

Yine ara sıra karıştır dan denk gelir o şarkı. Bakarım, ağlayabileceğim bir ortamdaysam, düşünmem, sonuna kadar dinlerim. Ama değilsem gözüm kapalı geçerim. O adamın her şarkısına taptığım halde. Çünkü biliyorum ki dinleyince, hatırlayınca gözlerim asla nemsiz kalmaz. Belki aptallığıma ağlıyorumdur, ona verdiğim değere, kendime acıyorumdur. Kim bilir belki de hala onu sevdiğimden...

Bu gece bunları yazma nedenim de, uyuyamadığım için öylesine şarkı açmam, ve yine karıştır dan o şarkının çıkması oldu. Hatırladım ve gözlerim doldu. Yazdığıma pişman değilim. Sanırım o zamandan beri bunu bekliyordum. Derdimi anlatabilmeyi.

Hâlâ...

Ne yaparsam olmuyor, olmuyor eskisi gibi. Güldürmüyor, ağlatmıyor kimse senin gibi...

Denizin DibiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin