NOT: Bu bölüm wattpad'deki en sevdiğim yazar için. Sadece onun.
Umarım beğenirsiniz.
5.Bölüm:
Aynada son kez kendime baktım. Son üç seferde de aynı şeyi söylemiştin gerizekalı. İç sesimi takmadan kendime bakmaya devam ettim. Parti bahar temalı olacakmış, herkezin bulabildiği en açık ve bahar konseptine uygun giysileri giymesi zorunluymuş bla bla bla... Berkeyle konuşmuş ve onu beyaz bir takım elbise giymeye zorlamıştım yoksa uyumlu olmazdı ki. Partiyi düşünmeyi bırakıp makyajıma kaldığım yerden devam ettim ve bitirdiğimde karşıma çıkan görüntü hoşuma gitmişti, ağlamaktan kızarmış gözlerim düzelmiş ve mor halkalar kapanmıştı bunun yanında biraz rimel, eyeliner ve şeftali rengi dudak parlatıcısı kullanmış ve en sevdiğim parfüm olan Paco Rabanne'nin 1 million'unu sıkmıştım. Ayağıma elbisemle uyumlu koyu mavi topuklu ayakkabılarımı -az topuklu ayakkabılarımı- giydim ve son olarak sonsuzluk işaretindeki gümüş kolyemi taktım. Bu kolyeyi bana annem hastalığını öğrendiğimiz gün eve gidince vermişti, mezuniyet hediyesi vermeyi olarak planladığını ama sanırım o anlarımı göremeyeceğini söylemişti. O gün ikimizde canımız çıkana kadar ağlayıp sarılarak uyumuştuk. Ertesi gün ise hemen Engin amcaları işe almıştık ve sonra o donuk haline geçiş yapmıştı annem işte. Parmağımı kolyeye dolamış aynadaki yansımama bakarkenki düşüncelerimi berkenin sesi bozdu.
''Hadi Alev! akşama kadar bekleyemeyiz seni.'' zaten akşam oldu sersem dememek için zor tuttum kendimi nitekim az sonra ''pardon sabah diyecektim'' deyince kendimi tutamayıp kahkaha attım ve geliyorum diye seslendim. Ben kapımı açmış ağır ağır dışarı çıkarken hep filmlerde olduğu gibi bütün gözler parti kızının -o kişi ben oluyorum- üzerine dikilmişti. Berke' ye bakmamla şoka uğramam bir oldu. aman tanrım hayatımda bu kadar yakışıklısını görmedim. senin o yeşil gözlerinde kaybolmak istiyorum. Silkelenip kendime geldim, şaka bir yana mükemmel olmuştu. O hacimli saçlarını bir tarafa yatırıp ucunu hafifçe yukarı kıvırmıştı, bembeyaz ceketi adeta ışık saçıyordu ve buna bir tezatlık yaratmak istercesine ceketinin ön cebinde pembe bir gül vardı. Benim giysimdeki tonun tıpatıp aynısı. Bunu nasıl yaptığını sormayı aklıma not ettim ve bana sırıtarak bakan ve kolunu açmış bekleyen yakışıklının koluna girdim. Dışarı çıktığımda ise asıl şoku yaşadım. Beyaz bir mini cooper? Tamam biraz lüks birşey bekliyordum ama lanet olsun beyaz bir MİNİ COOPER!? ben ağzım açık arabaya bakarken berke sürücü koltuğuna oturmak için yanımdan geçti ve tam geçerken kulağıma ''Salyalarını topla daha yeni temizlettim.'' dedi. Söylediği her ne kadar alaycı bir şey olsa bile ben nefesini saç diplerimde hissetmekten ve onun yakınlığından mayışmış haldeydim. Sonunda ağzımı toplayabildiğimde ve arabaya binebildiğimde -o bebeğe araba dediğim için ağzım yamulacak- parti mekanına doğru gitmeye başladık.
Parti okulun arka bahçesindeydi ve açıkçası hiç böyle bir arka bahçe beklemiyordum Berke'ye arabada partinin nerde olduğunu sorduğumda okulumuzun arka bahçesi demişti ama buranın bir bahçeyle ilgisi yoktu. Bir kere her yer yemyeşildi ve çimenler bileğinize kadar geliyordu, çimenleri ortadan ikiye bölen iki kişilik bir yol vardı ve yolun düz devam ettiği yere kadar beyaz ışıklar saçan küre şeklinde aydınlatmalar vardı. iki kişilik yolun bittiği yerde çimenlez azalıyor ve düzlük alan çoğalmaya başlıyordu. Düz alanda belirli bir şekille yerleştirilmiş 5-6 kişilik kokteyl masaları vardı ve arada bir oradan oraya gidip duran siyah smokinli garsonlar elinde tepsilerle geziniyordu. Berkenin elimi tutmasıyla rüya aleminden çıktım ve ona sorarcasına baktım.
en sevdiğim gülümsemesini takındı. ''Sadece bir geceliğine Alev, her şeyi unut. Söz veriyorum bugün hataının en güzel gecesi olacak'' dedi. Haklıydı. Bu acıyla yaşayamazdım değilmi? Annemin acısıyla. Derin bir nefes aldım ve Berkenin beni sürüklediği arkadaş grubunun yanına doğru ilerlemeye başladım. Bizi gülümsemeleriyle karşıladılar. İki çiftlerdi sanırım çünkü iki kızda iki erkeğin elini tutyordu ve tam iki kişik yer sanki bize ayırtılmış gibi kalıyordu. Olabilirdide, emin değildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat Seninle Güzel
Romance''Se-seni seviyorum anne'' ''Biliyorum tatlım, bende seni seviyorum'' ve daha ne olduğunu anlamadan annem yere yığıldı. Acı bir çığlık attım. ''Anne! Seni seviyorum anne! lütfen beni bırakma! anne!'' bağırmaya başladım. Kapı açıldı ve içeri doktor g...